We're getting there translate Turkish
358 parallel translation
There. Now we're getting some...
İşte konuşmaya baş...
We're getting a writ of habeas corpus, there ain't a judge in this town that'll hold me.
Tutuksuz yargılama istedik. Aksine karar verecek yargıç olmayacaktır.
If it's still there, we're getting it.
- Hala oradaysa, gidip alırız.
I know you're getting pushed around, but there's one thing we have in this country, and that's ways of fighting back.
Tehditlerle sindirildiğinizi biliyorum, ama bu ülkede bir gelenek var, o da baskıya karşı mücadele etmek.
- Glad we're getting there.
Nihayet geldik. - Oh, evet.
We're getting there, boy.
Oraya gidiyoruz, evlat. Doldur.
There's not much furniture, but we're getting there.
Dinle oğlum mobilyamız az ama yavaş yavaş alırız.
Just because we're a couple of months late getting there won't matter.
Birkaç ay geç varmak sorun olmaz.
Well, we're very civic-minded and all that, but it is getting late and if there's nothing else we can do here...
Bakın, hepimiz iyi yurttaşlarız, ama vakit geç oldu burada yapabileceğimiz başka bir şey yoksa...
We hit that clearing on the edge of that camp... if there are two of us... we're gonna have twice as much a chance of getting through.
Kampa çok yaklaştık... eğer iki kişi olursak... başarmak için iki kat fazla şansımız olur.
We're getting fire from the church belfry, the mill house, the pub, one Jeep went in the pond, there's four dead.
- Ben Beck. Kiliseden, fırından, bardan ve değirmenden üstümüze ateş ediliyor. Diğer cip dereye uçtu.
We're just the most advanced country, so we're getting there first.
Biz sadece dünyanın en gelişmiş ülkesiyiz, her şeyde başı çekeriz.
- We're getting there.
- Az kaldı.
It's going well. We're getting there.
Onları güzel ağırladık.
We're gonna need some help getting out of there.
Oradan çıkmak için de yardımın gerekecek.
There's no way we're getting out of this.
Buradan kurtulmanın yolu yok.
We're getting there.
Olmaya başladı.
We're getting there.
Az kaldı.
The problem we're gonna have, though, is getting him in and standing right there.
Tek problemimiz, onun tam orada durmasını sağlamak olacak.
The Romans will be attacking any time now and still no word... from Anticlimax, it's getting serious, there's no hope, we're lost.
Romalılar neredeyse saldıracaklar ama hala... Anticlimax'tan bir haber yok, iş ciddileşiyor, ümit yok, mahvolduk.
- I think we're getting there, Mr. Cosmo.
- Bence yaklaşıyoruz Bay Cosmo.
- We're not getting on there.
- Dönmüyoruz oraya.
Now we're getting there.
Şimdi bir şeyler yapıyoruz işte.
We're getting there.
Oraya geliyoruz.
We're getting there.
Oluyor.
We're not there yet, but we are getting closer.
Daha başaramadık, ama çok yaklaştık.
We're getting there.
- Hepsini gezeceğiz.
There's so much of it in films and TV, that we're getting used to it.
Çünkü her gün televizyonda, sinemada karşımıza çıkıyor. Ve biz de artık alıştık.
Look, Tommy, we know you're getting a hard time off Lizzy but there's really no need to take it out on us.
Bak, Tommy, Lizzy ile zor bir dönemden geçtiğini biliyoruz fakat gerçekten bunun acısını bizden çıkarmana gerek yok.
Tally, we're getting word that the situation there is under control.
Tally, durumun kontrol altında olduğunu duyduk. Bu doğru mu?
We're going to have a problem getting those guys out of there unless we keep the pressure between the two compartments equal.
İki bölüm arasındaki basıncı eşit tutmazsak adamları oradan çıkarmamız çok zor olacaktır.
- Well, we're getting there.
Burada gerekmiyor olabilir.
We're getting you out of there.
Sizi oradan çıkarıyoruz.
We're getting out of here, Tuvok, but first, assemble the crew in Cargo Bay 1, and have the Doctor meet me there.
Burdan gidiyoruz, Tuvok,... ama önce murtebat kargo bir de toplansın, ve Doktor orada benimle buluşsun.
I, er... ought to mention we're getting stick from the Bank of England about our funding over there.
Şey, şunu da söyleyeyim aslında İngiltere Bankası da bizim orada bulunan... bütçemizin büyüklüğüyle ilgili laf atmaya başladı.
The house is a tip, but we're getting there.
Ev çöplük gibi ama buradayız.
That's why they're out there, getting their breats done, their tummies tucked, their faces lifted, so we'll keep looking at them sexually.
Bizim onlara cinsel açıdan bakmaya devam etmemiz için göğüslerini yaptırtıp, yüzlerini gerdiriyorlar.
We're not getting anywhere in there.
Bu şekilde hiçbir yere varamıyoruz.
I don't know, but we're not wasting any time getting there.
Bilmiyorum. Ama ulaşmak için zaman kaybetmediğimiz kesin.
We're thinking about getting a dog so we wanted to call him and ask him his advice, whatever, and see if maybe his office had a forwarding number and they said, you know... - That he wasn't there.
Bir köpek almaya karar vermiştik ve tavsiyesi için onu aramak istedik ofisinden bu konuyla ilgili bir telefon öğrenebiliriz diye düşündük ve onlar orada olmadığını söylediler.
We're getting there because, in his so-called construction job, Tommy makes a daily delivery to a place called The Key Club.
Oraya yaklaşıyoruz çünkü Tommy, sözde inşaat işinde, hergün Key Club denen bir yere bir teslimat yapıyor.
Most important, we're getting our issues out there for people to hear.
En önemlisi, sorunlarımızı insanlara sunabilmemizdir.
We're getting you out of there.
Seni oradan çıkarmaya geliyoruz.
- We're getting there.
- Orada hazırlıyoruz.
- We're getting there.
- Birazdan olacağım.
- We're getting there.
- Biz de tam o kısma geçiyorduk.
Yeah, well, say we do all that we're just supposed to walk out of there with $ 150 million without getting stopped?
Diyelim ki bunları yaptık. Hic durdurulmadan 150 milyon dolarla dışarı mı çıkacağız?
Uh, yeah, we're getting there.
Uh, evet, neredeyse sonuna geldik.
We're still getting signals there
Oradan hala sinyaller alıyoruz
There is. And as much as I hate to admit that my bizarre bride-to-be has a point, we're getting nowhere here, Buff.
Her ne kadar itiraf etmekten nefret etsem de benim garip nişanlım bir konuda haklı, hiçbir şey bulamıyoruz, Buff.
We're getting an entire class of cadets meeting us there.
Akademiyle konuştum. Bir sınıf öğrenci geliyor.
we're getting somewhere 25
we're getting married 232
we're getting closer 41
we're getting close 73
we're getting a divorce 26
we're getting out 31
we're getting divorced 16
we're getting you out of here 22
we're getting out of here 120
getting there 85
we're getting married 232
we're getting closer 41
we're getting close 73
we're getting a divorce 26
we're getting out 31
we're getting divorced 16
we're getting you out of here 22
we're getting out of here 120
getting there 85
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48