They want translate Turkish
32,588 parallel translation
They want to do a prequel to the prequel, so I guess with, like, what, four-year-olds?
Filmin öncesinin, öncesini yapmayı istiyorlar. Yani bu da 4 yaşındaki halleri mi oluyor?
Mr. Stone, when they called you, what did they want?
Bay Stone, sizi aradıklarında, ne istediler?
They want an object back.
Beni geri çağırdılar.
There are teacher chaperones, but, like, the younger teachers who let us drink because they want to be friends with us.
Şaperonluk yapmaları için öğretmenleri de gönderiyorlar ama genç olanlar gelecek ve sırf bizimle arkadaş olabilmek için içmemize izin veriyorlar.
And so when they get the chance, they want to see them.
Firsatini bulunca da onlari görmek istiyorlar.
They want the reassurance that... they know who the bad people are, and it's not them.
Kimin kötü oldugunu bildiklerini göstererek, kendilerinin kötü olmadigini kanitlamak istiyorlar.
They want me to name Al-Sakar as the group behind the bombing.
Bombalama olayının arkasında Al-Sakar'ın olduğunu söylememi istiyorlar.
That's what they want us to do.
Bu tam da onların istediği şey.
That's what they want everyone to believe.
Herkesin buna inanmasını istiyorlar.
They're the ones handing out these weapons, They want us to be afraid of each other.
Bu silahları veren onlar birbirimizden korkmamızı istiyorlar.
Henshaw stole the virus's formula from the Fortress of Solitude, which means Cadmus can make as much of the virus as they want.
Henshaw virüsün formülünü Yalnızlık Kalesi'nden çalmış. Yani Cadmus virüsten istediği kadar üretebilir.
They want you to shun your gifts.
Sahip olduğun hediyelerden seni uzaklaştırdılar
They want to plan a service for your mom.
Annen için bir tören düzenlemek istiyorlar.
They want to mourn her. Of course they do.
Onun yasını tutmak istiyorlar.
They want to ruin you because they don't have anything themselves. "
Seni mahvetmek isterler çünkü senin sahip olduklarını isterler. "
The Air Force contacted me about our quantum gyroscope. They want to have a meeting.
Hava Kuvvetleri kuantum jiroskopumuz için bana ulaştı, görüşmek istiyorlar.
They want real ones, and I only know how to make the stuff on the menu.
Adamlar gerçek içki istiyorlar, bense sadece menüdekileri yapmayı biliyorum.
They-they want to use it as part of a series of global warming films, about the impact on the most vulnerable.
Küresel ısınma amaçlı bir dizi içinde kullanmak istiyorlar. En kırılgan konulara bakıyorlar.
Oh, they do if they want to play on my team.
Benim takımımda oynamak istiyorlarsa tanıyacaklar.
That's why they want you so bad.
Bu yüzden seni bu kadar çok istiyorlar.
Listen, if they want to hear it, you better get me in front of them right now.
Dinle, eğer bunu duymak istiyorlarsa, beni hemen onların önüne çıkartsan iyi olur.
That's why they want her, and that's why we sent her there.
Onu bu yüzden istiyorlar, ve biz onu o yüzden oraya yolladık.
And once whoever planted the bug gets it, they can change it however they want and then put it back in.
Ve bu böceği yerleştirenler istediklerini aldıklarında, kimi istiyorlarsa değiştirip tekrar yerine koyabilirler.
They want us to pull tape in case we need to cut bait and fill the airtime.
Yayını kesip araya bir şeyler koymamız gerekirse diye bir bant bulmamızı istediler.
What do they want?
Ne istiyor bunlar?
What if they regret abandoning him and they want him back?
Peki ya onu terkettikleri için pişmanlarsa, onu geri almak isterlerse?
It's like they want me to lead them to my son.
Benden onları oğluma götürmemi istiyorlar sanki.
[Michal] Many people decide they want to improve by staying away from red meat.
Birçok kişi daha sağlıklı olmanın yolunu kırmızı etten uzak durmakta arar.
They want to start the vetting.
İnceleme başlatmak istiyorlar.
Em, tell the governors I'll answer whatever questions they want.
Valilere söyleyin, tüm soruları cevaplayacağım.
Taylor, you didn't want to relive it because you were afraid they were right...
Kendini avutmak istemedin. Çünkü onların haklı olmasından korkuyordun.
You want to say bye before they can say bye.
