Smelly translate Turkish
956 parallel translation
Riding in those smelly day-coaches.
O kokuşmuş yolcu vagonlarına mı bineceğiz?
We'll fight with rotten old books, tincans and smelly boots!
Çürümüş eski kitaplar, konserve kutuları ve pis kokulu botlarla savaşacağız.
This is decidedly irregular and smelly.
Bu karar kesinlikle düşüncesiz ve kötü kokan bir karar.
Nasty, smelly things.
Çirkin kokulu şeyler.
How did you get out here in a smelly ditch in Korea?
Kore'de kokan bir kanala nasıl düştün?
Or he may go back to that smelly room, and you with him!
Ya da o pis kokulu odaya dönebilir, siz de onunla!
One smelly chemical set.
Kötü kokan bir kimya seti.
Not like this smelly house.
Bu kokan ev gibi değil.
If I'm gonna do this, don't put that smelly stuff on me.
Bunu yapacaksam o kokulu şeyi sürme bana.
Dirty, smelly peasant!
İğrenç, kokuşmuş andavallılar!
Brawling, vulgar, smelly, but alive.
Kavga, küfür ve koku dolu. Ama yaşayan bir yer.
So much laundry has piled up, it must be smelly...
Çok fazla çamaşır birikti. Kokuyordur kesin...
And there's corned beef and liverwurst and some of that wonderful smelly cheese too.
Burada biftek var ve ciğer ve de çok kötü kokulu peynir.
Your inspirations from a smelly bar after a sleepless night -
Pis kokulu bir barın sana verebileceği ilham -
They took their smelly old equipment out of here, didn't they?
Pis kokulu döküntü makinelerini çekip aldılar değil mi?
I am that smelly Tohachi!
Öyle kokan Tohachi benim!
Are you that smelly Tohachi?
Kokuyor musun öyle pis gerçekten?
Everything I've done will be examined and re-examined with X-rays fluoroscopes, microscopes, shadowgraphs smelly chemicals and all sorts of...
Yaptığım her şey X-ray cihazlarıyla röntgen cihazlarıyla, mikroskoplarla, gölge ölçerlerle ve her türlü kimyasalla tekrar tekrak incelenecek.
llliterate smelly and quite content.
Cahil, kokuşmuş ama çok memnun.
I don ´ t like your smelly tricks, do I?
Kokuşmuş numaralarını sevmiyorum.
Stop, you smelly goat, stop!
Dur, seni pis kokulu keçi!
Nasty, smelly things, motor cars.
Kirli, kokulu şeyler, araba motorları.
It's not worthwhile kissing their smelly feet.
Onlarla başedemiyeceğimizi, sen benden daha iyi biliyorsun.
What was that about'smelly feet just now?
Bizden kaçmakla,... kurtulacağınızı'mı sanıyordunuz?
Yes. And not for the benefit of this smelly horse.
Herhalde kokulu atların hatırına değil.
Smelly little fish, that's all it is.
Kokuşmuş minik bir balık, bu kadar.
And I'm sorry, bitterly sorry but I know that no apologies I can make can alter the fact that in our restaurant you have been given a dirty, filthy smelly piece of cutlery.
Ve çok üzgünüm ama hiçbir özrüm bu gerçeği değiştiremez, bizim restoranımızda size kirli, pis kokan bir çatal verildi. - Kokmuyordu.
It was smelly, and obscene and disgusting and I hate it!
Kokuyordu, iğrençti, ondan tiksiniyorum!
Them and their smelly cooking.
Yemek kokuları basacak.
The woman who has sex with more than three men has a smelly pussy.
Üç kişiden fazlasıyla sevişen kadının kutusu çok kötü kokar.
Hey Suzuki, she's not smelly and not dirty.
Hey Suzuki, hem pis kokmuyor, hem de temiz.
A lot more interesting than some smelly old book.
Eski püskü kokuşmuş kitabınızdan çok daha ilginç.
But I know nothing I can say can alter the fact that in this restaurant... you have been given a dirty, filthy, smelly piece of cutlery.
Ama biliyorum ki söyleyeceğim hiçbir şey, bu lokantada size pis, iğrenç, kokuşmuş bir çatal verdiğimiz gerçeğini değiştiremez.
