We can go together translate Turkish
496 parallel translation
I'll smear mud all over my face so nobody looks at me and we can go together.
Yüzüme çamur süreceğim. Bu sayede kimse bana bakmaz ve birlikte gidebiliriz.
Tomorrow, if you wish, we can go together to visit the Fontanelle.
Yarın, isterseniz, birlikte Fontanelle'ye gidebiliriz.
Bring Tirzah and we can go together to find Him.
Tirza'yı getir. Onu bulmaya gidelim.
Then we can go together
O zaman beraber gidebiliriz.
Now the alternative. We can go together and make private calls on all the places you've robbed.
Hırsızlık yaptığın tüm yerleri arayarak birlikte özel görüşmeler ayarlayabiliriz.
We can go together.
Beraber gideriz.
Then we can go together.
Birlikte gidebiliriz.
We can go together.
Beraber yapabiliriz.
If you want, we can go together.
İstiyorsa birlikte gidebiliriz.
We can go together.
Birlikte gidebiliriz.
- Really? Then we can go pass some time first, and have dinner together later.
O halde biraz vakit geçirip akşam yemeği yemeye ne dersin?
If you can't pull yourself together, we shall have to go into shakespeare.
"Eğer kendini toparlamazsan Shakespeare oynamak zorunda kalırız."
I'll get my trade goods. We can go ashore together.
Takas eşyamı alayım, birlikte çıkalım.
Now we can all go together.
Artık birlikte gidebiliriz.
We can go out together.
Beraber çıkalım.
Perhaps as we go, you can piece the thing together.
Yürüdükçe, belki eksik parçaları Biribirine ekleyebilirsiniz.
- Well, we can go in on the evening train together.
- Beraber akşam treniyle gidebiliriz.
If the five of us put our heads together, we can go places.
Eğer beşimiz birlikte kafa kafaya verirsek, bir yerlere varabiliriz.
Well, I'd rather wait then till we can all go together, the three of us.
O zaman ben de üçümüz de beraber gidebilene kadar beklerim.
So perhaps our bad news is good news after all, and now we can all go home and live together and forget all this nonsense about living alone.
O yüzden belki de kötü haberimiz iyi bir haberdir. Artık hepimiz eve dönüp birlikte yaşayabilir ve yalnız yaşamakla ilgili tüm bu saçmalığı unutabiliriz.
- We can all go away together, Nick.
- Hep birlikte gidebiliriz Nick. - Hayır.
We can all go together.
Hep beraber gidebiliriz abla.
How can we go on living together if you don't trust me?
Bana güvenmiyorsan nasıl birlikte yaşayacağız?
I've asked Steve, Irene, and Junior for cocktails so we can all go on to Eve's together.
Steve, Irene ve Junior'ı bize kokteyl içmeye davet ettim. Eve'lere hep beraber gidelim diye.
We can go back together if you'll wait.
Eğer beklersen... oraya birlikte döneriz.
We can go back to the States together, we can even get married.
Birlikte Amerika'ya döneriz, hatta evleniriz.
Then we can go away together.
- Sonra birlikte gidebiliriz.
We hope we can stick together and go to radio school from here.
Beraber kalıp telsiz okuluna gitmeyi umuyoruz.
We can go to church together on Sunday.
Pazar da beraber kiliseye gidebiliriz.
We can't go in together!
Beraber giremeyiz!
I'll fetch Mr. Holmwood and we can all go home together.
Bay Holmwood'u çağırayım da hep birlikte eve gidelim.
Perhaps later we can go fishing together?
Belki daha sonra birlikte balık tutmaya gideriz?
If you can wait till I hitch up the buggy, we can go to town together.
Biraz beklersen, seninle kasabaya gelebilirim.
Then we can go up together and celebrate.
Sonra birlikte kutlamaya katılırız.
If you could wait for me for about 10 minutes, we can go and have some coffee together.
Eğer beni 10 dk. bekleyebilirsen gidip beraber bir kahve içebiliriz.
Everything that death scraped together down here... but death must die before we can go.
Ölüm her şeyi buraya bir araya getirdi ama gidebilmemiz için onun ölmesi gerek.
If you get the money, we can go to the hot springs together.
Eğer parayı alırsan birlikte kaplıcaya gidebiliriz.
Industry's opening up and if we can scrape together enough money with maybe your help, well, we can go.
Endüstri gelişiyor ve... yeterince para bulabilirsek... belki de sizin yardımınızla, gidebiliriz.
- Not give in, but I believe... that if we stay together... we can go back in and demand...
- Öyle değil, ama birbirimizden ayrılmayıp fabrikaya döndükten sonra taleplerimizi iletsek...
Perhaps we can go up together in the fall.
Belki sonbaharda birlikte gideriz.
How can we go on together after this?
Bundan sonra nasıl birlikte olabiliriz?
- Why can't we go together?
- Neden beraber gidemiyoruz?
Then we are going to be part of the way together... Can you tell me where you go?
Madem beraber yolculuğa çıkıyoruz, acaba söyler misiniz, yolculuk nereye?
After that, we suddenly felt anxious to get back to my apartment, and to go to bed together.
Bundan sonra, daireme gitmeye ve birlikte yatağa girmeye aniden can atmaya başladık.
We can't go together.
Beraber gidemeyiz.
Can we go down together?
Gidebilir miyiz?
We can go over everything together right now.
Hemen şimdi her şeyi beraber gözden geçirebiliriz.
How far can we go together on three kopecks?
3 kopak ile birlikte daha ne kadar idare edebiliriz?
The fact that, that if we can all live together and be happy if you have to be afraid to walk out in the street if you have to be afraid to smile at somebody what kind of a way is that to go through this life?
Eğer hep birlikte bir arada mutlu yaşayabiliyorsak, sokaklarda korkuyla dolaşıyorsan eğer, birisine gülümsemekten çekiniyorsan eğer, söylesene yaşamda neyden zevk alacağız?
Now we can go away together.
Artık beraber uzaklara kaçabiliriz.
We can go home together after the play.
Gece tiyatrodan sonra eve birlikte döneriz.
we can do it 201
we can't 1514
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can help 71
we can't give up 27
we can help each other 41
we can try 87
we can't do anything 50
we can't do it 50
we can't 1514
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can help 71
we can't give up 27
we can help each other 41
we can try 87
we can't do anything 50
we can't do it 50