That is not it translate Turkish
11,181 parallel translation
Glenn, that is not it.
Glenn, mesele o değil.
I'm going to make a polite suggestion that you not make the situation any worse than it is.
Durumu olduğundan daha kötü hâle getirmemen için kibar bir öneride bulunacağım.
As I see it, the crux of the matter is that Detective Cortes sees you as an outsider and not a peer.
Gördüğüm kadarı ile, esas mesele Dedektif Cortes'in seni dışarıdan birisi olarak görmesi, meslektaşı olarak değil.
But that woman you're looking for, Cindy Patterson, it turns out that not only is she a modern-day pirate, she's the descendant of one.
Ama şu Aradığınız kadın Cindy Patterson meğerse kendisi sadece modern korsan değil korsanların soyundan geliyormuş.
It's not gonna be like that.
Bu iş böyle bitmeyecek.
Well, that's the goal, is it not?
Amaç da bu değil mi zaten?
It's not that easy.
Bu iş o kadar kolay değil.
I will not lie- - that dress is a work of art, but it is not even in the same league as this T-shirt.
Yalan yok, o elbise bir sanat eseri ama bu tişörtle kıyas götürmez bile.
That's not a thing, is it?
- Öyle bir şey yok değil mi?
I hate what he did, and I hate that he died because of it, but what happened to him is not going to define me.
O zaman yaptıklarından ve bu yüzden ölmesinden nefret ediyorum ama ona olanlar beni bağlamaz.
Why is it that every happy couple I know treats me like I'm broken now that I'm not in a relationship?
Tanıdığım bütün mutlu çiftler ilişkim yok diye neden bana bunalımdaymışım gibi davranıyor?
125 residents have had their chips removed, but remember, it's possible that the unsub is not from here.
Çipi çıkarılmış 125 sakin var, ama unutmayın ki şüphelinin buradan olmama ihtimali de mevcut.
It's businesslike, but with an informality that says, "I am not a suspect."
İş kadını gibi ama ben şüpheli değilim diye de haykırıyor bir yandan.
And we're having trouble enough paying the mortgage with him alive, and his business is not what it used to be, ever since that... HR Block opened across the street.
Ve canlıyken bile ipoteği ödemekte güçlük çekiyoruz ve işleri eskisi gibi değil şeyden beri sokağın karşısına HR Block, açıldığından beri.
Is it possible that this was not a hire and that it was something personal?
Kiralık katil durumu değil de kişisel bir mesele olma ihtimali var mı? Bilmiyorum.
As for your software, there's a glitch somewhere that is not allowing it to respond to commands.
Yazılımınıza gelince, bir yerinde komutlara yanıt vermesini engelleyen bir açık var.
The thing of it is, Silas, is that you're not really one of us, are you?
Asıl mesele, Silas... Bizden biri misin, değil misin?
- That's not how it is, Robert.
- Öyle değil Robert.
It is mentioned that your story is not completely fictitious.
Hikayenizin tamamen kurgusal olmadığı belirtiliyor.
All I do is stress about work or the kids, and it was nice for just one evening not to think about any of that, to just think about myself for a change.
İş ve çocuklar yüzünden hep stresli oluyorum ve sadece bir geceliğine bunları düşünmek yerine sadece kendim için bir şeyler yapabilmek çok güzeldi!
That's not him, is it?
- Bu o değil herhalde?
Dr. Marcotte, the Federal Analogue Act does not require that a drug be listed as a controlled substance for it to be illegal... is that correct?
- Dr. Marcotte, Federal Benzerlik Yasası kontrole tabi madde olarak listelenen bir uyuşturucunun yasa dışı olmasını... -... gerekli görmüyor... bu doğru mu?
It's not that hard to wrap your noggin around, is it?
Bu işi anlamak çok zor olmamalı değil mi?
Or is it maybe that you're treating new Doug like old Doug and not even giving him a chance?
Belki de yeni Doug'a eskisi gibi davranıp ona şans vermiyorsundur?
So the power seat in this office is not that one. It's this one.
Kısacası bu odada güç o sandalyede oturanda değil bu sandalyede oturanda.
Let's be honest, this was a victory for the White House, but President Grant made it very clear from his tone that this is not a day to gloat.
Dürüst olalım. Bu Beyaz Sarayın zaferi haline dönüştü. Ama Başkan Grant günün bir kutlama günü olmadığını açıkça ifade etti.
I'm sorry, but it's not gonna work that way.
Kusura bakma ama o iş öyle olmayacak.
You may think that doing hot yoga after a spin class is a good idea, but trust me, it is not.
Spinning dersi sonrası sıcak yoga iyi fikir gibi gelebilir, ama güven bana değil.
It's not fair that he's all of these amazing things, and... and this one mistake is all anybody's even gonna think about him.
Bir sürü muhteşem şey yaptı. Tek bir hata yüzünden herkesin ona sırt dönmesi haksızlık.
I assumed he left los segadores because he wanted to be even more radical. But that's not true, is it, Susan?
Los Segadores'i, daha radikal olmak istediği için bıraktığını sanmıştım ama doğru bu değil, değil mi, Susan?
You're upset and sad, and that's good'cause it means you're still a person. But right now is not the time to think too hard.
