Real talk translate Turkish
648 parallel translation
You know, I was thinking it's been so long since we had a talk you know, a real talk about the future and everything.
Biliyorsun seninle konuşmayalı çok uzun zaman olduğunu düşünüyordum. Gelecek ve her şey hakkında gerçek bir konuşmayı kastediyorum.
I got my CB. But that's not real talk.
Bende de telsiz var ama gerçekten konuşmak sayılmaz o.
You haven't had a real talk with your brother for a year
Kardeşinle 1 yıldır doğru düzgün konuşmadın.
So let's... Let's talk about what's real...
O yüzden gerçekleri konuşalım.
He takes off like an old lady in a high wind, and then he's got the nerve to talk about a real ship.
Sert rüzgarda ihtiyar bir kadın gibi ağır çekim kalkıyorsun sonra da gerçek bir uçak hakkında konuşmaya cesaret mi ediyorsun?
You talk about that mountain like it was a real woman.
Bu dağ gerçek bir kadınmış gibi konuşuyorsun.
I was very relieved as well to think Miss Chantal could have been sincerely mistaken as to the real meaning of our talk, which she may well have misheard.
Bayan Chantal'ın konuşmamızı yanlış duyduğu... gibi, içtenlikle-yanlış anladığını düşündüğümde... iyice rahatlamıştım.
Talk to'em real nice, and they'll settle.
Onlarla kibarca konuşursan sakinleşirler.
I'll talk to the real estate people.
Emlakçılarla konuşacağım.
Looks like this time I let my big mouth talk me into real trouble.
Görünüşe göre bu defa büyük çenem beni büyük belaya soktu.
You talk real big.
Biraz büyük konuşmuyor musun?
There's talk of cold war while men and women die in real wars, and the echoes of persecution and atrocities will not be stilled.
Herkes soğuk savaştan bahsederken, gerçek savaşlarda insanlar ölüyor. Bu zulüm ve acımasızlığın yankıları hiç dinmeyecek.
Tomorrow morning when you're sitting down drinking your coffee, just sip on your coffee, real easy like, and talk to her like what you're saying ain't really that important to you.
Yarın sabah kahve içmek için oturduğunuzda, kahvenden bir yudum al, sanki senin için gerçekten önemsiz bir şey söylüyormuş gibi konuş onunla.
Did you talk to her for real?
Gerçekten onunla mı konuştun?
Stalin's death gave us the right to count exactly what we own. To call both wealth and nakedness... by their real names, to think and talk aloud about our problems and to undertake serious research.
Stalin'in ölümüyle kazandığımız şeyler sahip olduklarımızın tam muhasebesini yapma hem varlıklarımızı, hem de yokluklarımızı adlı adınca anma sorunlarımızı serbestçe düşünüp yüksek sesle dile getirme ve büyük bir ciddiyetle gerçek araştırmalara girişme hakkıdır.
Lieutenant, Mr Chase is real anxious to talk to you.
Sen işine bak.
Just for a moment, let's forget about your story, and let's, uh... let's talk about real life.
Bir an için, senin öykünü unutalım, ve uh, gerçek yaşamdan söz edelim.
What we need is some real vigilante talk.
Şimdi bizim için birlik olma zamanıdır.
- That's real hospitable talk, Bogan, but somebody here isn't so neighbourly.
- Bu çok konukseverce bir konuşma Bogan ama burada birileri fazla konuksever değil.
You're real easy to talk to.
Seninle konuşmak çok kolay.
Young man, you sit right back at this table and eat your dinner, or I'm gonna have to have a real serious talk with you.
Bana bak delikanlı, masana oturuyorsun ve yemeğini yiyorsun yoksa seninle ciddi bir konuşma yapmak zorunda kalacağım.
When we talk of real infinities we're talking about a quantity larger than any number.
Gerçek sonsuzluktan konuştuğumuzda bildiğimiz en büyük sayıdan daha büyük olanı konuşuruz.
You're both going to do a little time. 30 days each unless we talk some real business.
İkiniz de biraz yatacaksınız, 30 gün kadar.Tabi sizinle biraz iş konuşmazsak. Nerede yapmak istiyorsun? Tezgahın üstü iyi mi?
He started to talk about it all the time, even at night in bed, and I guess that's when the real problems started.
Sürekli ondan söz ediyordu. Gece yatakta bile... Asıl sorunlar o zaman başladı.
