English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Q ] / Quick as you like

Quick as you like translate Turkish

28 parallel translation
Come on, ladies, quick as you like.
Hadi bayanlar, çabuk olalım.
Heyser street mate, quick as you like.
Glazer sokağına dostum, olabildiğince çabuk.
I'll have 1988 please, quick as you like!
İstediğin kadar çabuk 1988'de olayım!
Quick as you like!
Daha çabuk!
All down, quick as you like.
Şimdi arabayı boşaltır mısınız, lütfen?
Follow me, quick as you like.
Haydi, beni takip et.
Quick as you like there, Stephen.
Olabildiğince hızlı, Stephen.
Quick as you like.
İstersen hızlı ol biraz.
Quick as you like!
- Çabuk olun!
Pop your shirt off, quick as you like.
- Gömleğini çıkart, hemen.
Quick as you like!
İstediğin zaman!
Quick as you like.
İstediğin gibi çabuk.
- It's wet! Quick as you like.
İstediğin kadar hızlı ol.
Be quick as you like.
İstersen biraz hızlı davran.
Quick as you like, please!
Mümkün olduğunca çabuk, lütfen!
Keep looking at it. But back off quick as you like.
Bakmaya devam et ama istediğin hızda geri çekil.
Take these back up to Mr Pickwick and his guests, will you? Quick as you like.
Bunları Bay Pickwick ve misafirlerine götür, tamam mı?
Quick as you like.
Çabuk ol!
Now, I like Sister Bessie about as well as the next one or I wouldn't give her new automobile a thought but I'm here to tell you, Lord you'd better step in and help me out pretty quick or I'm afraid I'll have to take matters in my own hand.
Rahibe Bessie'yi herkes kadar severim yoksa yeni otomobilini hiç düşünmezdim bile ama sana söylüyorum Tanrım çabuk gelip bana yardım etsen iyi olur yoksa çaresine kendim bakmam gerekecek.
- Any place you like, as long as it's quick.
- Hızlı olduğu sürece neresi istersen olur.
My man Guthrie was like an ox at the knacker's yard under Cunningham's blade. You will need to be twice as quick as poor Will.
Hizmetkarım Guthrie, Cunningham'in kılıcı karşısında mezbahadaki öküz gibiydi.
Because I'd been trained as all Marine officers were trained, that when you have a single casualty like that, you give him quick attention, call for someone else, and then go, because I had another 220 Marines to worry about.
Tüm deniz piyade subayları gibi öyle bir yaralı olduğunda onunla kısaca ilgilenmek, bir başkasını... çağırıp devam edecek şekilde eğitilmiştim. Sorumluluğumda 220 deniz piyadesi daha vardı.
Where you doused him in sodium hypochlorite, calcium hypochlorite... Or, as you and I like to call them : bleach and Quick-E-Plumber.
Küvette sodyum hipoklorit kalsiyum hipoklorit ya da, benim ve sizin gibilerin verdiği isimle çamaşır suyu ve lavabo açıcı vardı.
Just be quick, general, and as soon as you can, change the subject to, like, how hungry you are.
Bir şeyler gevele,... fırsat bulur bulmaz da konuyu değiştir, ne kadar aç olduğunu felan söyle.
You know, I know I'm not an expert like yourself, but seeing as we're seven points out, I don't see why the vice presidential campaign can't make a quick stop there in the middle of the night.
Ben uzman değilim tamam ama 7 puan eksiğiz diye niye başbakanlık için kendimizi geri çekiyorz gecenin bi yarısı
Everyone, now I would like you all to run down the hill, touch the church gate, turn around and run back up to school as quick as you can.
Şimdi hepinizin tepeden aşağıya koşup kilisenin kapısına dokunmasını ve elinizden geldiğince hızlı geri dönüp okula dönmenizi istiyorum.
But what I'm really trying to figure out is why Tollerman took him on so quick and also why a useless drunk like you would take any interest in him.
Ama asıl bulmaya çalıştığım Niye Tollerman hemen çocuğu yanına aldı ve senin gibi işe yaramaz bir alkolik onla ilgileniyor.
Quick as you like.
Çabucak söyleyin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]