Something new translate Turkish
3,286 parallel translation
When I saw you leap into the sky, I wished to believe it was a sign that something new can come into this world, that the greatness of our Thark race might rise again.
Gökyüzüne sıçradığını gördüğümde bunun bu dünyaya yeni şeyler gelmesi için işaret olduğunu ummuştum.
I've found something new.
Yeni bir şey buldum.
So, we should stop trying to give them something new?
Onlara yeni bir şey sunmaktan vazgeçelim mi yani?
He's working on something new, he just needs a little help, that's all.
Yeni bir şey üzerinde çalışıyor. Biraz yardıma ihtiyacı var, hepsi bu.
I'm working on something new and I could use a little help, too!
Ben de yeni bir şey üzerinde çalışıyorum ve benim de biraz yardıma ihtiyacım var!
Take it easy, Linda. We were just trying something new.
Sadece yeni bir şey deniyorduk.
There's something new on the New York social scene.
New York sosyal çevresinde yeni bir şey var.
You know what kills me... is you think you're something new.
Bana ne dokunuyor biliyor musun kendini yeni bir şey zannetmen.
Apparently, there's something new in your home.
Görünüşe bakılırsa sizin evde yeni birşey var.
I'm working on something new.
Yeni bir şey üzerinde çalışıyorum.
Yeah, what you just saw there was a little something new I've been working on.
Evet, az önce gördüğün, üzerinde çalıştığım yeni bir şey.
You learn something new at the pool every day.
Havuzda her gün yeni bir şey öğreniyorsun.
Trade it in for something new and shiny and rich?
Daha parlak ve zengin bir şeyle değiştirmek?
So, is Fungus Bob a man or something new in the neighborhood?
O halde çamur adam bir kaç arkadaş istiyor.
You know, I find something new in this character Agent Robin every time I do it like now, in The Street Fighter's production, you know the... the robots that come from the gutters, they're so much a part of our lives,
Aslında yeni yarattığım Ajan Robin karakteri benim, her zaman yaptığım şeyleri yapıyor, tıpkı şimdiki gibi. Sokak Dövüşçüsü'nün yapımında da öyle yüksek teknoloji ile üretilmiş robotlar,... hayatımızın ne kadar da büyük bir parçası haline geldiler bize çok benziyorlar.
I could do something different. - Bring something new.
Farklı bir şeyler yapabilirim, bilirsin, mekana yeni bir hava katabilirim.
I'll start something new.
Yeni bir şey başlatıyorum.
We're live right now... right outside of Bushwick... witnessing something new and unseen. Aya, you're amazing.
Bushwick'in hemen dışında canlı olarak yeni ve görülmemiş bir şeye tanıklık ediyoruz.
You learn something new every day.
Her gün yeni bir şey mi öğreniyorsun?
I found you something new to wear.
Sana giymen için yeni şeyler buldum.
Let's try something new.
Hadi yeni bir şeyler deneyelim.
- I hope you've got something new.
- Umarım bu kez elinizde bir şey vardır.
Just great, and we have something new this year, we have a lady who is competing, way in the back corner.
Harika. Bu yıl bir yeniliğimiz var... Yarışmacılarımız arasında bir kadın var.
Try something new.
Yeni bir şeyler deneyeceğim.
I tried to find something new to buy, but I couldn't find anything that looked good.
Yeni satın aldığım birşeyler bulmaya çalıştım, ama iyi gözüken birşey bulamadım.
You'll see the people of Kingston are hungry for something new.
Kingston halkı yeni şeylere aç.
Did you try something new? With your hair?
Yeni bişey mi yaptın saçına sen?
I've got something new
Yeni haberlerim var.
Every day for us Something new
# Bizim için her gün yeni bir gün #
Luckily, I have a friend who wanted to try something new.
Şans eseri, yeni bir şey denemek isteyen bir dostum vardı.
So we can have fun with this, and if you want to try something new, or have improv or anything, don't feel that you can't do that, okay?
Yani eğlenceli vakit geçirebiliriz. Yeni bir şeyler denemek isterseniz ya da doğaçlama filan yapmak isterseniz sakın bunu yapamayacağınızı düşünmeyin, olur mu?
♪ till she came up with something new to play ♪
Ta ki, yeni bir şarkıyla çıkıncaya kadar ortaya.
We'll write something new.
- Yeni bir şey yazarız.
