Peace and quiet translate Turkish
569 parallel translation
Well, I like peace and quiet.
Ama ben huzur ve sessizlikten hoşlanıyorum.
I read a book once that said women always look their best... in the peace and quiet that follows a storm of violence.
Okuduğum bir kitapta bir kadının en çekici olduğu zaman şiddet fırtınasından sonra sakinleşmiş ve barışçıl olduğu zamandır.
I've got to have peace and quiet when I'm preparing my victuals.
Kumanyamı hazırlarken huzur ve sükunet içinde olmalıyım.
Can't we have a little peace and quiet here without dragging in poisons all the time?
Lafı zehire çekmeden huzurlu ve sessiz olamaz mıyız?
Can't a gentleman have some peace and quiet around here?
Bir beyefendi buralarda rahat bırakılmadan kalamaz mı?
There you are, Mr. Holmes, now we can have some peace and quiet around here.
Tamam, Bay Holmes, artık burada rahat olabilirsiniz.
This time I'm just looking for a little peace and quiet.
Bu sefer etrafta biraz huzur ve sessizlik istiyorum.
You should know what it means to want a little peace and quiet.
Biraz huzur ve sessizlik istemenin ne anlama geldiğini biliyor olmalısın.
Peace and quiet is for libraries.
Huzur ve sessizlik kütüphanelere göredir.
He needs peace and quiet.
Huzura ve sükûnete ihtiyacı var.
All I really want is a little peace and quiet.
Doğrusunu istersen, tek isteğim biraz huzur ve sessizlik.
Peace and quiet...
Huzur ve sessizlik..
From what I've seen, they all live together with the peace and quiet of a band of angels.
Gördüklerimden, onlar bir melekler takımı gibi birbirleriyle barış ve sukunet içinde yaşadılar.
Then perhaps we can have a little peace and quiet around here.
Belki biraz huzur buluruz.
Too bad a man can't have a little peace and quiet around here when he's trying to sleep.
Çok kötü, insana uyurken de rahat ve huzur yok buralarda.
It's peace and quiet on Sunday.
Sessiz ve sakin bi Pazar günü.
It's all yours if you want some peace and quiet before you go back.
Dönmeden önce biraz huzur ve sessizlik ararsanız sizindir.
I'm going to see I get a few years peace and quiet in return.
Karşılığında birkaç yıl olsun huzuru ve sessizliğ göreceğim.
Peace and quiet And open air
Huzur ve sessizlik ve temiz hava
Do you think she'll be able to stand all this shattering peace and quiet?
Huzurumuzun böyle bozulmasına sence dayanabilecek mi?
You have no idea how much it means to me to be able to settle down to a life of peace and quiet.
Huzurlu ve sessiz bir hayata kavuşabilmenin benim için ne kadar önemli olduğuna dair en ufak bir fikrin bile yok.
Monsieur, if what you're needing is peace and quiet I can assure you, you couldn't get more peace anywhere.
Mösyö, eğer aradığınız huzur ve sessizlikse... buradan huzurlu bir yer bulamayacağınızı garanti ederim.
As long as there's a little peace and quiet.
Birazcık huzurluysa bana yeter.
Ι paid a high price for peace and quiet.
Huzur için yüksek bir bedel ödedim.
I need peace and quiet and darkness.
Huzura, sessizliğe ve karanlığa ihtiyacım var.
Is it so unusual for a girl to want a little peace and quiet?
Bir kızın biraz huzur ve sükunet istemesi çok mu garip?
I am safe within myself. All I ask and want is peace and quiet.
Tek isteyip arzuladığım huzur ve sükunet.
In all peace and quiet.
Sakin ve barışçıl olacak.
Then we'll have the real professor and I can steal the documents. In peace and quiet.
Böylece gerçek Profesör elimizde olacak ve bütün belgeleri rahatça ele geçirebileceğim.
I needed this peace and quiet to work on my experiments without being disturbed.
Rahatsız edilmeden çalışmalarımı sürdürebilmem için bu sükûnete ve sessizliğe ihtiyacım vardı.
No peace and quiet.
Huzur ve sessizlik yok.
Peace and quiet.
Sakin ve huzurlu.
- Peace and quiet...
- Rahatlık...
I've had six months of peace and quiet and fresh air.
Sakin bir yerde altı ay geçirdim.
The end of my peace and quiet at home.
Evdeki huzur ve sükunetin sonu.
It's lovely here - peace and quiet.
Sessiz, sakin, sevimli bir yer.
I want peace and quiet... and... and no other men in her life.
Huzur ve sessizlik istiyorum. Ve hayatında başka erkek olmasın.
I came here to find peace and quiet... and faith.
Buraya huzur, sükunet ve inanç bulmaya geldim. - Buldun mu peki?
I came here for peace and quiet, and you're disturbing it.
Buraya sessizlik ve huzur bulma amacıyla gelmiştim, sen bunu bozuyorsun.
You mind going away so I can finally have a little peace and quiet.
Benden uzakta olmaya devam edersen, huzur ve rahat içinde olabilirim.
Obviously, I do not need group therapy, I need peace and quiet!
Aslında, grup terapisine ihtiyacım yok, ihtiyacım olan huzur ve sessizlik!
A writer needs peace and quiet.
Bir yazarın huzura ihtiyacı vardır.
I want some peace and quiet.
Neden rahat vermiyorsunuz? Neden beni rahat bırakmıyorlar?
It will be peace and quiet there now.
Orası şimdi sakin ve huzurlu olur.
So we have some peace and quiet.
Şimdi bir süreliğine rahatız değil mi?
I'm supposed to have peace and quiet!
Buranın sakin ve huzurlu bir yer olduğunu sanmıştım!
I can never have a bit of peace and quiet, Check those damn wagons!
Sakin bir dakika geçiremeyecekmiyim, Kontrol et şu lanet olası arabaları!
Peace and quiet. The woods, the snow.
Daha huzur dolu ve sessiz.
The peace and the quiet. On Sunday afternoons, I was always sleeping one off.
En çok pazar ikindilerini düşünüyorum huzurlu ve sessizdi.
So peace and quiet came once again to Inisfree and we were...
Inisfree'ye bir kez daha sessizlik ve huzur hâkim olmuştu.
I'll arrange that you go broke in quiet and peace
Sessiz sedasız alırım son kuruşunu
and quiet 27
quiet 3842
quietly 665
quiet on the set 19
quiet please 25
quieter 20
quiet now 57
quiet down 216
quiet laugh 23
peace 747
quiet 3842
quietly 665
quiet on the set 19
quiet please 25
quieter 20
quiet now 57
quiet down 216
quiet laugh 23
peace 747