That is not possible translate Turkish
466 parallel translation
However, that is not possible.
Bu mümkün değil.
That is not possible.
Bu mümkün değil.
That is not possible for a Troglyte.
Bu, bir Troglit için mümkün değildir.
I'm afraid that is not possible.
Korkarım, bu imkânsız.
No, Agrippina, that is not possible!
Hayır, Agrippina, bu olanaksız!
-'That is not possible.'
- Bu mümkün değil.
If that is not possible, the count will be informed.
Bu mümkün değilse, konta haber vereceğim.
That is not possible.
Bu mümkün değil
But that is not possible, John.
Ama bu mümkün değil John.
You promised me a thing that is not possible, that you would give me gloves of the skin of a fish ;
Bana mümkün olmayan şeyler söz verdin. Balık derisinden yapılmış bir çift eldiven.
Deliverance is possible by no other means, but that an innocent maiden maketh the vampyre heed not the first crowing of the cock, this done by the sacrifice of her own bloode...
Kurtuluş ancak ve ancak masum bir kızın vampire kendi kanını sunması ve böylelikle onun, horozun ilk ötüşünü fark etmesini önlemesiyle mümkündür.
According to the fact of psychology that under great emotional stress the mind sees what it has expected to whether the thing is actually there or not is it not possible that you did not see Joseph Wilson but only the image of him your imagination had created in your head?
Psikoloji bilimine göre büyük bir duygusal stres altında zihin insana oyun oynayıp olmayan şeyleri gösterebilir. Acaba Joseph Wilson'ı değil de zihninizin yarattığı bir hayali görmüş olmanız mümkün mü?
I think it not unlikely that he could say that only one charge is possible.
Sadece, bir suçlamadan bahsetme ihtimalinin uzak olmadığını düşünüyorum.
I will take you to Kiloran as soon as it is humanly possible, milady, and I will not be wanting extra payment for that.
Sizi Kiloran'a insan için mümkün olan ilk anda götüreceğim hanımefendi ve bunun için de sizden ekstra para istemeyeceğim.
Is it not possible that your people and mine can some day live together like brothers?
Bir gün senin ve benim halkımın kardeş gibi birlikte ve bir arada yaşaması mümkün değil mi?
That's possible - but you are not of our faith, and that is what counts with me.
Olabilir, ama bizim inancımızda değilsin, ve benim önemsediğim bu.
The only possible excuse is that I'm not quite myself tonight.
Tek olası mazeret, bu gece pek kendimde olmadığım.
That is... surely, that's not possible?
Demek istediğim... Gerçekten, bu mümkün mü?
They're pretty, and they attract attention. Most of all, they make it possible for my daughter... to go to the right places and not be ashamed of me- - that is, too ashamed of me.
Güzeller ve kızımla bir yere gidince, benden utanmamasını, çok utanmamasını sağlıyor.
It is possible that this silly woman is not so easy to put down like a bear.
Bu aptal kadın ayı gibi kolay yıkılmayabilir.
And nobody is ever going to say that William Barret Travis did not buy every minute possible.
Ve Crockett, hiç kimse, William Barrett Travis mümkün olan her dakikayı kazandırmadı diyemez.
The only possible way is to show... that Miss Curcio is not morally fit to be the guardian of this boy.
Tek seçeneğimiz, Bayan Curcio'nun... bu çocuğun vasiliğini yapmaya ahlakının uygun olmadığını göstermek.
Is it not possible that your view of the administration might be distorted?
Yönetim anlayışınızda bir değişme olmuş olabilir mi?
Counselor, surely it's not possible that Master Kawabe is also under the weather?
Danışman Efendi Kawabe'nin de hasta olması herhalde olası değildir?
Is it possible for someone to do... a thing like that and not remember it?
Birinin böyle birşeyi yapması ve hatırlamamam mümkün mü? Mümkün.
Is it not possible, Lucilla, that there are other ways of becoming the real heir of Marcus Aurelius?
Marcus Aurelius'un gerçek varisinin kim olduğunun... ispatlanmasının başka yolu yok mu Lucila?
Have you not also heard them saying that anything is possible now that Commodus has become Caesar?
Commodus'un Sezar olmasından sonra aklına gelen her şeyin... mümkün olabileceğini de duydun mu?
For this reason, if not through accident or the impulses of man himself, it is now more than possible that what you have seen happen in this film will have taken place before the year 1980.
Bu nedenledir ki... bu filmde yaşandığını gördüğünüz şeylerin, ister bir kaza ile... isterse insanoğlunun kendi eliyle... 1980 yılına gelmeden... gerçekleşme olasılığı oldukça yüksektir.
- Then I ask you, is it not possible that Captain Kirk became aware of Lieutenant Commander Finney's hatred toward him, and perhaps, even involuntarily, began to reciprocate?
