English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Q ] / Quick as you can

Quick as you can translate Turkish

282 parallel translation
Best thing you can do, Blake, is to get out of here as quick as you can.
Elinizden gelen en iyi şey, Blake, en hızlı şekilde burdan çıkıp gitmek.
Get to Tara as quick as you can and stay there.
Hemen Tara'ya dön ve orada kal.
Oh, be as quick as you can.
Elinizden geldiğince çabuk olun.
As quick as you can.
En kısa zamanda.
Get started as quick as you can.
Elinden geldiğince çabuk başla.
Ed, get back here as quick as you can.
Ed, bir an önce buraya gel.
- then get back in town as quick as you can.
- Sonra hemen kasabaya geri dön.
Come back as quick as you can.
Gelebildiğin kadar çabuk geri dön.
Saddle up his horse as quick as you can.
Atını mümkün olduğunca çabuk eyerleyin.
Now see if you can find Wyatt quick as you can and get some help.
Olabildigince çabuk Wyatt'i bul da yardim etsin.
- [Whistle Blows ] - [ Man On P.A.] Get on board quick as you can.
Oldukça hızlı gemiye bininiz!
Get those boats cleared as quick as you can, sir.
Teknenizi mümkün olduğunca çabuk boşaltınız bayım.
And quick as you can say "Bob's your uncle," the most unusual things begin to happen.
Ve çabucak "Bob Amca" dediğiniz anda çok tuhaf şeyler olmaya başlar.
Now, just get out of my sight as quick as you can!
Hemen kaybol gözümün önünden!
Get him to sleep as quick as you can, will you?
Onu olabildiğince çabuk uyut, olur mu?
Quick as you can, please.
Acele edin Iütfen.
- Yes, sir. - Quick as you can!
Natashalyn, ben kıdemli yoldaş mı oluyorum?
Get the ladies'luggage, quick as you can!
Hanımların bagajlarını alın, çabuk olun!
But please make it as quick as you can.
Ama elinizden geldiği kadar acele edin.
- Finish with the engines... quick as you can.
- Makinist dinlemede. - Motorları kapatın. - Elinizi çabuk tutun.
Quick as you can.
Yapabildiğin kadar çabuk yap.
Now, get the rest of the men armed and yourselves and get up there to them shacks just as quick as you can.
Şimdi kalan adamları alıp silahlandırın ve kendiniz de ve mümkün olduğunca çabuk yukarıdaki kulübelerdeki yerlerinizi alın.
Come as quick as you can.
Olabildiğince hızlı gel.
She can bake a cherry pie quick as you can wink your eye
Kirazlı turta pişirebiliyor Göz açıp kapayana kadar
* Then fill up the glasses as quick as you can *
Sonra yapabildiğiniz kadar çabuk doldurun kadehleri
Come as quick as you can.
Olabildiğince çabuk gelin.
Get over here as quick as you can. How can I?
Elinden geldiğince çabuk buraya gel.
Quick as you can, please, driver. I'm late.
Çabuk ol şoför, çok geç kaldım.
Croydon Airport, as quick as you can.
Croydon Havaalanı. Acelem var.
Can you strip naked and put on your hospital gowns, quick as you can? - Dr. MacKee, this is a joke.
Çıplak kalacak şekilde soyunup hastane gömleklerini giyer misiniz Iütfen, mümkün olduğunca çabuk?
Take that to General Longstreet quick as you can.
Bunu mümkün olduğunca çabuk General Longstreet'e götür.
Get them to me as quick as you can.
Bir an önce bana ulaştır.
I'm going to throw a few numbers out at you... and you put them together in your head as quick as you can.
Birkaç rakam söyleyeceğim ve onları toplayacaksın.
Quick as you can, please.
Mümkün olduğunca çabuk, lütfen.
Evacuate the compartment quick as you can.
Bölümü mümkün olduğunca çabuk terk edin.
As quick as you can, please.
Mümkün olduğunca çabuk lütfen.
- I want you to leave as quick as you can.
- Hemen gitmeni istiyorum.
Quick as you can.
En kısa sürede.
Quick as you can, Nick.
- Çabuk ol, Nick.
Quick as you can. Cheers.
Olabildiğince çabuk.
As quick as you can.
Olabildiğince çabuk.
As quick as we see if she's all right, you go on up to McGarrity's and see if you can do my work, too.
İyi olup olmadığına bakar bakmaz, McGarrity'e git. Benim işimi de yapmaya çalış.
A German cook can kill you just as quick.
Alman yemekleri de bu kadar ölümcüldür.
We know you've had rather a shock, Polly, and talking about it may be disturbing, but I'm afraid we must ask you a few questions, so I'll be as quick as I can, and you just try not to let it upset you. Hmm? Oh, it don't.
Oldukça sarsıldığını biliyoruz, Polly, ve ondan söz etmek rahatsız edici olabilir, fakat korkarım sana bir kaç soru sormamız gerekiyor, dolayısıyla olabildiğince çabuk olacağım, ve sen de canını sıkmamaya çalış.
There's nothing I can do to help you, unless we get out of this swamp as quick as we can.
Bu bataklıktan bir an önce çıkmazsak, sana yardım edemem.
He's quick with a knife, as you can see.
Bıçakta üstüne yoktur gördüğünüz gibi.
- Be with you quick as I can.
- Hemen sizinle ilgileneceğim.
Oh, yes. You're very quick to ride out into the forest to seek out a young girl or a mad old man. Anyone you can use as a convenient sacrifice to your conscience.
Vicdanınızı rahatlatacak uygun bir kurban olarak kullanabileceğiniz birini, bir genç kızı ya da deli bir yaşlı adamı aramak için ormana gitmekte acele ediyorsunuz.
As quick as you possibly can!
Evet, mümkün olduğunca çabuk.
Son, when you can get a warrant as quick as I can, you don't need one.
Evlat, istediğin an arama emri çıkarabilecekken buna ihtiyacın olmaz.
The next item in your catalog is Mr. Quick's 1932 Auburn, which has been in his possession since 1938... and is, as you can see, in mint condition.
Kataloglarınızdaki diğer parça Bay Quick'in 1938'den beridir şahsında bulunan 1932 Auburn ve gördüğünüz gibi çok iyi durumda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]