English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sister boy

Sister boy translate Turkish

189 parallel translation
Sister boy should've stuck around.
Kızkardeşler dayanışması.
My sister's boy had bad blood.
Kız kardeşimin oğlunda kötü kan vardı.
- Why, yes. This little boy said he was sharing a room with his sister.
O küçük çocuk odayı ablasıyla paylaştığını söyledi.
- and my sister will be up early. - Thank you, boy.
- Ve ablam da erken kalkacak.
Boy says his father isn't his father... and the woman says her sister isn't her sister?
Çocuk, babasının, gerçek babası olmadığını kadın da kız kardeşinin, gerçek kız kardeşi olmadığını mı söylüyor?
Louisa, are you the sister of the murdered boy?
Louisa, öldürülen çocuğun kız kardeşi misin?
Why would a smart boy like you keep your sister from getting married?
Senin gibi akıllı biri kardeşinin evlenmesini niye engellemek istesin ki?
Sister, there's a sick boy.
Hemşire, hasta bir çocuk var.
- He's my sister's boy.
- Kızkardeşimin oğlu.
If it doesn't work out with Mr. Anderson, you know that my sister's boy's always welcome here.
Eğer Bay Anderson ile işler iyi gitmezse kız kardeşimin oğlu olarak burada bir yerin olduğunu biliyorsun.
She cackled again and transformed the little boy into a mushroom and his sister into a snail.
Cadı yeniden kahkaha atmış ve küçük çocuğu bir mantara, kız kardeşini de, bir salyangoza çevirmiş.
It was a little boy, four and a half, and his little three-year-old sister.
2 küçük çocuktu.Biri dört buçuk yaşında oğlan, kardeşi 3 yaşında bir kızdı.
Boy, your sister Joyce sure is sexy.
Vay be, ablan Joyce var ya acayip seksi.
Boy, your sister!
Adamım, senin kız kardeşin!
My sister and her husband, the boy's parents.
Bunlar kız kardeşim ve kocası, ufaklığın anne ve babası.
Sure. She's going to take the boy to visit her sister. Gonna be gone a week.
Çocukla birlikte kız kardeşine gidecek ve bir hafta kalacak orada.
- You're my brother and sister's boy?
- Eniştem ve hemşiremin çocuğu oluyorsun?
Sister Betty, up front with me. Boy-nun, boy-nun.
Betty hemşire, benimle öndesin.
Sorry, sister, but only I have a job available and is for a man, not for a boy.
Üzgünüm rahibe, verebileceğim tek iş bu ama işi yetişkin biri yapabilir, bir çocuk değil.
This is Ingemar, my sister's boy.
Bu Ingemar, kızkardeşimin oğlu.
The boy and his sister were in England with their grandfather when they learnt of the destruction of the village which was their home.
Evlerinin bulunduğu köyün yıkıldığını öğrendiklerinde, çocuk ve kız kardeşi İngiltere'de, büyük babalarıyla birliktelerdi.
Boy, did you shoot your sister with that slingshot?
Oğlum, ablanı bu sapanla vurdun mu?
So big sister wants to go to him in the hope she will bear him a boy and produce an heir for the Ching family.
ablam ona gitmek istiyor ondan bir, çocuk doğurmak istiyor. ve Ching ailesi için bir mirasçı istiyor.
Well, pretty boy I'd like you to watch me pleasure your sister slow and easy.
Peki, güzel delikanlı beni görmenizi isterdim kız kardeşini zevkten bağırtırken.
And Roger Callahan... and Misty Ryan... and the Kinsella boy... and-and his sister...
Ve Roger Kalahan ve Misty Ryan ve Cinsella'ların oğlu. Onun kız kardeşi ismi neydi?
This is hard for me, Lionel, informing on me sister's boy and all.
Bunun benim için ne kadar zor olduğunu bilmelisin sen benim kardeşimin oğlusun sonuçta.
Hey there, sister boy! Please, sister boy, gimme some!
Hey, yumuşak, gelsene!
Daddy was saying that some boy telephones your sister and harasses her
Babam, bir gencin, senin kız kardeşini arayıp rahatsız ettiğini söylüyordu.
- I know she's your sister, boy.
- Kız kardeşin olduğunu biliyorum, evlat.
Tell your sister to let go of my tail, you weak-wristed Nancy boy!
Kız kardeşine söyle, kuyruğumu bıraksın. Seni dümbelek muhallebi çocuğu! Kalk üstümden şişko piç!
Sister, take this boy and keep an eye on him.
Rahibe, gözünüzü ondan ayırmayın.
The man carried his dead wife, the son carried his dead momma, and the little boy carried his baby sister.
Erkek, ölen karısını taşıdı, oğul, ölen anasını, küçük oğlan bebek kızkardeşini.
- My sister's boy.
- Kız kardeşimin çocuğu.
I was the fat boy who had to take his own sister to the prom.
Ben, mezuniyet balosuna kendi kız kardeşini götürmek zorunda kalan şişko oğlandım.
Boy, you try to look out for your little sister... Make it ten.
Tanrım, küçük kız kardeşime göz kulak olmak da suç oldu... 10 olsun.
Take it like a man, boy, and do everything your little sister says.
Bir erkek ol ve kız kardeşin ne derse onu yap.
He's my girl... my wife - No, my girlfriend's sister's boy - Husband.
O benim karımın yani kız arkadaşımın, kız kardeşinin kocası.
- Your sister's boy is dead.
- Ablanın oğlu öldü.
The boy wants to marry our sister-in-law.
Bu delikanlı baldızımızla evlenmek istiyor.
Boy, did we make friends with the wrong sister.
Off be, yanlış kız kardeşle arkadaş olmuşuz.
This is my sister's boy, Raymont.
Bu benim ablamın oğlu, Raymond.
Boy rides a horse like he's riding his sister.
O atı kızkardeşini sürer gibi sürüyor.
The night your sister was raped, did you have any contact with the boy who raped her?
Kardeşinin tecavüze uğradığı gece tecavüz eden çocuğu gördün mü?
After what the loser had done to the mother and the sister... I had no doubts what he'd do with the boy.
Annesine ve ablasına yaptıklarından sonra o çocuğa yapacaklarından şüphem yoktu.
There's a rumor going around school that my sister put a dismembered foot into some boy's locker.
Kız kardeşimin, bir çocuğun dolabına kopuk bir ayak koyduğu...
Your sister's getting engaged, and you're watching this skinhead boy!
Kardeşin nişanlanıyor, sen ise bu dazlağı seyrediyorsun!
Do you want a clean-shaven boy like your sister or a proper Sikh with a full beard and a turban?
Sen de kardeşin gibi temiz, tıraşlı bir çocuk mu istersin yoksa sakallı ve türbanlı bir Sih mi?
The boy only moved to feed his little sister.
Çocuk sadece kız kardeşini beslemek için yerinden kalkmıştı.
They had a little boy ride a bicycle and bring the telegram to her, and my sister just passed out from shock.
Bisikletli küçük bir çocuk ona telgrafı getirmişti. Kızkardeşim geçirdiği şoktan bayıldı.
Excuse me, Sister. Put the boy down.
Affedersiniz, hemşire.
The kind of boy who'll break your heart and then start in on your sister.
Kalbini kırıp hemen kız kardeşini ayartmaya çalışan türde birisin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]