So go ahead translate Turkish
1,014 parallel translation
We know you've got a record so go ahead, knock me out if you think it'll make you feel any better.
Sabıkalı olduğunu biliyoruz. İyi hissedeceksen durma, vur.
So go ahead and shoot.
haydi, vur beni.
So go ahead. When do we blow this mausoleum?
Bu mozoleyi ne zaman uçuruyoruz?
There's no cure for a fool like you, so go ahead and let them kill you.
Senin gibi birinin aptallığının tedavisi yok, öyleyse durma git ve öldür onları.
So go ahead.
İstediğini yap.
I won't arrest you for this one, so go ahead and tell me.
Bu yüzden tutuklamayacağım seni, anlat bakalım.
I know it ain't mine, so go ahead.
Benim olmadığına göre, keyfin bilir.
So go ahead.
Devam edin.
So go ahead if you're not afraid... kill me.
Durma, eğer cesaretin varsa, devam et. Öldür beni.
So go ahead on.
O yüzden devam et.
You say you're not afraid of your parents, so go ahead, move out.
Ailenden korkmadığını söyledin, taşın o zaman, haydi!
We've got a bath, so go ahead, take one.
Banyomuz var, hiç durma, al bir tane.
We've got a bath, so go ahead, take one. Oh no, just some water will do.
Oh Hayır, sadece biraz su yeterli.
So go ahead, give it your best shot.
Durma, elinden geleni yap.
So go ahead, arrest me.
Haydi! Tutukla beni!
So go ahead and gloat.
Sen eğlenmene bak.
So go ahead!
Devam edin o zaman!
So you just go ahead with whatever you're doin'.
Siz keyfinize bakın.
You all know Simon won't like missing the hanging, so we'll wait, but if he don't show up soon we'll go ahead without him.
Hepiniz Simon'un idamı kaçırmayı istemeyeceğini biliyorsunuz, o yüzden bekleyeceğiz, Ama yakında gelmezse onsuz başlarız.
Well, test the merchandise, so to speak. go ahead.
Buyurun. Kendiniz görün.
Go ahead, if it's so amusing!
Buyur, hoşuna giderse bak!
So I let you and Rémy go ahead.
Bu yüzden de seninle Rémy'nin gitmesine göz yumdum.
So, go ahead!
Devam et!
So you go ahead.
Yani işine bak.
So, go ahead!
Haydi, durmayın!
So you go ahead and pull that trigger.
Yani devam edip şu tetiği çek gitsin.
Good, so I can go ahead
Öyleyse, size katılabilirim.
So you see, we clearly have enough data compilers to go ahead with the overload program now.
Gördüğün gibi aşırı yükleme programının ötesine geçecek kadar veri derleyicimiz var.
15 aircraft ahead of us, so if you'll just sit back and relax, we'll circle until we get the go-ahead.
Önümüzde 15 uçak daha var, arkanıza yaslanıp rahatlayın, rotaya girene kadar daire çizeceğiz.
- Go ahead, don't act so shy.
- Hadi utangaç olma.
You go ahead, if it'll make you feel so good!
Kendini iyi hissettirecekse devam et!
You told me to go ahead and do it, so I did it.
Devam et yap dedin, ben de yaptım.
Sal, Tom, the boss says he'll come in a separate car, so you two go on ahead.
Sal, Tom, patron başka arabayla gidiyor. Siz ikiniz yola koyulun.
So, go ahead. What do ya want, somebody to hold it for ya?
Git o zaman, ne istiyorsun tutacak birini mi?
Well... if you want to be free so badly... go ahead!
Aslında... özgür olmayı o kadar da çok istiyorsan durma git!
So I hold him in my arms and say, "Go ahead and cry. It'll do you good."
Sonra O'na dedim ki " Devam et ağla.
So whenever you're ready... you just go ahead, huh?
Şey, ben de en iyi halimde değilim. Söylemem gerekir ki, bu şey fena değil. Nedir?
So you just go right ahead and tell me about yourself.
O yüzden hiç çekinme de kendinden bahset hadi.
I got a Iot to do, so we should really go ahead... don't you think?
Yapacak bir sürü işim var, artık devam etsek diyorum sen ne dersin?
So? Go ahead.
Pekâlâ, devam et.
Now I'm sorry, so you can just go ahead and fire me.
Yaptıklarım için çok üzgünüm. Şimdi beni kovabilirsin.
So just go right ahead and punch it.
Motoru iyice hisset, sonra da topukla.
Go ahead. - You piss me off so much.
- Beni çok sinirlendirdin.
So, go ahead.
Devam edin.
So if you're going to shoot me, go ahead.
O yüzden eğer beni vuracaksan, durma.
So you can certainly go ahead.
Bu yüzden kesinlikle devam edebilir.
So I said to myself, "Go ahead," because if he doesn't understand... how you have to wake people up in the middle of the night sometimes... then nobody will.
Sonra dedim ki : "Hiç durma, kimi zaman insanları nasıl uyandırmak zorunda kaldığımı o anlamazsa kimse anlamaz."
It's got plenty of time left on it so if you'd like to drive around awhile, go ahead.
Daha süresinin dolmasına çok var, canın sürmek isterse hiç durma.
If you want a beer so bad, Otis go ahead and get one.
Canın çok çektiyse, dosdoğru git ve al bir tane!
So you can go right ahead.
Devam edebilirsin öyleyse.
So you go ahead.
Sen başla.
so good 651
so good to see you 177
so good to see you again 29
so goodbye 23
so good night 24
so good luck 40
so good luck with that 17
so go 146
so go on 59
so go home 38
so good to see you 177
so good to see you again 29
so goodbye 23
so good night 24
so good luck 40
so good luck with that 17
so go 146
so go on 59
so go home 38