- It wasn't smelly.
- Kokuşmuş değildi.
- It is smelly.
- Kokuşmuş.
After a trial, with judges and a jury and hard words spoken against your friend and humble narrator he was sentenced to 14 years in Staja Number 84-F among smelly perverts and hardened prestoopniks.
Hakimler, jüri ve dostunuz ve naçiz anlatıcınız hakkında ağır konuşmaların olduğu bir duruşmadan sonra pis kokulu sapıkların ve kaşarlanmış mahkumların arasında 84-F numaralı devlet hapishanesinde 14 yıla mahkum oldum.
Then there was like a sea of dirty, smelly old men trying to get at your humble narrator with their feeble rookers and horny old claws.
Sonra kirli, berbat kokan kalabalık bir adam sürüsü güçsüz elleri ve nasırlı. pençeleriyle naçiz anlatıcınızın canına kastetmeye çalıştılar.
That jacket was a bit smelly.
Ceketin biraz kokuyordu.
They're dirty, smelly and untrustworthy
Pis, kokulu ve kaypaktırlar.
He was dirty, smelly and distasteful, and I liked him very much.
Pasaklı, pis kokulu ve berbattı. Onu çok sevdim.
So instead of emitting a pretty smell to entice bees they put out a powerful stench like a rotting carcass and this attracts the blue fly, who likes smelly meat.
Bu nedenle arıları ayartacak hoş bir koku yaymak yerine çürümüş bir cesedinki gibi çok kötü bir koku yayarlar ve bu, kokmuş etten hoşlanan mavi sinekleri cezbeder.
With a bathroom for your smelly boyfriend.
Kokmuş kocan için bir banyosu olan.
What makes you think a smelly old woman could become a goddess?
Senin gibi leş kokan bir moruğun tanrıça olabileceğini de nereden çıkardın?
Miuna screwer, defecating buttocks, subterranean old woman, old smelly woman or big Miuna, flirter and cheater, who we are forced to accept as wife mother, wicked mother - in-law, sister and grandmother...
Yaşlı kokuşmuş kadın veya yüce Miuna, çapkın ve aldatan karımız olarak, annemiz, kötü kayınvalidemiz olarak kabul ettirilen kız kardeş veya büyük anne.
Of course, I redouble my efforts to look professional... cutting and snipping for all I'm worth... mainly because I know that if those two others so much as suspect my distress... and the implied doubt that this repetitive and smelly work... is doing any social good at all... then I'd be next over the stone.
Tabii ki, Profesyonel görünmek için, iki misli çabalıyorum. Benim için tek önemli olan, parçalamak ve kesmek... çünkü biliyorum ki, eğer diğer iki rahip rahatsızlığımdan kuşkulanırsa... ve ben herhangi bir şekilde, bu tekrarlanan, kokuşmuş işin... hiç bir iyi tarafı olmadını ima edersem... bir sonraki kurban ben olurum.
Yes, decide Martinez. Show your Puerto Rican smelly ass, I'm eager to Pierce.
Evet, hadi Martinaz, o yağlı Porto Rikolu götünü gösterde patlatayım!
Pulled tendons, shin splints, swollen toes, smelly tights...
İncinen tendonlar, alçılar, şişmiş parmaklar, kokan taytlar...
And I distinctly remember it wasn't till halfway through the case when you reminded me about her smelly little Pekingese. What was its name? It smelt revoltingly.
Daha soruşturmanın ortasında bana onun pis kokan küçük köpeğini hatırlatmıştın.
He just loves that smelly old horse.
Bu kokmuş yaşlı atı çok seviyor da.
Wash that smelly head of yours, and wake up to your senses.
Kokmuş saçlarını yıkayıp kendine gel.
Yeah, but it's kind of smelly.
Evet ama garip bir kokusu var.
smelly cat 60
smell 166
smells 36
smell you later 21
smell it 109
smells like 16
smells delicious 26
smelling 25
smells good 147
smell that 106
smell 166
smells 36
smell you later 21
smell it 109
smells like 16
smells delicious 26
smelling 25
smells good 147
smell that 106