Every time we get to go outside of new york, It really just adds something extra special.
New York'un dışına her çıkışımız, daha özel bir şeyler ekliyordu.
A couple of years ago I had had lunch with Mike Nichols, who had seen ( 500 ) Days of Summer and was very kind enough to take me to lunch in New York one day and he had said something that always stuck with me.
Birkaç yıl önce Mike Nichols'la bir öğlen yemeği yemiştim. ( 500 ) Days of Summer'ı izlemiş. Bir gün beni New York'ta yemeğe çıkarma inceliğini gösterdi ve daima aklımda kalan bir şey söyledi.
Clearly, there must be something in this new-fangled office of yours
Bu son model ofiste bana yardımı dokunacak...
But something tells me, now there's a new genius on the throne who doesn't have to answer to Tony any more and who has slightly less of an ego.
Ama şimdi bana tahtta artık Tony'e hesap vermek zorunda olmayan ve egosu çok daha az olan yepyeni bir dahi oturuyor gibi geldi.
So the real hope is that we'll see the Higgs, but that there's also something amazingly new.
Yani, asıl umut Higgs'i görebilmek ancak şaşırtıcı bir şekilde yeni bir şey de var.
Yeah, he said he had his pair for, like, three years or something and that they were like new.
Evet, ondakileri üç yıldır falan giyiyormuş ve hala yeni gibilermiş.
Well that won ´ t work then, because we need an entirely new name for you, let ´ s find something else.
O halde o da olmaz. Tamamen yeni bir isim olmalı.
Every New Year, I check something.
Her yeni yılda bir şeyi kontrol ederim.
Some new disease that they're coming to investigate or something.
Yeni bir hastalık araştırmaya falan geldiler.
In case you need something to do on New Year's Eve.
Olurda yılbaşı gecesi birşey yapmak isterseniz diye.
I wanted to make something sacred free, with new perspective.
Ben kutsal bir şey yapmak istedim... yeni bir bakış açısı ile, özgür.
Come on, no one comes to New York and just leaves without something terrible happening.
Ne oldu?
Something else went missing this week when astrophysicist Dr. Erik Selvig notable for his involvement in the alien invasion of New York streaked nude across...
Bu hafta başka bir şey daha kayboldu. New York'taki uzaylı istilasında dikkate değer ilişkisiyle meşhur astrofizikçi Dr. Erik Selvig'in Stonehenge'de çıplak koşturması...
- I'll wear something of hers.. And you can wear my new dress.
- Ben onlarınkinden bir şey giyerim sen de benim yeni elbisemi giyebilirsin.
Bad example : if you were ashamed of being in love with a man, suddenly discovered these new feelings, then I might say something like, "Homo much?"
Kötü bir örnek : Eğer bir adama aşık olduğun için utanıyorsan bu yeni fark ettiğin hislerin yüzünden sana "İbneleşiyorsun muntazaman." diyebilirim.
No, I suspect that Horace Bindler may have stumbled upon something quite unexpected, something quite new.
Hayır, sanırım Horace Bindler hiç beklemediği bir şeyle karşılaştı, tamamıyla yeni bir şeyle.
There's a potential new number I want to show you, something I think the show's been missing.
Sana göstermek istediğim potansiyel bir yeni parça var. Şovda eksik olduğunu düşündüğüm bir şey.
Oh, and, Tom, I asked for new material, so why don't you give me something that will change her image?
Tom, senden yeni şeyler istedim. Neden imajını değiştirecek bir şeyler vermiyorsun?
new york times 52
news 361
new york 965
newton 87
newark 22
newport 21
newt 111
newman 219
new york city 155
newspaper 56
news 361
new york 965
newton 87
newark 22
newport 21
newt 111
newman 219
new york city 155
newspaper 56
newbie 58
newsome 58
newcastle 21
newsroom 16
new orleans 158
new jersey 303
newspapers 64
new mexico 112
newly 17
newsflash 52
newsome 58
newcastle 21
newsroom 16
new orleans 158
new jersey 303
newspapers 64
new mexico 112
newly 17
newsflash 52
new haven 16
new hampshire 52
new life 84
newscaster 34
news anchor 17
news to me 17
news at 17
news flash 126
news travels fast 37
new car 79
new hampshire 52
new life 84
newscaster 34
news anchor 17
news to me 17
news at 17
news flash 126
news travels fast 37
new car 79