English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Q ] / Quickness

Quickness translate Turkish

36 parallel translation
Let me try to find a way to tell it with quickness.
Şunu çabucak anlatmanın bir yolunu bulayım.
Hamlet, for thine especial safety - which we do tender as we do deeply grieve for that which thou hast done - this deed must send thee hence with fiery quickness.
Hamlet, bu yaptığın bize çok acı vermekle beraber, senin güvenliğini düşündüğümüz için, çarçabuk ayrılman gerekiyor buradan.
I, too, have lost some of my quickness, my memory... from too much Congo sun.
Ben de Kongo'nun güneşinde, çabukluğumun ve... ve hafızamın bir kısmını yitirdim.
I never cease to marvel at the quickness of your mind.
Keskin zekana her zaman hayran olmuşumdur.
Like a modern-day gladiator, a matador's fame will be determined by the quickness of his sword.
Modern zamanın gladyatörü gibi, bir matadorun ünü ne kadar hızlı kılıç kullanmasıyla belirlenir.
He said that the quickness of his decipherment enabled him "to avoid the systematic errors which invariably arise from prolonged reflection."
Bakar bakmaz çıkardığı anlamın, "uzun uzadıya düşünmenin yol açtığı, sistemli hatalardan" koruduğunu, bu nedenle de fazla düşünmeye dalmadan daha iyi sonuçlar elde edildiğini söyledi.
You gotta get some quickness.
Hızlı olmalısın.
Quickness, endurance.
Hız, dayanıklılık.
Marshall got here because of one reason : quickness.
Marshall buraya tek bir nedenden ötürü geldi : çabukluk.
- Obviously, good quickness.
- Hızlıydık.
Hamlet, this deed of thine, for thine especial safety - Which we do tender as we dearly grieve for that which thou hast done. - must send thee hence with fiery quickness.
Hamlet, bu yaptığın bize çok acı vermekle beraber senin güvenliğini düşündüğümüz için çarçabuk buradan ayrılman gerekiyor.
Each method has an inverse relationship between quickness and cleanness.
Ve her metodun hızlılığıyla temizliği arasında ters bir orantı vardır.
Got a little quickness in you, don't you?
Oldukça hızlı sayılırsın.
The extremely cunning man who, as far as we can see is very virtuous and uses his great intelligence and quickness of mind to rescue his clients from dangers but who could be fooling us - because he's cleverer than we are.
Son derece kurnaz olan gördüğümüz adam çok hünerlidir ve üstün zekâsıyla aklının çabukluğunu, müvekkillerini tehlikeden kurtarmak için kullanır. Ama bizi kandırıyor olabilir. Çünkü o bizden daha zeki.
Well, my definition of a problem is a trivial annoyance overcome with quickness of thought.
Şey, benim sorun dediğim şey hızlı bir düşünme ile çözülür.
Now, I want my money and with the quickness!
Şimdi telefonlarıma bile çıkmıyorlar! Paramı istiyorum ve hemen istiyorum!
If I was you... I would get some legal representation with the quickness.
Yerinde olsam, vakit kaybetmeden kendime bir avukat bulurdum.
It's their ingenuity and their quickness to learn that have always impressed me.
Öğrenmedeki çabuklukları, ve becerileri beni hep etkilemiştir.
Come on, we going on inside with a quickness.
Hadi. Hemen içeriye girelim.
They don't possess the strength of character or the mental quickness to be a great fighter.
Beni duydun. Zenciler dövüşemez. Karakterlerinde bulunan güce sahip değillerdir.
Over time, your quickness with a cocky rejoinder... must have gotten you many punches in the face.
Bu hazırcevaplığın yüzünden yıllar içinde... suratına bir sürü yumruk yemiş olmalısın.
Speed and quickness.
Hız ve çabukluk.
But if you can't, we work on your handle, We work on your quickness, and we make damn sure You got the best shot of playing pro ball.
Ama başaramazsan, top hâkimiyetin, çabukluğun üzerinde çalışmalıyız ve kahrolası profesyoneller arasında en iyi şutu atan kişinin sen olduğuna emin olmalıyız.
Hamlet, this deed, for thine especial safety, which we do tender, as we dearly grieve for that which thou hast done, must send thee hence with fiery quickness.
Hamlet, bu yaptığın bize çok acı vermekle beraber, senin güvenliğini düşündüğümüz için, çabucak ayrılman gerekiyor buradan.
When I click my fingers, Jack, you will open the safe with great ease... and quickness.
Parmaklarımı şaklattığımda Jack kasayı rahat ve hızlıca açacaksın.
Still hairy, but where a bear generates his power through sheer mass alone, the otter generates his power through extraordinary quickness, cunning, and skill.
Kıllı ama ayının gücünü tek başına oluşturan yer. Samur, ayının gücünü inanılmaz bir hız, kurnazlık ve hareketle oluşturur.
Last night, I discovered a direct correlation between the quickness with which the killer dispatched his victims and the extent of their parents'media exposure.
Dün gece, kurbanlarını öldürme hızıyla ebeveynlerin televizyonda görünme süresi arasında doğrudan bir ilişki keşfettim.
It's Pacquiao's quickness dominating the slower De La Hoya
Pacquiao'nun hızı, daha yavaş olan De La Hoya'ya hâkim oldu.
What they lack in size... they make up in quickness off the ball, determination and toughness.
Boylarının eksikliğini hızları, azimleri ve güçleri ile tamamlıyorlar.
Since you're Paulie, my dealer friend, who can flip "h" into cash with a quickness.
Eroini olabildiğince çabuk şekilde nakite çevirebilecek biri olduğundan beri Paulie, benim torbacı arkadaşım.
She canceled Christmas on your boy with her quickness.
O çocuğun yılbaşını hemen nasıl iptal etti.
Marshall got here because of one reason... quickness.
Marshall alıyor şimdi, tek bir sebeple bu takımda hız.
The key to the success for the James Gang has always been speed, quickness.
James çetesinin başarı anahtarı hızlı ve çabuk hareket etmeleriydi.
Anthony's got outstanding foot quickness, good balance and technique.
Anthony'de inanılmaz bir ayak çabukluğu var, dengesi ve tekniği iyi.
I LOVE YOUR QUICKNESS.
Onurunu seviyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]