English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Talk about it

Talk about it translate Turkish

15,247 parallel translation
So do you want to talk about it?
Onun hakkında konuşmak istiyor musun?
You want to talk about it?
Konuşmak ister misin?
I mean, I guess we didn't talk about it, but I was a part of the team before we were together.
Bu konuyu konuşmadık gerçi ama biz beraber değilken bile takımın bir parçasıydım ben.
It's fine, which is universal code for "I don't want to talk about it."
Sorun değil. "Bu konuda konuşmak istemiyorum" demek istiyorum yani.
About what you said in there to Cutter, maybe we could meet up and talk about it tonight or...
Bu gece Cutter'a söylediklerin konusunda konuşabiliriz istersen. - Ya da...
We can talk about it later, hon, after you...
Bunu sonra konuşuruz tatlım.
Listen, I really don't want to talk about it.
Dinle, bu konuda konuşmak istemiyorum.
Well, you never wanna talk about it.
Bu konuda iyi, sen asla konuşmak istiyorum.
I'll come out if you promise not to talk about it.
Eğer bu konuda konuşmak için söz eğer çıkıp EDECEĞİM.
About that night on Forsberg driveway... wanna talk about it?
Jörgen Forsberg'in evinin önünde o gece neler olduğunu anlatır mısın?
We don't have to talk about it if you don't want to.
Konuşmak istemiyorsan konuşmak zorunda değiliz.
And, uh, we should talk about it, but I think you should take it.
Bunu konuşmamız lazım ama kabul etmen gerektiğini düşünüyorum.
Let us talk about it internally, and we'll get back to you.
Biz bunu aramızda bir görüşelim, seni ararız.
You don't have to talk about it with me.
Bunu benimle konuşmak zorunda değilsin.
He doesn't want to talk about it.
Bu konuda konuşmak istemiyor.
Well, you didn't talk about it.
Sen bu konuda konuşmadın.
I don't wanna talk about it.
Bundan bahsetmek istemiyorum.
Why don't you wanna talk about it?
Neden konuşmak istemiyorsun?
I... I would just rather not talk about it, please, Julian.
- Bunu konuşmamayı yeğlerim Julian.
The more I talk about it, the more terrified I become.
Ne kadar konuşursam o kadar dehşete kapılıyorum.
We'll talk about it tomorrow.
- Yarın konuşuruz. Hoşça kal. - Tamam.
We can't talk about it now.
Bu konuyu şu an konuşmanın bir anlamı yok.
Call me and we'll talk about it.
Beni ara bu konu hakkında konuşalım.
I can't talk about it.
Bahsedemem.
Jake, let's talk about it later.
Jake, bunu daha sonra konuşalım.
Can we just not talk about it, please?
Lütfen bunu konuşmayalım?
Next time you treat the interns, tell them not to talk about it after.
Tedaviyi tedavi ettiğin bir daha ki sefer, onlara ardından konuşmamalarını söyle.
My mom just keeps wanting me to talk about it.
Annem sürekli benim bu konuda konuşmamı istiyor.
I think the best thing for us is just stay silent and don't talk about it.
Bence bizim için en iyi şey sadece sessiz kalmak ve bu konuda konuşmamak.
I don't want to talk about it.
Bu konuda konuşmak istemiyorum.
You don't have to talk about it, but if you ever want to, just know that there are - -
Bu konuda konuşmak zorunda değilsin, ama ne zaman istersen, bunu gerçekleştirebilirsin.
Do you want to talk about it?
Bunu konuşmak ister misin?
Yeah... then don't talk about it.
Evet. Öyleyse savaş hakkında konuşma.
But I will talk about the fact that it has been hard lately, adjusting to being back, and I guess I want you to know that I am working on it.
Ama şunu söyleyebilirim ki geri döndüğümde, ortama uyum sağlamak zor olsa da elimden geleni yaptığımı bilmeni isterim.
But it's alright, first let's talk about the message on your phone.
Ama olsun önce telefonunuza gelen şu mesajı konuşalım.
Do you wanna talk about it?
Konuşmak ister misin?
Uh, yeah, I will talk to Aria about it but, um, I will certainly be there.
Aria ile bunu konuşacağım ama kesinlikle orada olacağım.
Ask Jordan about it. We can talk about it tomorrow or whenever you want.
Yarın veya istediğinde konuşabiliriz.
I called the CCPD, and they have been looking everywhere, but it's already been 48 hours, and still nothing, but then a crime scene technician pulled me aside and said that I needed to talk to you about this.
CCPD'yi aradım ve her yeri arıyorlardı ama 48 saat geçti bile ve olmadı bir şey, sonra olay yeri teknisyeni beni kenara çekti... -... ve bu konuda seninle konuşmam gerektiğini söyledi.
- Why is that so surprising? - Just'cause it's different from the way you usually talk about sitting for the kids.
- Çünkü bu genel olarak çocuklara otur demenden daha farklı.
( laughs ) It's all you talk about.
Seninle tüm konuşmak istediğim bu.
People talk about how horrible Los Angeles is, but it's really quite gorgeous, isn't it?
İnsanlar genelde Los Angeles'ın berbat bir şehir olduğunu söyler ama aslında gayet harika bir şehir, değil mi?
You know, and it's kind of not fair, because I talk to you about mine all the time.
Bu hiç adil değil çünkü ben her zaman sana anlatırdım.
I don't know. I mean, it just doesn't feel like there's much to talk about now, right?
Ne bileyim konuşacak pek bir şey yok gibi bence.
Well, they'll talk to you about it.
Şey seninle konuşurlar.
We talk about it all the time. Breece Dobbs.
- Breece Dobbs.
Shouldn't we go talk to Donnie about it?
Gidip Donnie'yle konuşmamız gerekmez mi?
- to talk to about that. - Damn it!
- Sokayım.
Is it when you wanna know a person and talk to the person and just... just know everything about the person?
Bir insanı tanımak istediğin, onunla konuşmak istediğin onun hakkında her şeyi bilmek istediğin zaman mı olur? Evet.
Ever cross your mind it might be too soon for me to talk about my wife?
Karım hakkında konuşmak için bana çok yakın olabilir misiniz?
Jace, I need to talk to you about something, it's really...
Jace, seninle konuşmam gerek. Çok...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]