The train translate Turkish
13,420 parallel translation
He's taking the train down.
Yola çıkmış.
Oh, gee, I hope the train comes soon.
Tren çabuk gelir umarım.
You can help with the picnic. Take the train.
Piknik için yardım edebilirsin ama trene binmen gerekiyor.
Bertie has left for the train and Edith won't be the next Marchioness of Hexham!
Bertie gitti. Edith, yeni Hexham Markizi olamayacak!
- Because I wasn't sure until I got on the train.
- Trene binene kadar emin değildim çünkü.
We saw him buying a ticket and get on the train but didn't see him get off. He's fooled us.
Bizim aptal yerine koydu.
'~ He left it on the train.
- Telefonu trene bıraktı.
We catch the train at one, so...
Trenimiz saat birde, yani...
And she would occasionally come to visit, which must have taken a long time on the train.
Arada sırada gelirdi ziyarete trenle yolculuk çok uzun sürüyordu çünkü.
Well, let's say i... I keep the train running on time.
Trenin vakitten sapmamasını sağlıyorum diyelim.
Have it on the train
Trende yersin.
The train for Demachiyanagi Station is arriving on Platform 2.
Demachiyanagi İstasyonu treni ikinci platforma yaklaşıyor.
I--yeah, I fell asleep on the train.
Evet, metroda uyuyakalmışım.
'On leaving the train...' There are 12 questions and 12 boxes to tick.
Trenden ayrılırken... 12 tane soru var ve işaretlenmesi gereken 12 kutucuk.
And she says, "It's only a couple of hours on the train." "We can still stay in touch."
O da şöyle demiş, "Trenle sadece bir kaç saat hala görüşebiliriz."
The force of the train broke her pelvis and split her insides apart. She has a wishbone injury.
Lades kemiği hasar görmüş.
Why would she be out on the train tracks?
Tren raylarında ne işi vardı?
I forgot to pick him up in the train station.
Adamı tren garından almayı unuttum.
I just took Dr. Ramusami to the train station.
Dr. Ramusami'yi tren garına götürdüm şimdi.
Well, your best shot is probably the Patchwork Hotel out by the train station.
İstasyonun oradaki Patchwork Oteli elinizdeki en iyi fırsat olabilir.
You're going to be late for the train. - ♪ We can roll ourselves over ♪
Trene yetişemeyeceksin.
The future is bearing down on us like a freight train and nobody sees it.
Gelecek bir yük treni gibi üzerimize doğru geliyor ama bunu kimsenin gördüğü yok.
It's a common practice for terror groups like the Taliban to take children they've turned into orphans, brainwash them, train them, and give them new names.
- Taliban gibi terör gruplarında sık kullanılan bir yöntem vardır. Yetim çocukları alıp beyinlerini yıkarlar. Eğitip yeni isimler verirler.
With help from the Federal Marshal Service, Captain Messier and our friends at NOPD, we're monitoring all airports, bus stations and train depots in Southern Louisiana.
Federal Şerif Departmanı'ndaki, Yüzbaşı Messier'in yardımıyla ve NOPD'deki arkadaşlarımızla, Güney Louisiana'daki bütün havaalanlarını, otobüs ve tren istasyonlarını izliyoruz.
I wanna train in the care of pigs, milady.
Domuz bakımını öğrenmek niyetindeyim leydim.
Hug train comin'in the station.
Kucak treni istasyona geliyor.
Spencer, we jumped on the Andrew train...
Spencer, biz Andrew trenine atladık...
They'd do better taking a train and visiting the Tate.
Londra'ya gidip Tate müzesini ziyaret etseler daha iyi. Amaç o değil ki.
- As soon as Granny left I sent Henry a telegram to get the next train.
- Büyük annem gider gitmez... Henry'ye telgraf atıp bir sonraki trene yetişmesini söyledim.
He was seen on the CCTV, getting on a train to Euston.
Güvenlik kameralarında göründü, Euston'a giden bir trene bindi.
Show us your wallet, we see where you live, make sure you get on the right train.
