Too short translate Turkish
1,309 parallel translation
Don't you think her skirt's too short?
Sence eteği çok mu kısa?
Under the heading of "Life Is Too Short" 3000 miles is only 3000 miles.
"Hayat çok kısa" sloganı gereğince 5000 km. sadece 5000 km. dir.
I mean, life's too short.
Yani sonuçta hayat çok kısa.
Anyway... nice fantasy, but my arms are too short to even reach Mexico.
Her neyse... güzel fantezi ama kollarım Meksika'ya ulaşmak için fazla kısa.
Life's too short, baby.
Hayat kısa bebeğim.
Life's too short, you know?
Gerçekten. Hayat çok kısa.
- You're too short.
- Sen de çok kısasın.
- Life's just too short. - Go out with me.
- Benimle çıksana.
This brief rehearsal time that we've given you is far too short to reach Parnassus, home of the muses.
Pamassus'a, ilham perilerinin şatosuna ulaşmak için.
That life's too short.
- Ve hayat çok kısa. - Kesinlikle.
I know, I'm too short.
Evet, biliyorum kısayım. Çok kısayım.
Life is too short to spend it with people who annoy you.
Hayat, sinir olduğum insanlarla geçirmek için çok kısa.
- That's too short.
- Bu çok kısa.
- They're firing too short!
Çok kısa atış yapıyorlar!
Not too short.
- Beni çok kısa yapmazsın ya?
Aren't you a little too short?
Bunun için biraz kısa değil misin?
Life's too short.
Hayat çok kısa.
- The rope's too short!
- İp çok kısa.
But then, he's too short.
Ama, boyu çok kısa.
No, his legs are too short
Hayır, bacakları çok kısa ama.
Because as a wise young man once said, "Life's too short."
Çünkü genç biri, bir keresinde "Hayat KISA" dedi.
Don't be sorry. You've shown me that life's too short to have a j-job I don't enjoy.
Bana hayatın zevk almadığın bir işte çalışmayacak kadar kısa olduğunu gösterdin.
Sorry. These arms are too short to box with God.
Yerinde olsam, gidip özür dilerdim.
These elements are small for the head, which, in itself, is almost too short and wide.
Bunlar kafa için çok küçük. Kendine göre çok kısa ve geniş.
I've got a conflict here because, see, the part of me that happens to be your close friend and erstwhile paramour says, " Hey, life's too short.
Bak, burada bir çelişki yaşıyorum. Çünkü, senin yakın dostun ve eski aşkın olan parçam, hayat çok kısa, ne mutlu ediyorsa onu yapmalısın diyor.
Or he thinks your pants is too short.
Ya da pantolonunun çok kısa olduğunu düşünüyor.
My arms are too short to box with Mrs. Kim.
Bayan Kim'le boks yapmak için benim kollarım çok kısa.
I made that one too short, so now I have to cut the others.
Onu çok kısa yapmışım, şimdi diğerlerini de kesmek zorundayım.
LIFE'S JUST TOO SHORT.
Hayat çok kısa.
I have too much hair, my boobs are too low, my butt is too big, and I am too short.
Çok fazla saçım var gögüslerim çok küçük. kıçım çok büyük ve çok kısayım.
Five days is too short, and we go to press in 11. Yes?
5 Gün çok kısa ve ayın 11'inde baskıya giriyoruz değil mi?
The jacket's too short!
Ceket çok kısa!
If it's downwind, 85 meters is too short
Rüzgâr arkadan esiyorsa 85 metre yetmez.
We've just been treading water for years, and it's no good. Life's too short for that.
yıllardır suyun üstünde yürüyoruz ve bu iyi bir şey değil. hayat bunun için çok kısa.
Life's too short.
Hayat çok kısa!
But, my lover's song is too short
Ama benim sevgilimin şarkısı çok kısa.
Same short V-pattern too.
Yine aynı V şeklindeki dağılım
My fuse would be short too.
Senin yerinde olsam, ben de çabuk öfkelenirdim
Life is just too fucking short.
Hayat çok kısa.
Also they have small ears and short tails to prevent them losing too much heat.
Üstelik küçük kulakları ve kısa kuyrukları sayesinde çok fazla ısı kaybetmezler.
Well, he's always selling himself short too.
- O da hep kendisini aşağılıyor.
She should have her hair cut short, too.
Saçını da benimki gibi kısa kestirmeli.
There you go. Life is too short Life is too beautiful
harika hayat çok kısa hayat çok güzel karar vermelisin mihraba çıkmak için bir gün bize teşekkür edeceksin bir kocan olmalı ah, bu balo elbisem mi?
Too many short circuits, the brain shuts down.
Fazla kısa devre olursa beyin kapanır.
Your full attention for a short period is too much to ask for?
Yani senden kısa bir süre için bütün dikkatini buna vermeni isteyerek çok şey mi istemiş oluyorum?
You know, short, fast talker, too smart for his own good?
Kısa boylu, hızlı konuşan, kendine zarar verecek kadar zeki olan?
- Ah, she looked just like Michelle, too, except she was brunette instead of blond, and she was kinda short and dumpy, - Right,
- Evet.
You keep saying that the core is too big to be affected by anything short of nukes.
Çekirdeği nükleer silah dışında bir şey etkilemez diyorsun.
I'm so glad you could come... on such a short notice, too. Thank you, I really appreciate it. I really....
Bu kadar kısa sürede... gelebildiğiniz için de çok memnunum.
Too short!
çok kısa!
Take a short holiday, but nothing too long.
Bir tatile çık ama çok uzun olmasın.
shorts 41
short 461
shorty 285
shortly 55
shortstop 18
shorter 26
short hair 23
short round 22
short answer 29
shortcut 20
short 461
shorty 285
shortly 55
shortstop 18
shorter 26
short hair 23
short round 22
short answer 29
shortcut 20
short and sweet 29
short notice 16
shortness of breath 58
short of that 17
short for 27
short version 22
shortly after 26
too sweet 17
too small 58
too soon 255
short notice 16
shortness of breath 58
short of that 17
short for 27
short version 22
shortly after 26
too sweet 17
too small 58
too soon 255