The tablet translate Turkish
580 parallel translation
Then hold high the tablet of unity before his eyes so that he may ever remember the purpose of his consecration.
O zaman birlik levhasını gözlerinin önüne getir ki neden kutsandığını ve neden tahta çıktığını hiçbir zaman unutmasın.
You will notice we have not coloured in the tablet.
Tablete renk vermediğimizi görüyorsunuz.
This should allow us to stay one step ahead of any drug counterfeiters who might attempt to duplicate the tablet.
Bu sayede, tableti çoğaltmaya çalışanlarla, sahtesini yapanların bir adım önünde olacağız.
It's costing us a great deal already just to redesign the tablet and change the colour every month.
Zaten her ay, tableti ve rengi değiştirmek bize çok maliyet çıkartacak.
"The tablet of Yin Nan Tien"
"Yin nan tien sunağı"
"The tablet of Jiang Fung"
"Jiang fung Sunağı"
We carry the tablet along with us and bring the spirit back then start to weep
... ruhu geri getiririz. Sonra ağlamaya başlarız.
Maybe if the tablet were intact, you'd have something to go on, but the entire top portion is missing.
Keşke tablet bütün olsaydı ama üst kısmı eksik.
If I take one pace I am back at 1000 BC, about the time of the tablet that we have just been looking at, about the time of King David.
Eğer bir adım atarsam, bakmış olduğumuz yazıtın dönemine yani Kral David zamanında : İÖ 1000 yılında oluyorum.
Didn't you see the tablet on my throne?
Tahtımdaki kitabeyi okumadınız mı?
In 1921 the decoding of the tablet of 96 glyphs at Palenque began
1921'de, Palenque'de, 96 oymalı tabletin çözümlenmesine başlandı.
Very impressive. Don't worry about the tablet, it said nothing.
Tablet için endişelenme, birşey söylemiyordu.
They bought the tablet and the tent for the primta all the way to camp.
Tableti ve çadırı primta için kampa kadar getirdiler.
They must be looking for the tablet.
Tableti arıyor olmalılar.
- It's so cool they gave us the tablet
- Bize tablet verdiler daha ne!
Um... Let's see what happens when we use it on the tablet.
Tablet üzerinde kullanınca neler oluyor bir bakalım.
On tonight's show, - the death of a senior producer - ( Tablet beeps ) who gave me cranberries!
Bu akşam, bana yaban mersini veren kıdemli yapımcının ölümünü izleyeceksiniz
Send the boy with me, and I'll send you back some capsules.
Çocuğu benimle gönder. Birkaç tablet göndereyim.
Later, he came back and put up the first tablet.
Daha sonra, adam buraya geri geldi ve ilk yazıtı yerleştirdi.
Let the name of Moses be stricken from every book and tablet.
Musa adı tüm kitaplardan ve levhalardan silinsin.
They're gonna issue a new tablet the first of the month.
Önümüzdeki ilk ay yeni bir tablet çıkartacaklar.
This is the current Dilatrin tablet with which we're all familiar.
Bu hepimizin aşina olduğu şu andaki geçerli Dilatrin tableti.
This is a drawing of what the new tablet is going to look like.
Bu resim ise yeni tabletin nasıl olacağını gösteriyor.
Of all things... a death memorial tablet bearing the emblem of the Shogunate!
Shogun'un amblemini taşıyan bir ölüm yıldönümü anma levhası.
If I need him, I have only to touch the words on that tablet.
Ona ihtiyacım olursa, tek yapmam gereken şey duvardaki yazılara dokunmak.
The ancestral tablet of Fu Hung-hsueh
Fu Hung-hsueh'in Anısına
And then it's fed into the slugging press... which makes the pellets.
Daha sonra ise, bunları tablet haline getiren pres makinesinin içine yerleştiriyoruz.
This is the slugging press... where the powder is turned into pellets.
Karışım tozunu tablet haline getiren pres makinası da işte bu.
600 tablets costs the same as 300 of a name brand. Good advice.
600 tablet piyasadaki bilinen markaların 300 tabletiyle aynı para.
The doctor said to take 20 pills after each meal. Thank you.
