English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Ring the bell

Ring the bell translate Turkish

744 parallel translation
Why don't you ring the bell?
Zili niye çalmıyorsun?
- Ring the bell.
- Yemek zilini çal.
Well, put the clocks up to 9 and ring the bell.
Peki o zaman saati 9'a ayarla ve yemek zilini çal.
It's time to ring the bell.
Çan çalma vakti.
Please, ring the bell.
Lütfen, zili çal.
- Ring the bell, please.
- Zili çal, lütfen.
I beg you, ring the bell.
Yalvarıyorum, zili çal.
Didn't they shout or ring the bell?
.. Bağırmadılar mı, ya da zili çalmadılar mı?
You know, martinis? Now, Ellie, after I bring in the drinks and everybody's got a drink you know, and something to eat, then I'm gonna ring the bell.
Şimdi, Ellie, içkileri getirdikten ve konuklar içkilerini yudumladıktan sonrasında da bir şeyler yedikten sonra zili çalacağım.
WELL, RING THE BELL, BRAINS.
Zili çal dangalak.
I was going to ring the bell... but then I had a hunch I'd better be careful.
Tam zili çalacaktım ki dikkatli olmam gerektiğini düşündüm.
Whoever finds him, come back here and ring the bell.
Onu kim bulursa buraya gelip çanı çalsın.
Ring the bell, close the book, quench the candle.
Çanı çal, kitabı kapat, mumu söndür.
Ring the bell.
Zili çal.
Twist the bar, ring the bell, and push the pedals.
Katlanabilir, yuvarlak zil ve pedalları itin!
We'll draw who will ring the bell... before the time.
Vaktinden önce zili kimin çalacağını belirleyeceğiz.
- Okay, ring the bell.
- Haydi çal.
Ring the bell.
Tut!
For supper, I ring the bell.
Akşam yemeği için zili çalacağım.
And if anything happens, ring the bell.
Eğer herhangi bir şey olursa, hemen çanı çal.
Ring the bell.
Çanı çal.
Who would ring the bell?
Bu saatte kim gelecek ki?
"'l am scolded as I ring the bell inside and out.'
İçeride ve dışarıda başarı kazandıkça azarlandım.
I ring the bell, once, twice.
Zili çalarım, bir kere, iki kere.
Ring the bell, huh?
Bakalım, zili çalabilecek misin?
If you find the truth... this bell will ring.
Gerçeği öğrendiğin an bu çan çalmaya başlayacak.
Only the death of the person who led you to the death ( the person who killed her ) can ring this bell.
Yalnızca seni öldüren kişiyi bulursan bu çanı çaldırabilirsin.
When you've uncovered the truth then I'll ring this bell.
Gerçeği öğrendiğin an bu çan çalmaya başlayacak.
Remember--only the death of the person who led you to your death will ring this bell.
Aklından sakın çıkarma. Yalnızca seni öldüren kişiyi bulursan bu çanı çaldırabilirsin.
Ring the bell.
Çal.
No, you were the only one that took the trouble to ring my bell.
Hayır, kapımı çalmaya zahmet eden bir tek sizdiniz.
When you need help, you have but to ring the alarm bell in the tower... and I shall hear it wherever I may be and hasten to your assistance.
Yardıma ihtiyacınız olduğunda kuledeki zili çalarsınız... böylece her nerede olursam sesi duyabilir ve hemen yardımınıza gelebilirim.
So at 8 : 00 the bell would ring and I'd know who it was without even having to think.
Sekizde kapı çalacaktı ve kim olduğunu düşünmeden bilecektim.
Ring the bell, boy!
Kapıyı çal evlat.
They'll be kicking the good old days around all night if somebody doesn't ring a bell.
Yoksa biri zili çalmadığı sürece eski günlerden konuşup dururlar.
Ring the alarum-bell.
Ölüm çanları çalın!
Ring the alarum-bell!
Çalsın dehşet çanları!
In a minute, the bell's gonna ring out there.
Birazdan zil çalacak.
Yeah, the words ring a bell.
Evet, sözcükler gerçeği anımsatır.
The picture doesn't ring a bell?
Bu tablo size bir şey hatırlattı mı?
If you want anything in the night, ring this bell.
Gece bir şey isterseniz bu zili çalın.
Ring a bell? - I've never heard of the gentleman.
- Adını daha önce hiç duymadım.
And you can ring that bell till the cows come home... but I'm going to speak my piece.
O zili istediğiniz kadar çalabilirsiniz... ama söylemek istediğimi söyleyeceğim.
When Calvera comes, the church bell will ring the alarm.
Calvera geldiğinde, kilise çanı alarm verecek.
And I would judge by the grip on the lunch boxes and the amount of moisture around the lips that the lunch bell should ring in about 15 seconds.
Ve yemek paketini tutuşunuzdan dudaklarınızdaki nemin miktarından yemek zilinin 15 saniyede çalacağını çıkarıyorum.
Press a button, ring a bell and you think the whole damn world comes running, don't you?
Düğmeye basınız, zili çalınız... Ve bütün şu lanet dünyanın koşarak geleceğini düşünüyorsun, değil mi?
Even if you do get the bell to ring and somebody comes what about the damage?
Birinin buraya geldiğini düşünsek bile verdiğin zarar ne olacak?
If he swing by the string He will hear the bell ring
İlmik boynuna geçtiğinde duyacak çan sesini...
He will hear the bell ring
Duyacak çan sesini...
Okay. Go ring the fire bell.
Git onu uyar.
In precisely one minute, the closing bell will ring.
Tam olarak bir dakika içinde, kapanış zili çalacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]