Try and relax translate Turkish
286 parallel translation
Now try and relax.
Şimdi biraz rahat olun.
[Turns Record Player Off] Really, Mr. Talbot, you must try and relax.
Gerçekten, Bay Talbot rahat olmalısınız.
So just try and relax.
Öyleyse sadece dene ve kendini serbest bırak.
Try and relax.
Rahatla biraz.
- Try and relax.
- Rahatlamaya çalış.
So try and relax.
Gevşemeye çalış.
Come on, B.A. Just take a minute and try and relax and enjoy.
Haydi B.A. sadece bir an için rahatlamaya ve eğlenmeye çalış.
I got to try and relax.
SakinIeşmem gerek.
Just try and relax, Mrs. Lowry.
Bayan Lowry, gevşemeye çalışın.
Would you try and relax... Flash?
Sakin olur musun, Flash?
Why don't you try and relax a little bit?
Dene ve rahatla biraz.
Why don't you just try and relax?
Neden rahatlamaya çalışmıyorsun?
Try and relax.
Sakinleşmeye çalış.
Try and relax.
Gevşemeyi dene.
So why don't you and I try and relax.
Neden sen ve ben biraz rahatlamıyoruz.
- TRY AND RELAX.
- Rahatla
Just try and relax.
Sakinleşmeye çalış.
Forget about work for a while and try and relax.
Bir süre işi unut ve rahatla.
Let's just try and relax.
Rahatlamaya çalışalım.
- Try and relax.
- Sakinleşin.
- Try and relax, Mr Torrence.
- Rahatlayın, Bay Torrence.
Just try and relax.
Rahatlamaya çalış.
Try and relax.
Rahatlayın.
But right now, try and relax and get some sleep.
Ama şimdilik rahatlamaya çalış ve biraz uyu.
Just try and relax, okay?
Sakin olmaya çalışın, oldu mu?
Go get something to eat and try and relax.
Yiyecek birşeyler almaya git ve biraz dinlenmeye çalış.
If you could just try and relax, Kathryn.
Rahatlamaya çalış, Kathryn.
Can you try and relax and relieve yourself?
Kendini bırakıp, işer misin?
Fine! Then go home now and try to relax a little. But... stick around in case we might need you.
O zaman eve gidip biraz dinlenin, ama uzaklaşmayın,..
Now just try to lie back and relax.
Şimdi biraz uzanıp dinlenin.
Just relax and try to get some sleep, huh?
Sadece rahatla ve yolda biraz uyumaya çalış.
Try to relax and smile.
Rahatlamaya çalış ve gülümse.
Well, I suppose I must just do as he says, try to relax and not think about it.
Şey, sanırım, tam da onun dediğini yapmalıyım, rahat olmağa çalışıp onu düşünmemek.
Now, Mrs. Benson, you just take one of these and try to relax. Here.
Şimdi Bayan Benson, şunlardan bir tane alın ve rahatlamaya çalışın.
Mrs. Benson, please, just turn over and... and try to relax.
Bayan Benson, lütfen, arkanızı dönün ve rahatlamaya çalışın.
Now, you just relax and try and get some sleep.
Şimdi rahatlayıp uyumaya çalış.
Why don't you relax and try and enjoy yourself? I know you still love him.
Şey, bilirsiniz, madem sözünü ettiniz, yayınladığınız bütün o kitapları, orada resepsiyonda bulunanları görmeden edemem.
Stay and try to relax.
Kıpırdama ve rahatlamaya çalış.
And try to relax.
Gevşemeye çalış.
Now try to quit that complaining and relax.
Söylenmeyi bırak da rahatlamaya çalış.
You should try to relax and act more like a woman when you're off duty.
Görevde değilken rahatlamaya ve daha kadınsı davranmaya çalışmalısın.
You'd best just relax and try to forget about this thing.
En iyisi dinlenmen ve bu olayı unutmaya çalışman.
- Honey, can't you try to relax... and I'll let you know. - and just talk to him?
-... kendisiyle konuşamaz mıyız?
Let's just try to relax and finish our dinner.
Haydi rahatlayalım ve yemeğimizi bitirelim.
Now, you just take some deep breaths and try to relax.
Derin nefes al ve rahatlamaya çalış.
And, Doctor, try to relax.
Doktor ayrıca, rahatlamaya çalış.
Take a deep breath and try to relax.
Derin bir nefes al ve sakinleşmeye çalış.
No, Mrs Doyle, put that away and relax, we'll try the Teamaster.
Hayır Bayan Doyle, bırakın onu ve rahatlayın. Çayustası'nı deneyeceğiz.
Just close your eyes and try to relax.
Gözlerini kapat ve rahatlamaya çalış.
Try and relax.
Sakin olmayı dene.
Would you just try to relax and just enjoy yourself?
Neden rahatlayıp kendini eğlendirmeyi denemiyorsun?