That is not mine translate Turkish
187 parallel translation
That is not mine.
Benim değil ki.
You're speaking of a charge that is not mine, it's the group's.
İşlemediğim bir suçtan bahsediyorsunuz. Bu suç gruba aittir.
A vessel full of knowledge that is not mine.
Bana ait olmayan bir kap dolusu bilgi.
- That is not mine!
- O benim değil.
That is to say, it's not that I don't trust your methods, but I prefer mine.
- Hayır, sen boşver. Bu demek değil... senin yöntemlerine güvenmiyorum.
That's not true This apartment is mine now.
Bu doğru değil. Burası artık benim.
The bawdy wind that kisses all it meets is hushed within the hollow mine of earth and will not hear it.
"Rastladığı her şeyi öpen çapkın rüzgâr susmuş. " Bir şey duymamak için, toprağın derinliklerine sığınmış. "
I will say that the guilt is mine, not yours.
Onlara senin değil, benim hatam olduğunu söylerim.
Is it not possible that your people and mine can some day live together like brothers?
Bir gün senin ve benim halkımın kardeş gibi birlikte ve bir arada yaşaması mümkün değil mi?
Yet, I have something here that is mine now,... and was not mine before.
Burada benim olan bir şey var, o benim artık ; önceden benim olmayan bir şey.
That is his affair, not mine.
Bu onun macerası, benim değil.
Because mine is not a calling that I can't ignore.
Çünkü benimki onsuz yapamayacağım bir heves değil.
- Well, that is your problem, not mine!
- Bu senin problemin, benim değil!
- Yes, that's your affair, not mine.
- Bu senin bileceğin iş.
I am in the Army, and I take orders, like anybody else, and that means that mine is not to reason why, mine is but to do or die!
- Ya da alçağın teki miyim? Ben bir ordu mensubuyum ve herkes gibi emir alıyorum. Bu yüzden benim işim sebebini sorgulamak değil.
Where's your proof that the money... is yours, and not mine? !
O paranın senin mi, benim mi olduğunun kanıtı nerede?
That art collection of mine is not going to get any bigger, but I'd sure like to have you take a long look at it.
Sanat koleksiyonum çoğalmayacak ama... ona uzun uzun bakman hoşuma gider.
Rosa says that this gun is not mine.
Rosa diyor ki, bu silah benim değilmiş.
That mine, Violeta is... not so hot, like a board.
Benim ki, Violeta ateşli değil, tahta gibi.
Maybe, but that is in Ndofa's country, not in mine.
Ama, Ndofa'nın ülkesinde ; Benim ülkemde değil.
Know that I am too upright to adorn myself with a name which is not mine and that all Naples can bear testimony to my birth.
Şunu iyi bilin ki bana ait olmayan bir şeye tenezzül etmeyecek kadar iyi bir kalbim var. Bütün Napoli doğumuma şahitlik edebilir.
You turn around and walk out that door, or the responsibility for that bomb is yours, not mine.
Arka dönüp şu kapıdan çıktığında bombanın tüm sorumluluğu senin olacak, benim değil.
Well, that's part of the problem, Mr. Holmes, the bird is not mine.
İyi ama bir problem var Bay Holmes, bu kuş benim değil.
Suspect that mine is not the only at home Nasse this end of week.
Öyle bir duygu yaşıyorum ki, sanki uydurduğum cinayet bu hafta sonu Nasse konağındaki tek cinayet olmayacak.
In most cases, this is a duty that I'd rather not be mine.
Çok zaman böyle bir görevim olmasını istememişimdir.
Half of which is mine, by the way. Not that I'd touch it.
Ki yarısı benim bu arada, dokunacağımdan değil ama...
I do not believe that the diamond of Lady Yardly is as good as mine.
Leydi Yardly'in elmasının benimki kadar güzel olduğuna inanmıyorum.
That's your business. Not mine.
Senin bileceğin iş, bana ne.
But I'm not sure that this cart is one of mine.
Ama bunun benim arabalarımdan biri olduğuna emin değilim.
That automobile is not just a possession of mine.
O araba sadece bana ait değil.
Well, because all the food that I'm going to buy is mine and I'm not sharing.
Çünkü birazdan alacağım tüm yemekler benim ve paylaşmıyorum.
That's your policy, not mine.
Bu senin iş politikan. Benim değil!
But if she does not, that is her problem, not mine, just as the rug is your problem.
Ama öğrenmezse bu onun sorunu, benim değil. Tıpkı, halının sizin probleminiz olması gibi.
- that is your problem, not mine, fuck!
Bu senin sorunun, benim değil.
I have a feeling that mine is not a charity case.
Benim durumumun bir hayır işi olmadığını düşünüyorum.
Them full the belly and they take hold you by the wallet. That is not for me, you I say it. My silver is mine.
Bu durumda senden harcayacağız, alınacak herşeyi sen alacaksın benim param da cebimde kalacak.
That is your fear... not mine, Mab.
Bu senin korkun benim değil, Mab.
That is your problem, not mine
Bundan çok etkilendim. Ama benim durumumu düşündün mü?
I mean, not that I want to, it's just in my experience when fighting, body parts get damaged, and better its bits than mine.
İstediğimden değil ama, tecrübelerimden biliyorum ki, bazı organlar hasar görür. Benimkiler yerine onunkiler kırıIsın.
The point is that he's not yours, he's mine.
Önemli olan, onun senin değil, benim olması.
What I care about is that a good friend of mine is not hurt.
Sadece yakın dostumun incinmemesi umurumda.
That's why the throne is mine, not your's.
İşte bu yüzden taht benim, senin değil.
Well, I don't know whose that is, but that's not mine.
Ee bunların kimin olduğunu bilmiyorum, ama benim değil.
There is not any name that is pronounced... with so much distinction and reverence as mine.
Benim ismim gibi insanlar arasında söylenen ve... bu kadar itibar gören bir isim daha yok.
I'II like it a Iot, and I hope you will like mine. - Mine is smaller. - It's not the size that counts.
- Bak bu çok ufak...
That's it. I'm taking care of mine and Mitch is not.
İşte bu.Ben kendime dikkat ediyorum Mitch ise etmiyor.
that I understand that it's your baby.. and it is not mine to purchase.
Bebeğin sana ait olduğunu ve benim satın almaya hakkım olmadığını biliyorum.
So the key to this whole thing is demonstrating that the drugs were not mine, and proving to the court that I did not ever have a personal relationship with Mandy Gressler.
Öyleyse herşeyin anahtarı uyşturucunun bana ait olmadığını kanıtlamak ve mahkemeye Mandy Gressler'la hiç şahsi ilşki yaşamadığımı ispat etmek.
That's not unusual, but though everybody's relationship with their father is different, mine has always seemed very different.
Ama herkesin babasıyla ilişkisi farklı olsa bile bizimki her zaman çok farklıydı.
Please see this invite as proof that mine is not.
Bu notu benimkinin olmadığının kanıtı olarak görün.
It says that his brother died due to his own carelessness, and that the mine is not responsible at all,
Burada kardeşinin dikkatsizlik sonucu öldüğü yazıyor. Artık madenin bir sorumluluğu kalmıyor.
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not true 434
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is not the point 62
that is right 117
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19
that is so cool 125
that is not the point 62
that is right 117
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19