To say goodbye translate Turkish
3,639 parallel translation
Well, I'm going to Germany so I wanted to say goodbye to you before I left.
Almanya'ya gidiyorum. Gitmeden hoşça kal demek istedim.
The moment we have to say goodbye finally came.
Hoşçakal deme vakti geldiği an, demek zorundayızdır.
I mean, all those people who wanted to say goodbye.
Yani hoşça kal demek isteyen tüm bu insanlar.
But, um, it's kind of a long drive, so if you want to say goodbye to these guys, you'd better hurry up.
Ama yolculuğumuz uzun sürecek. O yüzden bu çocuklara veda etmek istiyorsan acele etsen iyi edersin.
Wouldn't have felt right leaving'town without coming'to say goodbye.
Doğru bir şekilde ayrılmadığını hissettiğin kasabaya, veda etmezsin.
I want to say goodbye to her.
Ona hoşça kal demek istiyorum.
Said he was calling to say goodbye.
Hoşça kal demek için aradığını söyledi.
I know Rosie cared for you... That she came to say goodbye that night, and that's all.
Rosie'nin size değer verdiğini ve o gece yalnızca veda etmeye geldiğini biliyorum.
Little man called to say goodbye.
Ufaklık veda etmek için aradı.
She was leaving that night forever, she came to say goodbye.
O gece şehri sonsuza kadar terk edecekti veda etmek için geldi.
I just wanted to say goodbye.
Sadece hoşçakal demek istedim.
One of the good things about my mom finding out that she only had a little time left... Was that we got to say goodbye to each other.
Annemin çok az zamanının kaldığını öğrenmesinin iyi tarafı, birbirimize veda edebilecek olmamızdı.
Underclassmen, pick some songs to say goodbye to the seniors ; seniors, pick a song to say goodbye to us.
Küçük sınıflar, mezun olanlara bir veda şarkısı mezun olanlar da bizlere bir veda parçası seçecek.
So have you decided how you're going to say goodbye to everyone else?
Diğerlerine nasıl veda edeceğine karar verdin mi?
Ah, he wants to say goodbye.
Ah, veda etmek istiyor.
But she's flying in today to say goodbye.
Ama güle güle demek için bugün buraya geliyor.
I wanted to say goodbye. Before I push off.
Gitmeden önce size veda etmek istedim.
He organized the reunion to say goodbye.
Toplantıyı vedalaşmak için düzenledi.
But, now it is time to say goodbye to your glorious shores.
Ama artık bu muhteşem sahile veda etme zamanın geldi.
She came to say goodbye to Mother.
Anneye elveda demek için geldi.
I want you... to say goodbye lo him.
- Onunla vedalaşmanı istiyorum.
Came to say goodbye.
- Veda etmeye geldim.
That's why I come to say goodbye
Veda etmeye geldim.
I still need to say goodbye to Senator Doyle's Chief of Staff. Oh!
- Benim Senatör Doyle'in özel kalemini yolcu etmem gerek.
Mother Jesu is coming in love and very possibly to say goodbye.
Jesu Ana, şefkat göstermek ve muhtemelen veda etmek için geliyor.
- I need to say goodbye to someone.
- Birine veda etmeliyim.
Come to say goodbye, Lady Stark?
Veda etmeye mi geldiniz Leydi Stark?
She wasn't even going to say goodbye?
Hoşça kal bile demedi mi yani?
We have to say goodbye!
- Hoşça kal demeyecek miyiz?
And I know you're all missing Conor, and you're all angry about what happened to him, but for now, let's just take a moment to say goodbye to a friend and a great team-mate.
Hepiniz Conor'ı özlüyorsunuz. Ona olanlar için hepiniz kızgınsınız. Ama şimdilik, bu anı bir dosta ve harika bir takım arkadaşına veda etmek için kullanalım.
I am leaving and wanted to say goodbye before I depart only to say goodbye to you.
Gidiyorum ve ayrılmadan önce hoşçakal demek istedim.. ... yalnızca sana veda etmek!
I want us to say goodbye, for good.
İyiliğin için hoşçakal demek istiyorum.
Sorry Frank, a friend of mine was helping me and I had to say goodbye.
Özür dilerim Frank. Bir arkadaşım bana yardım ediyordu da onu uğurladım.
Say goodbye to Lincoln.
Lincoln'a hoşça kal de.
Enough for the whole world to stop what it's doing and personally come and say goodbye to me when I die.
Bütün insanların yaptığı işi bırakıp, öldüğümde bizzat gelip bana elveda diyecek kadar.
I told her to be sure and say goodbye to everyone that matters.
Ona iyice emin olmasını ve önemsediği herkese veda etmesini söylemiştim.
I got to go say goodbye to Chuck before I take off.
Gitmeden Chuck'ı son bir defa görmem gerek.
Say goodbye to your father, my love.
Babana hoşça kal de, hayatım.
Say goodbye to Pripyat.
Pripyat'a hoşça kal deyin.
♪ Say goodbye to not knowing when ♪
* Veda ediyorum hayatımdaki gerçeğin *
I just wanted to see you face to face and say goodbye properly.
Seninle yüz yüze görüşüp vedalaşmak istedim.
Yeah, I think you could say goodbye to normal.
Sanırım artık normale veda edebilirsin.
Say goodbye to your friend.
Arkadaşına hoşçakal de.
If I can find out what the trigger is that makes us turn and control it, I can turn it off and we can say goodbye to the pooch for good.
Eğer değişimimizi tetikleyen şeyin ne olduğunu bulup kontrol edebilirsem, onu durdurabilirim ve biz de bu köpek işine sonsuza dek hoşça kal diyebiliriz.
We'll go in tomorrow and you'll say goodbye to everybody and we'll get you on your way.
Yarın gideriz, herkesle vedalaşırsın sonra da kendi yoluna bakarsın.
I'll just go say goodbye to the fellas.
Ben gidip arkadaşlara veda edeyim.
Now, you can get us extra money, or... you can say goodbye to what you already paid. And your brother.
Şimdi, ya bize fazladan para getirirsin ya da şimdiye kadar ödediklerine ve kardeşine veda edersin.
I wanna say goodbye to her in a proper way.
Ona doğru düzgün bir şekilde elveda demek istiyorum.
Say goodbye to your mother for me
Annene "hoşça kal" dediğimi söylersin.
You've got 20 minutes, or you can say goodbye to all these nice people in here.
20 dakikanız var. Yoksa buradaki güzel insanlara veda edebilirsiniz.
Now say goodbye to Uncle Bill.
Bill amcaya hoşça kal de.
to say the least 206
to say good 30
to say 74
to say what 25
say goodbye 109
goodbye 8643
goodbye then 35
to save your life 21
to save the world 23
to save you 50
to say good 30
to say 74
to say what 25
say goodbye 109
goodbye 8643
goodbye then 35
to save your life 21
to save the world 23
to save you 50