Bize cüzdanını göster, böylece yaşadığın yere bakarız ve doğru trene bindiğinden emin oluruz.
I know a train that magnetically levitates is inherently cool, but still, the color's kinda bumming me out.
Bir treni manyetik alandan havaya kaldırmak daha havalı, biliyorum ama yine de, rengi biraz canımı sıkıyor.
That's why I want to train and learn from Uncle Sasuke and show my dad my power at the Chunin Exams! The power that's gonna topple him some day!
Tam da bu yüzden Sasuke amcadan binbir çeşit şey öğrenip... günün birinde babama diz çöktürecek gücümü göstereceğim!
The plan is to disperse the gas in front of an oncoming train.
Plan, gelen trenin önünden gazı salmak.
- The next train.
- Bir sonraki trende.
That train will push the gas everywhere.
Tren gazı her yere dağıtacaktır.
I can get you as far as the Lamy train depot.
Lamy Tren Garı'na kadar götürebilirim.
I can get you as far as the Lamy train depot.
Sizi en fazla Lamy İstasyonuna kadar götürebilirim.
You move like the misty morning train
Puslu bir sabahta hareket eden bir tren gibi sen.
" You move like the misty morning train...
"Puslu bir sabahta hareket eden bir tren gibi sen..."
Because your gravy train's about to leave the station.
Çünkü beleşten kazandığın paralar suyunu çekti artık.
I just called for a vote tomorrow, and I hope you've been saving your money, because your gravy train's about to leave the station.
- Yarın bir oylama istedim umarım biraz para biriktirmişsindir çünkü işin kaymağını yiyişin sona ermek üzere.
Once Dracula takes over London with his train, the world will be next.
Drakula bu trenle Londra'yı ele geçirdiğinde sıra tüm dünyaya gelecek.
'This train is for Bank,'the next stop is West Bay.
Sıradaki durak, West Bay.
But she boards the 9 : 35 train alone.
Ama 9 : 35 trenine tek başına biniyor.
Moving train swiped her, then tossed her down the embankment.
Tren tarafından sürüklenip toprak sete doğru savrulmuş.
It's the G train.
G treni bu.
So, the killer calls from a payphone, and you heard a train in the background, right?
- Yani katil ankesörlü telefondan aradı ve sen de arka planda tren sesi duydun. Öyle mi?
- Okay, look, there is no way in hell they're gonna stay here,'cause they're gonna get possessed, then they're gonna be on the night train to Kill-adelphia.
- Tamam bakın. Burada kalmalarına hayatta izin veremeyiz. Çünkü ele geçirilirler sonra da gece treniyle bok yoluna giderler.
I wouldn't say this, if you guys weren't already in such fantastic shape, but if you're serious I could train you for the London marathon.
Eğer ikiniz zaten mükemmel bir şekilde olmasanız bunu söylemezdim ama eğer ciddiyseniz sizi Londra maratonu için eğitebilirim.
When I read the report today and saw the GCT was triggered by the final train evacuating, I knew.
Raporu bugün okuyunca ve son tren alanı boşaltınca GCT'nin tetiklediğini görünce öğrendim.
train 294
trainer 50
trains 77
training 137
trainee 21
trained 115
trainers 18
train stations 25
train station 34
train whistle blows 17
trainer 50
trains 77
training 137
trainee 21
trained 115
trainers 18
train stations 25
train station 34
train whistle blows 17
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the truth is 1715
the truck 50
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the truth is 1715
the truck 50
the three musketeers 30
the truth hurts 29
the twins 60
the term 42
the toilet 49
the time masters 23
the table 26
the two of us 218
the truth will come out 23
the third 84
the truth hurts 29
the twins 60
the term 42
the toilet 49
the time masters 23
the table 26
the two of us 218
the truth will come out 23
the third 84
the tv 53
the trees 59
the time is 69
the thing is 2099
the teacher 58
the trouble is 136
the two 72
the trunk 21
the three of us 225
the two of you 150
the trees 59
the time is 69
the thing is 2099
the teacher 58
the trouble is 136
the two 72
the trunk 21
the three of us 225
the two of you 150