Why don't you talk about the real reason?
- Gerçek nedeni söylesene.
And I can't talk to you for too long, or I'll get real upset.
Fazla konuşamayacağım yoksa çok üzülürüm.
Hannibal, if that fool don't stop that crazy TV talk... I'm gonna knock him out over the airways for real.
Hannibal, bu deli şu televizyon saçmalığından vazgeçmezse boğazını sıkacağım.
Everybody could talk about the real T-Bone.
Böylece herkes gerçek T-Bone'dan bahsedebilir.
Then me and you, we're gonna get down and talk about some real business.
Sonra sen ve ben, işin özüne ineriz ve gerçek işlerden bahsederiz.
But not a real child to talk to.
Ama konuşacak gerçek bir çocuk yok.
Nice talk. Real nice talk.
Lafa bak, lafa bak.
Hi, Mr. Vance, we need to talk to you. It's real urgent.
Merhaba, Bay Vance.Sizinle konuşmamız gerek, çok acil!
Travis is your real dad and... He wants to talk to you.
Travis senin gerçek baban ve seninle konuşmak istiyor.
You know, I thought we might get to know each other a little more before we dig in and talk real turkey.
Biliyor musun, işe başlamadan önce birbirimizi daha yakından tanıyıp açık konuşabiliriz diye düşündüm.
Look, I don't want to talk anymore... about what's real and what's illusion.
Bak, artık neyin gerçek, neyin hayal olduğu hakkında konuşmayalım.
It's because when you talk about him, your eyes, they're not real.
Çünkü ondan bahsederken gözlerin yalan söylüyor.
" He's real smart, and we can just talk about everything.
Çok akıllıdır ve her şeyi konuşabiliriz.
Yeah, real. You mean, just go up there and talk to them?
- Yani gidip onlarla konuşayım.
I can only tell you about how you can talk on maybe the real streets of America.
Ama Amerika şehirlerinde nasıl konuşulduğunu anlatabilirim.
Mom, I think we have to have a real long talk about something.
Anne, sanırım seninle önemli bir konu hakkında konuşmamız gerek.
Doug Liman who was directing the pilot y know his opinion meant alot to me and so I'm leavin and Doug's like before you leave I wanna talk to ya real fast an I was like oh cool maybe he'll like, a pat on the back
Herhalde sırtımı sıvazlayacak diye döşündüm. Bana berbat olduğumu, sesimi biraz daha ayarlamam gerektiğini ve çok kötü oynadığımı söyledi. Okumalar tek kelimeyle rezaletti.
- Mr Alagash is real anxious to talk to you.
- Bay Alagash acilen konuşmak istiyor.
You never let me talk to a real human being.
Gerçek bir insanla konuşmam hiç müsaade etmiyorsun.
But I did talk to the real estate broad that sold them the place.
Ama evi satan emlakçiyle konuştum.
Well, if there is no real food here, I guess I'll pick some things up from work tomorrow, bring them home. That's something else I want to talk about.
Burada gerçek yiyecekler olmadığına göre, yarın işten dönerken biraz alışveriş yaparım.
We won't know the real story until you talk to him, will we?
Sen onunla konuşana kadar gerçek hikayeyi bilmeyeceğiz, değil mi?
You mean talk or tiptoe around the real issue with chit-chat?
demek istedigin, esas konu etrafinda cene calmak mi?
And I'll talk to you real soon.
Çok yakında görüşeceğiz.
I got some real doctors to talk to.
Gerçek doktorlarla toplantım var.
Starting to talk like a real person.
Yetişkin gibi konuşmaya başladılar.
You talk about this, we'll kill you for real.
Bunu birine söylersen, seni gerçekten öldürürüz.
talkies 34
talk 1219
talking 358
talks 18
talkie 126
talked 42
talk to you tomorrow 30
talk to me 2348
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk 1219
talking 358
talks 18
talkie 126
talked 42
talk to you tomorrow 30
talk to me 2348
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk to you later 250
talk to her 263
talk soon 65
talking to yourself 25
talk later 61
talk me 19
talk to my lawyer 20
talk to your father 18
talking about me 21
talk me through it 21
talk to her 263
talk soon 65
talking to yourself 25
talk later 61
talk me 19
talk to my lawyer 20
talk to your father 18
talking about me 21
talk me through it 21