English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Talk to your mother

Talk to your mother translate Turkish

442 parallel translation
- Somebody should talk to your mother.
- Birisinin annenizle konuşması gerek.
I want to talk to your mother.
Annenle konuşmam lazım.
I still think you should talk to your mother.
Ben gene de annenle konuşman gerektiğini düşünüyorum.
I'll talk to your mother.
Annenle konuşacağım.
Don't you talk to your mother like that.
Annenle böyle konuşma.
Not until I talk to your mother.
Annenizle konuşuncaya kadar olmaz.
- That's no way to talk to your mother.
- Annenle böyle konuşamazsın!
You have to talk to your mother, for crying out loud!
Annenle onun duyabileceği kadar yüksek sesle konuşmalısın.
Don't talk to your mother like that.
Sakın anenle bu şekilde konuşma.
Talk to your mother.
Anlat annene.
Do you mind I if I talk to your mother for a minute?
Annenle bir dakika konuşmamın sakıncası var mı?
You talk to your mother?
Annenlemi konuşuyorsun?
I want to talk to your mother.
Annenle konuşmak istiyorum.
- I gotta go talk to your mother.
- Annenle konuşmalıyım.
- Can I talk to your mother, please?
- Annenle görüşebilir miyim?
Don't you ever talk to your mother Like that again, young man, you hear me?
Bir daha annenle öyle konuşma genç adam, beni duydun mu?
Go and talk to your mother!
Bunu annenle tartışsan daha iyi olur.
Did you talk to your mother about it?
Annene söyledin mi?
Don't talk to your mother like that.
Annenle böyle konuşma!
Donna, don't talk to your mother like that.
Donna, annenle böyle konuşamazsın.
I want to talk to your mother about this play thing.
Annenizle şu oyun hakkında konuşmak istiyorum.
- Yeah. - You talk to your mother like that?
- Annenle böyle mi konuşursun?
When you talk to your mother do you do this?
Annenle konuştuğun zaman bunu yapar mısın?
Ronald, you need to talk to your mother.
Ronald, annenle konuşman gerek.
When the time comes for a sweetheart to offer himself... he'll have to talk to you and not to your mother.
Bir taliplin çıkıp gelse annenle değil, seninle konuşması gerekecek.
- I want to talk to you and your mother.
- İkinizle konuşmak istiyorum.
I had a little talk with your mother tonight, John... and your mother decided it might be best for me to let you know the news.
Bu akşam annenle biraz konuştuk, John. Annen bu haberi benden duymanın en uygun şey olduğuna karar verdi.
- Did you talk to your mother?
Annenle konuştun mu?
Could I talk to your mother? No.
Hayır.
When your mother and brothers are safe on land, then you can talk to me about the animals, not before.
Anneni ve kardeşlerini güvenle karaya çıkardıktan sonra... hayvanların durumunu tartışırız, şimdi değil.
You have to talk like your mother, not like those hicks down there, or I'll cuff you one.
Annen gibi konuş, oradaki köylü kırolar gibi değil,.. ... kulağını çekerim yoksa.
Your mother... It's better not to talk of her!
Anan lafını etmeye bile değmez!
Go talk to your slut mother that way!
Git de fahişe annenle böyle konuş!
- and don't talk back to your Mother like that - Let's go
Ayrıca, bir daha anneye böyle cevap verme.
Maybe we should talk about one of the 85 million times we tried to find where your mother hid the goddamn baseballs.
Belki defalarca, annenin toplarımızı nereye saklamış olabileceğini konuşabiliriz.
I think we should tell your mother, talk about what we're going to do.
Annene bunu söylemeliyiz. Yapacaklarımız hakkında konuşmalıyız.
Off course, then that wakes up your mother, and I got to talk to her.
Elbette, bu da annenizi uyandırdı ve ben de onunla konuşmak zorunda kaldım.
- Don't you talk back to your mother.
- Annene karşılık verme.
You're not to talk back to your mother.
Annene karşılık verme.
Wes, your mother told me you were finding it difficult to talk to Jeremy.
Wes, annen bana... Jeremy'yle konuşmanın sana zor geldiğini söyledi.
Your mother never discussed him to you? She didn't talk about it.
Annenizle, onun hakkında konuşur muydunuz?
The first fight you ever got in, your mother wanted me to break it up, call the cops, go and talk to the parents of the kid.
Girdiğin ilk kavgada annen ayırmamı istedi. Polisleri ara. Git ve çocuğun ailesi ile konuş.
Your mother was so worried, she thought I might be able to talk some sense into you.
Annen o kadar endişeliydi ki, belki benim seni mantıklı davranmaya ikna edebileceğimi düşündü.
Your mother and me, we had our wars. She didn't talk to me for almost... two years. Not...
Annenle ben de kavga ederdim, bir defasında benimle iki yıl konuşmadı.
Mr. Hargraves, when you got into trouble at 11 or 12 years of age, you had your mother, you had your father, to put their arms around you, to talk things over.
Mr. Hargraves, 11 veya 12 yaşınızda başınız belaya girerse..... anneniz ve babanız sizi koruyup kollarlar ve telkin ederler.
I'm not your mother, but I am a mother and you could talk to me, if that's alright.
Ben sizin anneniz değilim, ama siz yine de isterseniz benimle konuşabilirsiniz. - Polis bey, bu ciddi bir olay!
Your mother teach you to talk like that?
Annen sana böyle konuşmayı mı öğretiyor?
Now, Bud remember when I told you that if you ever had any problem you could come to your mother and I and talk about it?
Bak, Bud, bir sorunun olduğunda annenle bana gelirsen konuşabileceğimizi söylemiştim ya.
Hey, son! Me and your mother would like to have a bit of a talk.
Evlat, anneciğinle ben biraz konuşacağız.
I'm not going to talk about this with you. Your mother blinded you.
Seninle bu konuyu konuşmak istemiyorum.
Are you certain you do not wish to talk about your mother?
Annenle ilgili konuşmak istemediğine emin misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]