English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Spill it

Spill it translate Turkish

722 parallel translation
So, just spill it out while my aunt isn't here.
Halam ortalıkta değilken anlat bana.
Spill it, now. Come on.
Ağzındaki baklayı çıkarsana.
I'm gonna spill it.
Her şeyi açıklayacağım.
I'm not afraid to spill it.
Düşüreceğinden şüphem yok.
Well, come on, kid, spill it. What's on your chest?
Söyle bakalım evlat, çıkar ağzındaki baklayı?
Yes. You have my permission to spill it.
Evet. söyleme iznini verdim.
- Come on, Diamond Back, spill it.
- Hadi Diamond Back, öt bakalım.
So I'm out to get the guys who can spill it.
Ben de konuşabilecek adamlara ulaşmaya çalışıyorum.
- He'll spill it.
- Dökecek.
But if I'm going to go anyway, I guess I might as well spill it.
Ancak, madem gidiyorum, ağzımdaki baklayı çıkarayım bari.
Spill it?
Bakla mı?
Spill it.
Anlatın.
Why don't you spill it?
Benimle konuşsana.
Okay, spill it.
Pekâlâ, çıkart baklayı.
Don't spill it.
Dökme.
Spill it. - I -
- Ben...
Don't you think you better spill it to your Aunt Sissy?
Sence de içini Sissy Teyzene döksen iyi olmaz mı?
Spill it.
Söyle hadi.
Unless you want to spill it now.
Tabii şimdi ötmek istemiyorsan.
What's on your mind? Spill it.
Çıkart baklayı!
Well, as long as I'm leaving anyway, I may as well spill it.
Nasıl olsa artık gideceğime göre, bunu rahat rahat söyleyebilirim.
Spill it? Spill what?
Neyi söyleyeceksin?
Go ahead, spill it.
Haydi, söyle.
You'll spill it!
Dökeceksin!
If he can prove it isn't true, I won't spill it.
Doğru olmadığını kanıtlarsa ortaya dökmem.
- Okay, spill it all while you're at it.
- Daha fazlasını anlat.
Oh, come on. Spill it.
Çıkart ağzındaki baklayı.
Spill it.
Şöyle.
I've got to spill it, anyhow.
Yine de söylemek zorundayım.
Maybe he can give us a hint. Come on spill it.
Belki bize bir ipucu verir.
Come on, spill it.
Hadi, öt bakalım.
Spill it!
Dökül!
So you're going to spill it on this chap for the reward?
Yani, ödül için bunu bu adamın üzerine yıkacaksın.
You'll spill it
Dökeceksin.
- So spill it.
- Olsun, dök.
Don't spill it now.
- Evet, efendim. Şimdi dökeyim deme.
- Spill it! - Okay.
Konuş.
TOBY : Watch it, you'll make me spill it. MAN 1 :
Holly size biraz kahve yaptı.
- Watch out, don't spill it.
- Dikkat, dökülmesin.
Fine, as long as you don't spill it.
Dökmediğin sürece sorun olmaz.
You'll spill it if you know what's good for you.
Senin için iyi olanı biliyorsan söyleyeceksin.
Spill it, you son of a bitch.
İtiraf et, kör piç.
Did a bucket spill from her sill Asking, "Is it burning still?"
Eşiğinden bir kova dolusu su dökerek sordu "Hala yanıyor musun?"
Since you were due to spill the beans, better to do it to my man, not Sackett's.
Bülbül gibi öttüğünüz için, Sackett'in adamı yerine kendi adamıma yazıyı ilettim.
Take this warm milk into your pa. And mind you don't spill none of it.
Bu sıcak sütü babana götür, ve kazara etrafa dökme.
I thought I'd spill it out immediately.
Komik.
And if the cops traced it to Grisby, and the cops made Grisby talk he'd spill everything, and she'd be finished.
Polisler Grisby'nin izini bulur da onu konuştururlarsa... her şeyi anlatırdı, o zaman onun da işi biterdi.
It had to spill out.
Döküleceği belliydi.
- lt's all right, dear, it didn't spill.
- Merak etme, canım. Dökülmedi.
Sometimes it helps to spill your guts to a stranger.
Sanırım ara sıra bir yabancıya içini dökmek iyi bir şey.
- Hah! Take it, spill and spend it...
Eğer güvenmiyorsan karavanı, atış poligonunu, her şeyi senin üstüne geçiririz!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]