English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Rat boy

Rat boy translate Turkish

62 parallel translation
Did you, rat boy?
Öyle mi, fare çocuk?
Take a good look at your future, rat boy.
Geleceğine iyi bak, küçük fare.
And who could forget dear Rat Boy?
Kim sevgili Fare Çocuğu unutabilir ki?
Rat Boy?
Fare Çocuk mu?
You're not pinning this one on me, rat boy.
Suçu üzerime yıkamazsan sıçan suratlı.
Rat Boy and I are going to the source.
Biz de fare çocukla çikolatanın kaynağına gidiyoruz.
They call me rat boy.
Bana Ratboy diye sesleniyorlardı.
Adios, rat boy. Ahh... Aah!
Hoşçakal, Ratboy.
OK, rat boy.
Tamam "Fare Çocuk"...
No kidding, rat boy.
Şaka yapma fare çocuk.
Tonight I'm going to read from my "Rat Boy" poems.
Bu gece size "Rat Boy" şiirlerimden birini okuyacağım.
In the dark corners of the more recessed cavities... of Rat Boy's small and wicked mind... here is where the parasites of iniquity gorge themselves.
Rat Boy'un küçük ve şeytani beyninin kuytu ve karanlık köşeleri kötülüğün tohumlarıyla doludur.
That was for my girlfriend, you fucking rat boy.
Bu kızarkadaşım içindi, seni kahrolası farenin evladı.
You're not a Rat boy!
Sen artık fare çocuk değilsin!
Phil and Rat Boy on the front and back.
Phil ile Rat Boy öne ve arkaya baksınloar.
Phil or Rat Boy.
Phil mi Rat Boy mu sence?
Oh, I just ran into Rat Boy.
Koridorda Rat Boy'u gördüm.
Passed a tapped city water pipe about a half mile back been following rat boy's spills ever since.
Dağılmış şehir sularının borularını yarım mil kadar geçtikten sonra fare çocuğun izlerini takip ediyoruz.
But when he's dyin', the rat confesses and the boy and girl wind up...
Fakat ölürken, hain her şeyi itiraf ediyor ve kızla oğIan ayrıIıyor.
He'd do it again to see me hanged, but no sneaking rat like him's going to make me leave, my boy.
Asıldığımı görmek için tekrar aynısını yapar. Ama onun gibi alçağın biri beni oğlumdan ayıramayacak.
When the boy's back, I'll flush that rat out.
Çocuğu geri aldığımızda, o herife haddini bildireceğim.
This baby boy has been bitten on the arm by a rat.
Bu bebeğin kolu bir fare tarafından ısırıldı.
Said there was a little boy, a pretty girl, a nigger and a Mississippi swamp rat.
Küçük bir çocuk, güzel bir kız, bir zenci ve Mississippili bir pislik.
You wrote the mother of the boy you slapped, "The rat should've been shot."
O çocuğu tokatlarken "Korkak farelerin vurulması gerekiyor." demişsiniz.
That's a jumbo-sized rat.
- Jumbo boy bir lağım faresi.
So it's Squad Car by a length, rat o'war second by a head, cheezewhiz moving into third.
"Ekip Arabası bir boy önde," Fare O'war bir boy arkada ikinci, Cheezewhiz üçüncülükte. "
Maybe our boy in blue here can answer some of these questions... about this rat business you've been talkin'about.
Belki bu mavi üniformalı köstebek hikayesiyle ilgili... bazı sorularımızı cevaplayabilir.
I got me a little rug rat here. The boy's a little fighter.
- Küçük bir sıçan yakaladım.
Sounds to me like you're allergic to rat poison, boy.
Bana öyle geliyor ki senin fare zehirine allerjin var.
Jesus! What a rat-lookin', homo-repressed mama's boy!
Sıçana benzeyen, eşcinselliğini bastırmış bir ana kuzusuydu o!
No one likes a rat, Danny boy.
- Kimse bir fareyi sevmez, Danny çocuk.
Little rat scat boy, rat liar boy. Not guilty.
Yakındık çünkü erkeklerin ne işe yaradıklarını ve yaramadıklarını bilirdik.
- Just talk, Mr. Rat. - No. That's a good boy.
Konuşun, Bay Fare.
My boy down the infirmary say the shit was more rat poison than it was dope.
Revirde millet mal için fare zehirinden beter diyor.
Boy got hit with a rat shot, that all.
Lavuk kurusıkıyla vuruldu, o kadar.
A boy from Valencia ate a rat.
Valencia'dan bir çocuk fare yemişti.
He's a good boy with a lot on his mind, and he doesn't need a little rat like you messing with his head.
- Bak, o kafası çok yoğun biri ve kafasını karıştıracak senin gibi bir haine ihtiyacı yok.
( animals howling ) boy : Where is the rat? Girl :
GEZİNTİLER ve SEYAHATLER
A rat appears on the boy's first night, I order him to kill it.
Buradaki ilk gecesinde bir fare ortaya çıkıyor, ben de onu öldürmesini söylüyorum.
You're young, attractive, crazy as a craphouse rat, but still... you could have a little boy of your own.
Gençsin, çekicisin. Genelev sıçanları kadar çılgınsın ama olsun... Sen de minik bir çocuk yapabilirsin.
Maybe we should call him rat-boy, huh?
Belki de ona kobaycı çocuk demeliyiz ha?
Hey, rat-boy.
Selam kobaycı çocuk.
And the best part is, if I were Rat-Man, you could be my sidekick, Mouse Boy.
En iyi kısmı da, ben Fare Adam olsaydım sen de benim yardımcım olurdun, Sıçan Çocuk.
Hello. Firat, my boy. Are you well?
Alo, Fırat oğlum nasılsın?
You're a little punk rat, a boy man rat. Look at you.
Küçük değersiz bir sıçansın, bir erkek fare çocuğusun.
What are you doing here, rat-boy?
Burada ne yapıyorsun, fare çocuk?
You wanna be with rat-boy now?
Fare çocukla mı olmak istiyorsun?
My brother, you are wise and I have always listened to you, but the life of some street rat is no equal to that of the boy, who... the boy who one day would have ruled this city!
Abi, bilge birisin ve seni her zaman dinledim ama bir kenar mahalle sıçanının hayatıyla, oğlumunki eşit olamaz... Hayata olsa günün birinde bu şehri yönetecek olan oğlumun!
Murder. Insect and rat activity is indicated.
Böcek ve fare eylemleri boy gösteriyor.
You're not gonna find any cheese in this maze, rat-boy.
Bu labirentte peynir bulamayacaksın, Fare Çocuk.
Rat-boy?
Fare Çocuk mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]