English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She's right there

She's right there translate Turkish

821 parallel translation
She's right over there.
Orada.
Yeah, I should be sitting out there sipping a beer in my old house... looking at my other house that she sold to some new family right out from under my nose- - illegally, I might add.
Evet, evimde oturup, biramı içerken, burnumun dibindeyken yeni bir aileye satmış olduğu eski evime bakmalıyım, kanunsuz satıldığını da eklemeliyim.
Babs will be right there with all the people she's known and grown up with.
Babs tanıdığı, birlikte büyüdüğü insanlarla beraber olacak.
She's right over there.
- Evet efendim.
Will you see that she gets there all right?
Kızın, oraya güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlar mısın?
That's right. She's probably waiting for us there.
Belki orada bizi bekliyordur.
That's right! Why don't you fly down there in an aerioplane with a bunch of roses in your hand... and meet her when she gets off and bring her home?
Neden kucağında bir demet gülle uçağa binip o trenden indiğinde karşılayıp eve geri götürmüyorsun?
Look, there's one, she's coming right over.
Bak, orada bir tane var. Tam bu tarafa geliyor.
Yeah, she's there right now.
Ve kadın şu anda orada.
There's nothing wrong with her if she meets the right people
Bak doğru insanlarla tanıştığında bir sorun olmuyormuş.
She's right over there.
İşte şurada.
She's right there, if you haven't seen her.
Görmeyen varsa, şurada oturuyor.
You're right, sir, there she goes.
haklısınız, efendim, kaçıyor.
She's right in there.
O içeride.
- She's right over there.
- Hemen orada.
- She's in there all right.
Kadın içeride.
The doctors say she's perfectly all right, but there's no use in asking for trouble.
Doktorlar çok iyi olduğunu söylediler ama sorunlardan uzak kalması onun açısından daha iyi olur.
All right, so she's scared. There's more to it than that.
Ama bundan daha fazlası var.
There. She's all right.
Gayet iyi.
She's right back there in bed.
İçeride, yatıyor.
You better be quiet. She's camped right there behind those trees.
Sessiz olmsan iyi olur.Bu ağaçların arasında kamp yapıyor.
She's built tall right up there on the roof.
Çatıya inşa edilmiştir.
Well, naturally, we're all glad that she's going to be all right, so if there's nothing more we can do for her,
Doğal olarak hepimiz onun iyileşeceğine sevindik yani yapabileceğimiz başka bir şey yoksa laboratuvara gitmeyi öneririm.
She's down there, all right. - Are the bombs on board?
Tamam, orada aşağıda.
But she's right there!
Ama işte orada!
- I've gotta go over there to check whether she's right.
Söyledikleri doğru mu diye gidip kontrol etmeliyim. Doğru söylüyorum.
Don't talk that way when she's right there in the next room.
O hemen yan odadayken böyle konuşma.
I must point out that... when she stumbled... she might have died right there had you not caught her. It's not yet time.
Söylemeliyim, tökezlediğinde... onu yakalamasaydın, ölebilirdi.
She's in there, folks, right inside the tent!
Kız orada, insanlar, çadırın içinde!
She's right there!
İşte orada!
She's there, all right. 23-B.
Kadın orada, 23-B'de oturuyor.
She's right there.
O tam şurada.
She's right there.
- Orada. Çekimdeyiz.
Laura's right there, why can't she do it?
Laura burda o yapsın.
She's right there, 100 miles off the coast of Newfoundland.
Tam şurada, Newfoundland sahillerinin 180 km açığında.
But between you and me... she might have been 15. When you get that little red beaver... right up there in front of you, I don't think it's crazy at all. I don't think you do either.
Ama aramızda kalsın kız 1 5 yaşında da olabilirdi hani.
Now, that's right on the connors'ranch, and she's not going to let us drill there.
Burası Connor'ın çiftliğinde. Orayı delmemize izin vermez.
She's right out there.
Dışarıda biryerde.
That one, right there, she's mine.
Şuradaki, tam orada, o benim.
- She's sitting out there right now.
Şu anda dışarıda. - Rus cadı!
She's right over there dancing with Rick.
Orada Rick ile dans ediyor.
She's right over there.
Şurada.
She's right there.
- İşte, orada.
Okay, guys, she's right up there.
Tamam, çocuklar, Hemen şurada.
She's anchored right out there.
Hemen şurada demirli.
She's seeing right into our souls there!
O doğruca ruhlarımızın içine bakıyor!
Yeah, she's there all right.
Evet, işte orada
She's there, right now.
İşte orada, şu an.
She's right over there.
Kendisi şurada.
She's right over there.
İşte orada.
The minute I get up there, she's going to bet that I can't strike like she did, and she'll be right.
Buradan kıçımı kaldırdığım anda onun gibi oynayamadığımı düşünecek ve haklı da.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]