- Her yemekten sonra 2 tablet alacakmışsın.
The engraving on the shield, it's the same as on the Grail tablet.
Kalkandaki gravür, Kadeh tabletindekiyle aynı.
It's a rubbing Dad made of the Grail tablet.
Babamın Kadeh tableti üzerine yaptığı bir ovma.
Marcus, you remember what the Grail tablet said,
Kadeh tabletinde yazanları hatırlıyor musun?
This is a cuneiform tablet from Mesopotamia, somewhere around the 7th century BC.
Bu, İÖ 7.yy civarı Mezopotamya'dan bir çiviyazısı.
This is a relic of the product of an early human brain, and much later, of course, we have writings like this cuneiform tablet or like this book.
Bu erken insan beyni tarafından üretilmiş bir kalıntı ve çok daha sonra, bu çivi yazısı tablette ya da bu kitapta olduğu gibi yazıya sahip olduk.
You should pass a message on behalf of Master Yeung ask King of Gold Lion to be his successor the Magic Stance should be kept by him too and get the Holy Fire Tablet from Persia's Ming Sect
Altın Aslan Kralına onun halefi olmayı isteyen bir mesaj götürmelisiniz... 'Magic Scroll Onun tarafından da muhafaza edilmeli sonra'Kutsal Ateş Tableti "İran'ın Ming Mezhebinden getirin."
1 Flantadin, in the morning for a week.
Bir hafta boyunca sabahları bir tablet Flantadin.
1 pill in the morning, 1 pill in the afternoon...
Sabah bir tablet, akşam bir tablet.
I'm gonna give you the name of an anti-gas tablet.
Sana gaz atıcı bir tablet vereceğim.
Finally, in 1990 the whole panel could be read
Sonunda, 1990 yılına gelindiğinde bütün tablet okunabiliyordu.
Get the tablet, it holds the key. Try to interfere with the flame and you'll never free Prometheus.
Alevi engellemyi dene ve sonra asla Prometheus'u özgürleştiremeyeceksin.
I am holding the fabled Tablet of Cyttorak.
Efsanevi Cyttorak Yaziti ellerimde.
The prescription that I wrote out for the Percodan was for 10 tablets.
Percodan için yazdığım reçete 10 tablet içindi.
I need more Demerol. Run the rest of the saline, four tabs of codeine to go and street him.
Salinin geri kalanını, dört tablet kodein ver ve yolla.
You'll need to give her one tablet twice a day for the pain.
Günde iki tablet verebilirsiniz.
- I was sent a tablet and it is beating to me strong. - the Coco!
- Bir hap attım ve beni çok çarptı. - Coco!
This tablet, found in the lvory Coast last year, is believed to be the very map.
Bu tablet, geçen yıl Ivory Sahilinde bulundu. Kayıtların haritası olduğu düşünülüyor.
These characters look like the same ones that were on that tablet.
Bu harfler tabletin üzerindekilere benziyor.
I was translating the cuneiform tablet we found on P30-255.
P30-255'te bulduğumuz çivi yazısı tabletin çevirisini yapıyordum.
The heroic tablet will be honored this afternoon.
Kahraman hap, bu öğleden sonra onurlandırılacak.
Bythe way, 50 tabs is way over the limit.
Bu arada, 50 tablet limitin üzerinde.
tablets 21
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time has come 121
the time is now 61
the time will come 16
the time 110
the three musketeers 30
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time has come 121
the time is now 61
the time will come 16
the time 110
the three musketeers 30
the truck 50
the truth hurts 29
the truth is 1715
the twins 60
the toilet 49
the term 42
the table 26
the time masters 23
the train 84
the time is 69
the truth hurts 29
the truth is 1715
the twins 60
the toilet 49
the term 42
the table 26
the time masters 23
the train 84
the time is 69
the two of us 218
the third 84
the tv 53
the trees 59
the truth will come out 23
the thing is 2099
the teacher 58
the trunk 21
the two 72
the trouble is 136
the third 84
the tv 53
the trees 59
the truth will come out 23
the thing is 2099
the teacher 58
the trunk 21
the two 72
the trouble is 136