English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Steal it

Steal it translate Turkish

3,135 parallel translation
- Steal it.
Bitir şu işi.
- Steal it.
Joel.
Why would I mention it at all if I was going to steal it?
Onu çalacak olsam neden başta ondan söz edeyim?
If we can't steal it, then we destroy it.
Çalamazsak, yok ederiz.
Well, you'd have to... steal it. From either a military base or a State Health Department facility.
Eğer bunlardan biri değilsen aşıyı ya bir ordu üssünden ya da sağlık bakanlığı tesisinden çalmak zorundasın.
I didn't steal it.
- Ben çalmadım.
Hmm. And you're here to steal it?
Sen de buraya çalmaya mi geldin?
Which, because I did not steal it, I do not have.
Çalmadigim için bende degil.
Hmm. Did you actually steal it once?
- Önceden çalmis miydin yoksa?
So we're gonna steal it.
Yani çaliyoruz.
From now on, anything I own that's worth anything, I keep with me so no one will steal it.
Bundan sonra en ufak değeri olan sahip olduğum eşyaları çalınmaması için yanımda bulunduracağım.
Steal it! Take it from their hands if you must.
Güç kullan, çal, o günlüğü almak için ne gerekiyorsa yap.
Okay, why would Scates sabotage the boat if he was trying to steal it?
Scates eğer çalmayı düşündüyse neden tekneyi sabote etsin?
You can't steal it.
Çalamazsın.
Should I steal it?
Onu çalmalı mıyım?
Who'd you steal it from, you crook?
Onu kimden çaldın, seni hırsız?
Sybil or no, I'm getting my goddamn money back, even if I got to steal it.
Sybil yada hayır, Ben lanet paramı geri alıyorum, onu çalmam gerekse de.
We take the risk to steal it.
Onu çalmak için riske gireriz.
Your brother would take risk and steal it.
Kardeşin risk almalı ve çalmalı.
I'm smart, nobody can steal it from me.
Akıllıyımdır, Kimse benden çalamaz.
Since Commissioner wasn't paying for the chain, the jeweller who sold it asked me to steal it for him.
Komisyoncu zincirin parasını ödemediğinden beri, zenciri satan kuyumcuya satmaya kalkışınca nerden çaldığımı sordu.
Did you steal it?
- Çaldın mı? - Hayır.
So if we steal it, I mean, we're just gonna be handing him a fat insurance payout.
Şişeyi çalarsak, adamın eline koca bir sigorta ödemesi uzatmış oluruz.
To get past a fail-secure door, you can try to steal the entry code... but if you have access to the manufacturer's schematics... it's much easier to wire in a duplicate circuit... and trip the lock yourself.
Böyle bir kapıyı aşmanın yolu ise güvenlik kodunu çalmaktan geçer. Lakin üretici firmanın elektronik devre şemasına erişebiliyorsanız devreye ek bir hat çekerek kısa devre yaptırmanız daha kolaydır.
When you steal substrates, it's like stealing printing plates for $ 100 bills.
Prototip çalmak para kalıbı çalmak gibidir.
How much money exactly did she steal from everyone? Don't worry about it.
Herkesten çaldığı para tam olarak ne kadardı?
You just come right out and say it- - "I steal from people" - - like, "I sell shoes," like it's not a big deal.
Birden ortaya çıkıp diyorsun ki "İnsanlardan çalarım." "Ayakkabı satarım" der gibi hiçbir önemi yokmuş gibi.
It's a big deal because it's wrong to steal from people.
Bir önemi var çünkü insanlardan çalmak yanlıştır.
I know what it is. What, did you steal this from evidence?
- Delil odasından mı yürüttün?
At this price it's a steal.
Bu fiyata, bundan iyisi Şam'da kayısı.
The fact that she somehow managed to steal from our'golden boy gives the case enough value for her to sell it.
Ama aslına bakarsan çantayı harika çocuğumuzdan çalması kızı çantayı satmaya teşvik edebilir.
Uh... um... Did you try to steal it once?
- Önceden çalmaya mi kalkmistin?
Now you want to go and steal that and another painting just to prove it isn't real?
Simdiyse oraya dönüp sirf gerçek olmadigini kanitlamak için iki tane tabloyu çalmak mi istiyorsun?
It's as close as we're gonna get without stealing a chemistry lab, and we're not gonna go, you know, steal a-a chemistry I...
Bir kimya laboratuari çalmadan en fazla bu kadarini yapabiliriz ve biz de bir kimya laboratuari çalmayacagiz.
And we kidnapped - we kidnapped this scientist just to steal his invention just to sell it for money.
Ve bir bilim adamını kaçırdık ki icat ettiği şeyi satıp, para kazanalım
Why would he steal the thing if he doesn't even know what's on it?
Neden içinde ne olduğunu bilmediği bir şeyi çalmaya çalışsın ki?
She's probably willing to do anything to avoid it- - lie, steal, cheat, and in this case, kill.
Muhtemelen bundan sakınmak için her şeye razıdır. Yalan olsun, hırsızlık olsun, aldatmak olsun ve bu durumda, öldürmek olsun.
In this market, we're getting it for a steal.
Bu piyasada çok düşük bir para bu.
- So it's okay for you to steal my -
- Sen benim payımı çalınca sorun yok yani -
It's funny, some people... how they say they'd never steal.
Bazı insanlar, hayatımda hiçbir şey çalmadım dediklerinde çok komik bir duruma düşerler.
Is it your life goal to steal everything away from small business owners like us?
Amacın, bizim gibi küçük insanların elindekileri çalmak mı?
It's a steal.
Bu hırsızlık.
Okay, so we can double the champagne by mixing it with antacids and the bottle of whiskey you're gonna steal from the Irish wake upstairs.
Tamam, antiasitlerle ve yukarıdaki İrlanda cenazesinden çalacağın viski ile karıştırarak şampanyayı çoğaltabiliriz.
She faked her own death to steal Frank's money, and we think it's buried in her grave.
Frank'in parasını çalmak için kendini ölü göstermiş ve biz de mezarında gömülü sanıyorduk.
It's a steal at 20!
20'ye kelepir bile!
It's not the first thing I'd steal.
Buradan çalmak isteyeceğin ilk şey bu olmasa gerek.
He didn't steal it.
Çalmamıştı.
Us thieves, we steal expensive stuff and sell it cheap.
Biz hırsızlar, pahalı şeyleri çalar, onları ucuza satarız.
I put it back. Dania, why would you steal from me?
Dania, neden cüzdanımı çaldın?
Can't believe that you would steal Richard's ambulance! Yeah, well, at least I didn't lie about it. Much.
O yüzden şimdi lanet paralarınızı verin bize!
Let's steal all the chalk and hide it.
Tüm tebeşirleri aşırıp saklayalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]