Üzgün ve kızgınsın bu iyi bir şey çünkü hala insan olduğunu gösteriyor.
I... it's not fair, but is it fair that Mozart was Mozart and Salieri Salieri?
Adil değil. Ama Mozart'ın Mozart, Salieri'nin Salieri olması adil miydi?
It's not like I want to be doing this. Her problem is that there are rules and... boundaries.
Derdi burada kurallar olması ve sınırlar.
Her problem is that hot people should know that just because a person does something that is reckless and likes it does not mean that they are going to keep doing that thing, okay?
Derdi ne biliyor musun? Seksi insanlar şunu bilmeli bir insanın bir kez pervasız davranmış olması ve bunun hoşuna gitmesi aynı şeyi yapmaya devam edeceği anlamına gelmez.
Her problem is that maybe she is tired of scrapbooking and glitter, but she does not know who she is anymore, and everyone needs to just give her the space to figure it out and stop asking her questions and talking about jumbo condoms.
Gazete küpürleri ve parlak yapıştırıcılarla oynamaktan sıkılmış olabilir ama artık kim olduğunu bilmiyor ve diğer insanlar biraz zamana ihtiyacı olduğunu anlamalı ona soru sormayı ve jumbo kondomlardan bahsetmeyi bırakmalı.
How is it that I had a penis in each hand last night and yet, I'm still not the gayest person in this bar?
Dün gece iki elimde de penis olmasına rağmen nasıl buradaki en gey insan ben olmuyorum?
Doctor, that is not a Stachybotrys fungus, it is Meliola.
Doktor, bu şey Stachybotrys mantarı değil. Meliola.
My dear Mary, it's clear that your heart is not ready.
Sevligi Mary belli ki senin kalbin hazır değil.
That's you on the right, is it not, Mr. Wellstone?
Sağdaki, sizsiniz, değil mi, Bay Wellstone?
I have every agent in this building asking me if they can get in on it, and, uh, D.C. called to tell me that the CJC is not authorized as a fugitive-hunting outfit.
Binadaki bütün ajanlar bu ava katılmak istediğini söyledi. ... ve Washington'dan aradılar YİK'in kaçak avcısı profiline uymadığını söylediler.
Fanny Biggetywitch, to suggest that I am entering into some kind of romantic liaison with Mr Wegg as I am draining the pus from his one good leg is extremely insulting and I'll thank you not to repeat it.
Fanny Biggetywitch, sadece bacağına pansuman yaptığım hâlde Bay Wegg'le bir çeşit romantik yakınlaşma içinde bulunduğumu söyleyen bayan. ... bu, oldukça küstah bir hareket. Bunu bir daha tekrarlamazsan müteşekkir kalırım.
How is it not like that?
Nasıl öyle bir şey değil?
You see, the fact that it's your first day and there's already more than one option of things you screwed up is not a good thing.
Daha ilk günün ve şimdiden birden fazla çuvalladığın şey olması hiç iyi değil.
Why? I need a guarantee I am not gonna be sick for Homecoming, and the only way to do that is to get sick right now and get it over with.
Mezunlar buluşmasında hasta olmamayı garantilemem lazım ve bunun tek yolu şimdi hasta olup iyileşmek.
I have located the source of that awful smell, and it is not Clive's new cologne.
Bu korkunç kokunun nedenini buldum ve koku Clive'nin yeni parfümünden değil.
If what's holding you back from this is the fear that it might lead to me getting back together with my ex-wife, who cheated on me, that's not ever going to happen.
Seni durduran, bunun, beni aldatan eski karımla tekrar bir araya gelmemize yol açabileceği korkusuysa böyle bir şey asla olmayacak.
Want to keep getting knocked down? It is not fair that you, who are biased, get to rule on your bias.
Ön yargılı olan siz için bu adil değil, ön yargınız üzerinden kararınızı verin.
What interests me are not the contents of this mail but the fact that it is mail.
İlgimi çeken bu postanın içeriği değil, postanın kendisi.
If this is about that article, you should know we wouldn't be open were it not for Mr. Solano's funding.
- burayı ayakta tutamazdık. - Affedersiniz, tam olarak ne yapıyorsunuz?
It's not a subtle, um... lawsuit, in that this is a gross constitutional violation.
Burada dolaylı olarak değil çok açık bir şekilde anayasanın ihlali söz konusuydu.
Now that Mr. Avery's DNA is found on that particular key, I was left to question whether or not people would have me believe that not only are they carrying around keys for Teresa's vehicle, but they're also carrying around vials of Mr. Avery's DNA with them, whether it's perspiration or whatever.
Bay Avery'nin DNA'sı o anahtarın üzerinde bulunduğuna göre acaba birileri Teresa'nın araba anahtarlarıyla beraber içinde Bay Avery'nin kan, ter ve bilimum DNA örneklerinin bulunduğu tüpü de yanlarında mı gezdiriyorlar diye merak ediyorum.
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that is not the point 62
that is a lie 69
that is enough 189
that is ridiculous 146
that is an order 68
that is great 150
that is not the case 19
that is so cool 125
that is right 117
that is not the point 62
that is a lie 69
that is enough 189
that is ridiculous 146
that is an order 68
that is great 150
that is not the case 19