Kirk'ün Finney'in kendisinden nefret ettiğini öğrenmesi de mümkün mü? Ve belki de elinde olmadan buna karşılık vermiş olabilir mi?
Is it possible that they're not?
Olmamaları mümkün mü?
Is it possible that Mr Secretary-general is not brave enough to treat with a traitor?
Genel Sekreter Bey'in bir hain hakkında işlem yapmaya cesareti yok mu acaba?
That's possible, but you're not trying to say, Mr. Secretary General that the hibernated man is related to my wife?
Olabilir, ama buna dayanarak, o adamın karımın akrabası olduğunu söyleyebilir misiniz, Sayın Genel Sekreter?
- Not at all. That mistake is only possible among the ordinary men, as I perhaps unfortunately called them.
Bu yanlış ancak sıradan insanlar arasında mümkündür ki böyle bir isimle hitap etmek ne kadar doğru olur bilmiyorum.
but how it is possible that during these four years does not protrude through your head... tell me that there was an obstacle in our future?
Nasıl oldu da dört yıl boyunca bu aklıma hiç gelmedi? Geleceği olmadığını biri bana söyleseydi?
Doctor is it medically possible that this examination may not have been complete?
Doktor bu incelemenin tamamlanmamış olması tıbben mümkün müdür?
It is not possible that you have no honor.
Şerefsiz olmanız imkansız!
And it is just possible that he may not notice... the small, quiet feet walking into peril... into Mordor.
Ve bir ihtimal... Mordor'a tehlikeye doğru yol alan küçük sessiz ayakları... fark etmeyebilir.
I'm sorry, but sometimes one is forced to consider the possibility that affairs are being conducted in a way which, all things being considered, and making all possible allowances, is, not to put too fine a point on it, perhaps not entirely straightforward.
Üzülerek söylemek durumundayım Bakanım bazen insan, meseleyi bir şekilde idare etmek ve her ihtimale hazırlıklı olmak için lafı dolandırarak söylemek zorunda kalabilir.
That's an objective not for a hundred years but for a thousand or for 10 thousand but it also is possible.
Bu yüzyılları değil 10.000 yılı bulacak fakat imkansız olmayan bir süreç.
Some money has been stolen from him and it is not possible that you know nothing about it.
Bugün parası çalındı ve bu konuda bir şeyler bildiğinizi umuyoruz. Lütfen söyleyin.
Is it possible that you're not aware of the trouble that broadcast could have stirred up?
Yayının karıştırılmış olabileceği sorunundan habersiz olmanız mümkün mü
"Why is that not possible?" "Because you have a bacon rind under your arm."
"Neden mümkün olmasın?" demiş kadın. "Çünkü kolunun altında dana eti var."
It's also possible that Griffin's not nearly as disabled as everybody thinks he is.
Ayrıca Griffin'de herkesin düşündüğü kadar sakat olmayabilir.
I see her, she saw me, she knows that I see her, she drops me her glance, but just at an angle where it is still possible to act as though it was not addressed to me, and at the end the real glance, straightforward, that lasted a twenty-fourth of a second, the length of a film frame.
Onu görüyorum beni görüyor onu gördügümü biliyor bana bir bakis atiyor, ama öyle bir açida ki bu bakis, hala bana yöneltilmemis gibi davranmak mümkün sonunda asil bakis geliyor dogrudan,
Then it is just possible that the news of what happened here last night has not reached them.
- Öyleyse, geçen gece burada olan olaylardan henüz haberleri yoktur.
If we do not act quickly it is possible that Meltran will succeed before us.
Eğer acele davranmazsak Meltran bizden önce başarabilir.
"or when it is, that victory is not possible."
"... zaferin mümkün olmadığı önemli değildir.
But how is that possible? I have my own, of course, but they're not very...
Nasıl olabilir, benimki burada.
No sir, we have not done so, nor is it possible that we should do so.
Hayır efendim, ne haber verdik, ne de haber vereceğiz, mümkün değil.
Even now, if we could be sure which one of them has taken it, it is just possible that it has not passed out of their hands.
Şu an bile, evrakı kimin aldığından emin olsak, onu ellerinden çıkartmalarını engellemek mümkün olurdu.
I'm basically happy that you've returned, not for reasons of futile professional satisfaction, but because you've obviously decided to... re-establish that rule, that pact, without which no improvement is possible.
Ben temelde senin dönüşünden mutluyum her ne kadar elde olmayan nedenlerle ancak belli bir karara vardık.. ... bu kuralın onsuz yeniden oluşturulması.. ... hiçbir şekilde mümkün değildir.
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not true 434
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not true 434
that is good 189
that is not the point 62
that is so cool 125
that is right 117
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19
that is not the point 62
that is so cool 125
that is right 117
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19