Stand clear translate Turkish
355 parallel translation
Good. Now, stand clear, boys.
Şimdi, çekilin çocuklar.
Stand clear, boy, and keep your eye on the ball.
Şimdi, geride dur evlât ve gözünü toptan ayırma.
Now, stand clear, boy, and keep your eye on the ball.
Şimdi, geride dur evlât ve gözünü toptan ayırma.
Stand clear!
Geride dur!
Now, you stand clear and keep your eye on this ball.
Şimdi, geride dur ve gözünü toptan ayırma.
Now, stand clear and keep your eye on the ball.
Şimdi, geride dur ve gözünü toptan ayırma.
You stand clear and keep your eye on this ball.
Şimdi, geride dur ve gözünü toptan ayırma.
Stand clear and keep your eye on this ball!
Şimdi, geride dur ve gözünü toptan ayırma.
Here. Stand clear with the tinware, Joe.
Joe, uzak dur.
You must stand clear Mr. Holmes or be trouble under foot.
Artık bırakmalısınız Bay Holmes ya da ciddi bir belaya bulaşacaksınız.
Stand clear!
Atış güvenli.
Stand clear.
Atış yapılsın.
Stand clear of propellers.
Pervanelerin önlerini bosaltin.
- Stand clear!
- Yerinizden kıpırdamayın!
Stand clear of that rum.
O romdan uzak durun!
Stand clear.
Hazır.
- Stand clear, Bill Hickok.
- Geri çekil Bill Hickok.
Stand clear!
Açıl!
BOSUN : All hands, stand clear of fence area.
Herkes çitlerden uzak dursun.
Stand clear, all of you!
Hepiniz dikkatli olun!
I think you'd better stand clear, mister.
Bence gardınızı alın bayım.
- Right, stand clear.
Geride toplan!
Stand clear!
Herkes yerini alsın!
Stand clear.
Yaklaşma.
Stand clear!
Geri çekil!
Stand clear!
Uzak durun!
Stand clear.
Geride dur.
Out, Batarang and Batrope. Stand clear.
Batarang ve Batip'i kullanacağım.
- Crosley, stand clear of that gun!
- Crosley, o silahtan uzak dur!
- Stand clear!
- Uzak dur!
Stand clear.
Hazır olun.
Tamar, stand clear.
Tamar, geri çekil.
Right! Stand clear!
Uzaklaşın.
Farrell, you and your brother stand clear.
Farrell, sen ve kardeşin uzak durun.
Stand clear, you won't get hurt.
Uzak durun, size birşey olmasın.
Stand clear of the doors.
Kapılardan uzak durun.
OK. Stand clear of the doors.
Kapılardan uzak durun.
- Stand clear.
- Başardık.
Please stand clear of the path of the beam.
Lütfen ışın yolundan açık durunuz.
Stand clear.
Uzak dur.
I'll give you this coin... so go stand in front of your mom and shout out your wish in a loud clear voice.
Bunu sana vereceğim. Dileğini annenle babanın yanında yüksek sesle söyleyip at.
Stand clear.
Geride dur!
Please, stand back, he needs air Please, keep clear!
Lütfen, geri durun, hava lazım, çekilin! Pekala, haydiş gidelim
I just gotta clear my soul so nothing won't stand between me and a crop of cotton.
Ruhumu temizlemem gerek ki benimle pamuk mahsulü arasında engel kalmasın.
You told Carmel to clear out and leave her baby, but Meredith wouldn't stand for it.
Carmel'e bebeğini bırakıp ortadan kaybolmasını söyledin. Ama Meredith buna müsaade etmedi.
- Anchorage, reception clear. Stand by.
- Anchorage, sizi duyuyoruz.
As soon as it's clear topside, Ojo will stand by below with a small boat.
Yukarıda her şey yolunda giderse, Ojo aşağıda küçük bir teknede bekleyecek.
I want this one to stand out crystal clear.
Sadece bir şeyi çok iyi anlamalarını istiyorum.
Why didn't you stand trial and clear yourself?
Neden yargılanıp adını temize çıkartmadın?
Stand by to beam up landing party. Plot to clear disturbance.
İniş takımı ışınlanma için beklemede kal.
On the stand side with a clear view.
Kraliçe Viktorya yana sıkıştı.
clear 3420
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
clear your head 52
clear my head 36
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
clear your head 52
clear my head 36