Should he translate Turkish
15,852 parallel translation
Why should he get away with it?
Ettiği neden yanına kar kalsın?
Why should he pay rent when youse can split it?
Paylaşabilme imkanınız varken ne diye kira ödesin?
We're only asking for information he should be giving us anyway.
Biz sadece paylaşması gereken bilgileri istiyoruz.
I don't handle my family's stuff anymore. He should talk to my mother.
Ailemin işlerine artık ben bakmıyorum, annemle konuşsun.
If a director had come up with that, he should get an award.
Bunu bir yönetmen düşünse ödül alması gerekir.
The actor came up with it, and he should get an award.
Oyuncu düşünse ödül alması gerekir.
Look, I know he's technically our boss, but I think you should just... curry on, my friend.
Bak, adam bizim patronumuz olabilir ama söylediklerine köri körine bağlanma.
He should never have been charged.
Hiç suçlanmaması gerekirdi.
Perhaps he should!
Belki de olur!
- He should've shaken my hand.
- Elimi sıkmalıydı.
You want he should do your job for you?
İşini biz mi yapalım yani?
I think he should be confirmed.
Bence onaylamalı.
He's the one who should be embarrassed, hiding you away for so long.
Utanması gereken kişi o, uzun süredir seni saklıyor.
He should stay.
Kalmalı.
You should have seen Gudjon's father and he burst into tears : "Do not do this, please." Bitch. But aren't they good friends?
İyi arkadaş değiller miydi?
He should clean up!
- O da yardım etsin.
He said I should put it in the collection a little at a time.
Yavaş yavaş bağış kutusuna koymamı söylemişti.
He should love me less and respect me more.
Beni daha az sevip daha çok saygı duymalı.
Perhaps he should give the blessing?
Belki de şükran duasını o okumalı?
You should see how he looks at me.
Bana nasıl baktığını görmelisin.
Well, he should just get over it.
Bu olayı atlatmalı. Yani, kadınlar yaşları hakkında her zaman yalan söyler.
- And I also think he should be shirtless for the author's photo. We need to look beyond the 4H Club.
Çiftçilik olayının ötesine geçmemiz lazım.
Is he around or should I just...
O burada mı yoksa ben- - Ow!
I think he should.
Bence aramalı.
I think he should.
- Bence aramalı. - Baba.
Mr. labuschagne, please tell the court how you felt personally, measuring eben's neck, when you'd gotten to know him so well and felt he should not be hanged.
Bay Labuschagne, mahkemeye bu kadar iyi tanıdığınız ve asılmaması gerektiğine inandığınız Eben'in boynunu ölçerken ne hissettiğinizi anlatın lütfen.
Why the fuck should we give up our Pied Piper shares right when we get funded because he's too much of a prima donna to let someone experienced come in and run the company the way its supposed to be run.
Neden yatırımımızı aldığımızda Pied Piper'daki haklarımızdan vazgeçmeliyiz? Çünkü kendisi şirketin yönetmesi gerektiği şekilde yönetecek tecrübeli birini almak için fazla kaprisli davranıyor.
Jan, I already talked directly to Big C about it, and he said it should be fine.
Jan, bu konuyu doğrudan Koca C ile konuştum, ve yolunda dedi.
He should've stopped me.
Beni durdurmalıydı.
He came off the curve level with Tyson Gay and he thought he should go away and win and he couldn't, he just didn't have any gears left, and then he sat down.
Dönüşten Tyson Gay'le beraber çıktı kopup gideceğini ve kazanacağını düşündü ama kazanamadı. Hiç gücü kalmamıştı ve düştü.
With my coach, he's always saying, "Usain, you should sleep."
Koç her zaman "Usain, uyumalısın." diyor.
He should be able to solve it in 30 seconds.
30 saniye içinde çözebilmeli.
I think they should just give him the stadium, take it back to Jamaica, take it wherever he wants, you know?
Bence stadyumu ona vermeliler, Jamaika'ya götür nereye istersen oraya koy.
You know who you should talk to? Charles Powell. Who's he?
- Aslında konuşmanız gereken kişi Charles Powell.
He's the one you should be looking at.
Asıl bakman gereken kişi.
You don't think that he should be with someone like that any more than he does.
Sen onun hak ettiğinden daha fazlasıyla olmasını istemiyorsun.
I think he should've left well enough alone.
Sanırım, gitse daha iyi olacaktı.
Got his nose so high in the air he should take care no one cuts it off.
Burnu o kadar havada ki birinin onu kesmemesine dikkat etmeli.
He should be court-martialled.
Mahkemeye çıkarılmalıdır.
He's the reason you should care.
Umursamanın nedeni o.
He should be doing this.
Bunu o yapsın.
You know who he should be seeing?
- Onun görmesi gereken kişi kim?
He should feel bad.
Kötü hissetmeliydi.
That he should never have been on that helicopter?
O helikopterde asla bulunmaması gerektiğine mi?
He should have kept trying.
Denemeye devam etmeliydi.
Dad, that soldier from the Eighth... He should be home now, right?
Baba, sekizinci asker evine varmış olmalı değil mi?
But he said if you want something, you should stick with it.
Ama dedi ki Eğer bir şey istiyorsan, onun yanında durmalısın.
The worst thing about Fran is that he has this prescribed idea about how I should act in any given situation.
Fran hakkında en kötü şey ise verilen bir durumda nasıl davranmam gerektiğine dair belirli bir fikri var.
He should be arriving in...
Birazdan burada olur.
Your father is an esteemed old bull, and he probably should have been nailed before.
Baban saygı duyulan eski bir vurguncu ve çok önceden yakalanması gerekiyordu.
Mr. Jarvis said he'll be back shortly and that I should keep you company until he gets back.
Bay Jarvis yakında döneceğini ve o dönene dek size göz kulak olmamı rica etti de.