Sen güle demek istiyorsun Onlar güle güle diyemeden önce.
I don't want to let the country down, and I hate this that they picked it out for me.
Ülkemi hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Benim için seçtikleri bu şeyden nefret ettim.
What do you want me to tell you, that I put them in large blend index funds so they can ensure steady growth?
Sana anlatmamı istediğin,... onlara karışık yatırım fonu sağlayarak,... istikrarlı büyümeyi garantiliyor olmaları mı?
They just want to talk to us.
Bizimle görüşmek istiyorlar.
I don't want them used as a weapon if they fell into the wrong hands.
Yanlış ellere düşüpte silah olarak kullanılmalarını istemiyorum
- They want it back.
- Geri istiyorlarmış.
They're jealous enough, and I want you to have your moment.
Ve senin de anını yaşamanı istiyorum.
They don't want me to get involved. Why?
- Bizim karışmamızı istemiyorlar.
I want to know who these punks are, who they hang out with, where they live.
Bu serseriler kim bilmek istiyorum, kiminle takılıyorlar, nerede yaşıyorlar.
They don't want therapy, they just want to numb the pain.
Onlar terapi değil sadece acılarını bastırmak istiyor.
They really want you to put down your guns.
Silahlarınızı indirmenizi istiyor.
I want whatever number they called you from last.
Seni son aradıkları numarayı istiyorum.
- But you're saying that the women said that they are less likely to want to fuck the guy if they're making more money.
- Ama diyorsun ki daha fazla kazanan kadinlar daha az düzüsmek istiyorlarmis.
You know, I do believe they're gonna want to bring you out to LA for a chemistry read where you would read with the other actor who's already cast in the other role.
Sanirim seni Los Angeles'a getirtip diger roldeki aktörle aranizdaki uyumu görmek için okuma yapmani isteyecekler.
Milk is a cocktail of growth hormones to get a little bovine animal who's susceptible to predation out on the African Savannah put on a few hundred pounds because they don't want to get eaten by a lion.
Süt, Afrika Savanı'nda avlanmaya karşı savunmasız olan bir büyükbaş hayvan yavrusunun, birkaç ayda birkaç yüz kilo alarak aslanlara yem olmasını engellemeye yarayan bir büyüme hormonu karışımıdır.
We need to make them understand that they can still make money and they can still have a sustainable business because there are people out there that want this food.
Para kazanmaya devam edebileceklerini, işlerini sürdürebileceklerini anlamalarını sağlamalıyız çünkü bu tip gıdaları isteyen insanlar var.
So many people might argue that even though eating an unhealthy diet is not good for them they don't want to jeopardize the fun aspect of it. they continue eating unhealthy things.
Birçok insan sağlıksız beslenmenin kendilerine iyi gelmediğini bilse de işin eğlencesini tehlikeye atmak istemediklerini ve bu yüzden sağlıksız beslenmeye devam ettiklerini savunur.
The way I approach it is that I try to make it use flavors teach a little thing that they never knew about normal people won't see but I want them to go away with a feeling and something that
Ben işi olabildiğince eğlenceli kılmaya çalışıyorum. Renkler, aromalar kullanıyorum, bilmedikleri küçük şeyler öğretiyorum, normalde insanların görmeyeceği aletler kullanıyorum. Ama bir başarı hissiyle ya da arkadaşlarıyla paylaşmaya can atacakları bir şeyle ayrılmalarını istiyorum.
If Bridget and Vicky don't want me bitching about Zorn, then they're not my true friends.
Eğer Bridget ve Vicky benden Zorn hakkında şirretlik yapmamı istemiyorlarsa öyleyse onlar gerçek arkadaşlarım değiller.
I want to see what picture of me they used.
Hangi fotoğrafımı kullandıkların görmek istiyorum.
they want to talk to you 29
they want to see you 16
they want you 43
they want me 35
wanted 149
want 192
wants 27
want to come 83
want a cup of tea 22
want some tea 31
they want to see you 16
they want you 43
they want me 35
wanted 149
want 192
wants 27
want to come 83
want a cup of tea 22
want some tea 31
want to watch 20
want to come along 22
want a coffee 21
want some 350
want to go 45
want some water 39
want a ride 51
want some coffee 102
want to try 40
want to join me 22
want to come along 22
want a coffee 21
want some 350
want to go 45
want some water 39
want a ride 51
want some coffee 102
want to try 40
want to join me 22