Here you go translate Turkish
17,675 parallel translation
Here you go.
İşte böyle.
Here you go.
Yanındayım.
Here you go, Richard.
Al bakalım, Richard.
Here you go.
İşte.
Here you go.
Bak bakalım.
Here you go.
Buyurun efendim.
Here you go. Come on, come on.
- Gel bakalım buraya.
Here you go, ladies, added token of our appreciation.
Buyurun hanımlar, takdirimizi de ekledik.
Here you go.
Buyur bakalım.
Sure, here you go.
- Tabii, buyurun.
Here you go.
Buyur.
Foster... ah, goddamn... here you go.
Foster... Sokacağım ya. Al bakalım.
Here you go.
Al bakalım.
Okay, here you go.
- Pekala, buyurun.
Here you go. $ 10,000 salary.
- Al bakalım. Yıllık 10 bin dolar maaş. - Bu mudur?
- Here you go... Your toll... - What?
- Buyurun... geçiş kartınız...
Here you go, it's not a problem.
Buyurun, hiç sorun değil.
Here you go.
Alın bakalım.
Here you go, Sheriff.
Buyurun Şerif.
- Here you go.
- Buyurun.
Here you go, buddy.
İşte buyur dostum.
Here you go.
- Al bakalım.
Well, I'd love to stay here and watch you two verbally sparring, but I have to go.
Burada kalıp ikinizin sözlü tartışmasını izlemek isterdim ama gitmem gerek.
Your mom's in here with me, Clarke. She told me you tried to convince him not to go public about the fact the Ark was dying.
Ark'ın öldüğünü halka açıklama konusunda onu vazgeçirmeye çalıştığını söyledi.
You can answer me here, or we can go to the Columbia field office for questioning.
Burada cevap verebilirsiniz ya da sorgulama için Columbia bölge ofisine geçebiliriz.
Here we go, thank you.
İşte, teşekkür ederim.
You can walk over here and you can go over there.
Buraya yürüyebilirsin, oraya gidebilirsin.
If you don't like it here, go to some other house.
Orayı da beğenmezseniz başka bir yere daha gidersiniz.
You don't have to go home, but you can't stay here.
Evet gitmek zorunda değilsiniz ama burada kalamazsınız.
You got a guy right here, just, let me go and...
Buraya "birini" sokacaksın ha, bırak ben bakayım...
Here you go, grandma.
Al büyükanne.
If you want to go in now, that's fine, but I'll wait out here.
Sen girmek istiyorsan gir, ben burada bekleyeceğim.
Plus, if you go out there looking for him and he comes back here, then this will go on all night.
Ayrıca, onu aramaya gidersen ve geldiğinde seni bulamazsa bu iş bütün gece sürer.
I can't help but think that... The reason that Darhk is winning is because I haven't been willing to go far enough and that if I was, if I had, maybe you wouldn't be in here right now.
Darhk'ın şu an kazanıyor olmasının sebebinin aşırıya kaçmamam olduğunu düşünmeden edemiyorum.
All right. You'll go back to Russia, and--and you can take on this Kovar, but right now there are people here that need our help.
Rusya'ya geri döneceksin ve bu Kovar'ı alaşağı edeceksin ama şu an burada yardımımıza ihtiyacı olan insanlar var.
you know, I just remembered, there's no beer here, l-let's - let's just, let's just go.
Şimdi hatırladım da burada bira falan yok. Hadi buradan gidelim.
I'm going to go to the bathroom and then I'm going to come back and I'm going to have an orgasm here in the next ten minutes, and you just let me know if you're involved in that.
Banyayo gideceğim, ve sonra geri geleceğim ve sonra gelecek 10 dakika boyunca boşalacağım...... eğer buna dahil olmak istersen, bana bildir.
You can go back from here.
Sen buradan geri dönebilirsin.
Now you go back to surface and tell them all the dead are here.
Şimdi yüzeye geri dön. Onlara bütün ölülerin burada olduğunu söyle.
We're gonna go to your house so you can stay here
Biz eve gideriz böylece sen de burada kalıp...
Here. You go up.
Al, sen çık.
I want you to take this and go back to Cabo, Morocco, the place in Rome... just get as far away from here as you can.
Küba'ya, Fas'a, Roma'ya... Buradan git de nereye gidersen git.
I can pull the trigger and effectively end your ability to ever achieve an erection again, or you can leave here with the knowledge that your family will never be able to bargain with me, and never be able to make me go away
Ya tetiği çekerim ve aletini bir daha kullanamazsın ya da ailenin benimle asla pazarlık yapamayacağını bilerek buradan gidebilirsin. Ve beni asla buradan gönderemeyeceklerini.
No, I'm just saying I'm happy to look after your interests here if you'd prefer to go back home to London.
Hayır, demek istediğim Londra'ya dönersen buradaki işlerine senin yerine bakabilirim.
- Here you go. - Some music? - Ya!
- İşte burada.
And here we go again with the same tune you've been singing ever since you came to town :
Ve işte yine, kasabaya geldiğinden beri söylediğin şeye tekrar başlıyoruz :
Now, if you can't play nice, you're gonna sit here and I'll go get it.
Şimdi, güzel çalamaz, Eğer birazdan burada oturup onu gidip EDECEĞİM konum.
You stay here, I will go on my own.
Burada kal sen, ben kendim hallederim.
Then you go there, I'll look over here.
Sen şu taraftan git, ben de buraya bakayım.
You let me go, and I'll make sure they don't come back up here, I swear to you.
Yemin ederim, lütfen. Çocuklarımın hatrına. Bir daha onları görmeyeceksiniz, yemin ederim.
Here. Take this when you go.
- Giderken bunu da götür.
here you are 1966
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got 695
you got something for me 35
you got a minute 371
you gotta 165
you got me all wrong 20
you gotta be kidding 116
you got something 185
you gotta help me 173
you got to be kidding me 439
you got 695
you got something for me 35
you got a minute 371
you gotta 165
you got me all wrong 20
you gotta be kidding 116
you got something 185
you gotta help me 173