Print it translate Turkish
1,155 parallel translation
- Because I can't print it.
- Çünkü basamam.
Just because it's not a real haiku... that doesn't mean you're not going to print it in the paper right?
Sadece gerçek bir Japon şiiri olmaması..... basılmayacağı anlamına gelmez değil mi?
Unscrew the top, I had to print it specially.
Tepesi uymuyordu. Özel olarak bastırtmam gerekti.
No, I can just print it up again. Yeah, that's what I'll do.
Hmm, oldukça uzun bir liste.
Print it!
Basın bunu.
Print it!
Basın bu filmi!
I'll print it.
Yazdıracağım bunları.
Can you print it out for me?
Benim için çıktısını alabilir misin?
Print it.
Bas şunu.
Print it up.
Bas şunu.
I found this story first, I'm gonna print it first, period.
Bu hikayeyi önce ben buldum. Ve önce basan ben olacağım, nokta.
Print it up.
Bu benim ilanım, yaz
- Can you print it out for me, Mark? - Sure.
- Bunu bana yazdırır mısın, Mark?
Newsweek will print it. Your docket becomes spin control.
Bir keçiyle seks yaptığınızı söyleyebilirim, - külliyen yalan - peki o zaman ne olacak?
- What, they didn't print it?
- Ne oldu, yayınlamamışlar mı?
- Then why did you print it?
- O zaman bunu neden yayınladınız?
- lt's wrong to print it.
- Çünkü bunu basmak yanlış.
Why does it have this foot print on it?
Neden üzerinde ayak izi var?
It is a little difficult to read, of course, with this foot print.
Gerçi bu ayak iziyle okumak biraz zor.
Mulder here found a print on the TV... a partial oblique... and it's not the victim's.
- Mulder TV'de bir parmak izi buldu. Kısmen eğimli ve kurbana ait değil.
It's the print that gets the money, Ron.
İsimlerimizin kitaplarda yazması para getirir Ron.
I tell you, it won't print.
Evet, bu şey basmıyor işte!
Well, it's a rare archival print.
Evet, nadir bir kopyasını gösteriyoruz.
It's me. We got a print.
Bir iz bulduk.
Voice print analysis confirms that it's Nagi Hassan Jaffa's deputy director.
Ses analizlerine göre Nagi Hassan Jaffa'nın baş yardımcısı.
We print the story. It runs on the front page.
Hikâyeyi birinci sayfadan basıyoruz.
I've already rushed it into print.
Ben yazdıklarımı baskıya yolladım.
It's been out of print since 1932.
Bugünlerde ender rastlanan bir birleşim.
Well, this is, um, like, imported Italian nylon and, uh, it's like a special-edition, limited silk print and it was done by this really famous, um, design artist from Italy.
- Bu İtalyan naylondan yapılmış. Ve özel ipek bir baskı kullanılmış. Ve tasarımcısı çok meşhur bir adammış, İtalyan.
Seeing it in print, I sought professional help. And my doctors, of which there are many, diagnosed me.
Yazılı sonuçları gördüğümde profesyonel bir yardıma ihtiyacım olduğunu fark ettim.
I'm not giving up on it but, this way, I get to see my work in print.
Onu unutmuş değilim ama böylece işlerimin basıldığını görüyorum.
What if this man's life force, his chi, whatever you want to call it, retained a blue print of the actual man himself, guiding rapid growth, not as cancer, but as regeneration.
Ya adamın yaşam gücü, "chi" si,... adı her neyse, gerçek adamın bir kopyasını alıp,... kanser olarak değil de, yeniden üreme şeklinde gelişmişse?
It takes eight "compares" to get a print accepted in court.
Mahkemeye kabul edilmek için sekiz "mukayese" götürmek gerekiyor.
But it's out of print.
Ama baskısı bitti.
We can print an empty page with the word'Censored, running across it.
Boş bir sayfa basıp üzerine büyükçe'Sansürlendi'yazabiliriz.
If you don't want to see it in print, it's off the record.
Baskıda görmek istemiyorsan, kayıt dışıdır.
It'd be nice to leave an ass print on Everest.
Everest'e kıçımın izini bırakmak güzel olur.
Not a print on it.
Üzerinde parmak izi yok.
But nothing you see or hear turns up in print and none of it- - none of it- - gets back to your father, understand?
Ama duydukların ya da gördüklerinin hiçbiri yayınlanmayacak ve hiçbirinden babanın haberi olmayacak, anlaşıldı mı?
Aside from the fine print, that's it.
Görünenin aksine, aslında öyle.
Then print me a new report after that entry so it shows 7.78 billion yen...
Onu girdikten sonra yeni raporun çıktısını getir, Demek şu anda SIMEX bize 7.78 Milyar yen borçlu gözüküyor.
If we get a print and it's on file, we'll id him.
Eğer kimliğinin fotokopisini alsaydık kimliğini tespit edebilirdik.
- "It's only a partial print."
- İzin sadece bir kısmı var.
It looks like we have a nice, clean friction print.
Öyle görünüyor ki, güzel bir sürtünme izi bulduk.
Why else would you print a piece of fiction about me and call it fact?
Ve bu yüzden benim hakkımda atmasyon bir hikaye yazıp, buna gerçek diyorsunuz.
It's more fun than print. Excuse me?
- Yazması daha zevkli olur.
I couldn't find it anywhere. They told me it just went out of print.
hiçbir yerde bulamadım sanki yer yarıldı içine girdin
It's a topographic bio print.
Topoğrafik biyo-baskı.
A 60-man crew worked here yesterday but there was one print with blood tracked in it.
Dün burada çalışan, altmış kişilik bir ekip vardı. Ama üstünde kan olan tek bir iz vardı.
It was the vic's blood in the shoe print.
Adli Tıp Laboratuarı 8 Ekim Cuma Ayakkabı izindeki kurbanın kanıydı.
It is. But they deal with low-income people who don't read fine print.
- Yasal, ama çalıştıkları insanların çoğu düşük gelirli insanlar.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72