We can make it translate Turkish
2,383 parallel translation
- We can make it right.
- Bunu doğru şekilde yapabiliriz.
We can make it.
Başarabiliriz.
Yeah, I think we can make it through here.
Evet, sanırım buradan geçebiliriz.
From now on we can make it better.
Şimdiden sonra daha iyi olacaktır.
We can make it.
Ben bunu yapabilirim.
We can make it work.
Böyle de yürütebiliriz.
I truly believe we can make it work again.
Tekrar yoluna koyabileceğimize derinden inanıyorum.
If we can make it too costly, too painful for them to stay, then they'll leave.
Kalmalarını onlara pahalıya patlatırsak ve acı verici olmasını sağlarsak, giderler.
You really still think we can make it all that way on foot?
Sence bütün o yolu yürüyerek geçmeyi başarabilir miyiz?
We can survive, we can make it.
Kurtulabiliriz. Başarabiliriz.
We can make it work.
Gitmelisin.
But we can make it work. I know we can. And I'm gonna do my very best to make sure that nothing falls through the cracks.
Başarabiliriz, bunu biliyorum ve elimden geleni yapacağım.
We cast this on Dyson we can make it fall off.
Büyüyü Dyson'a yapıp aletini düşürelim.
We can make it work between us.
İlişkimizi yürütebiliriz.
So we can make it work.
İlişkimizi yürütebilelim diye.
We can make it end...
Bir çözüm bulabiliriz...
We can make it work.
Bunun için çalışabiliriz.
We can make it safe.
Güvenli hâle getiririz.
We can make it work.
Yapabiliriz.
But we can make it work.
Ama işe yarar halde yapabiliriz.
So, um, speaking of the fun we've been having, how long do you think it'll be before you and Carlos make up and you can all... go back home?
Hazır eğlenceli bir şekilde konuşuyorken Carlos'la aranızın ne zaman düzeleceğini düşünüyorsun ve tekrar eve dönebileceğini?
We came here to work on stuff... talk. Hopefully, It's next to a place where we can make our own bullets.
Neyse ki,... orası kendi mermimizi yapabildiğimiz bir yerin hemen yanında.
No, we should... we should make a run for it while we still can.
- Şansımız varken kaçmayı denemeliyiz.
We can make it work.
Halledebiliriz.
We have the chance to make up our own shit, we can grow our own garden and put little flowers and pansies and gay gnomes in it and water features and water sports and slings, but no, everybody wants to concrete the fucker over and get a gas barbecue.
Kendi hayatımızı kurma şansımız var. Kendi bahçemizi düzenleyebilir, minik çiçekler ve papatyalar dikebilir, gay cüce heykelleri yerleştirebilir, sulama düzenekleri kurabiliriz. Ama hayır, herkes çimento içinde yaşamak istiyor.
There are old people who can't make it to the polls, and we need every vote.
Sandığa gidemeyen yaşlı seçmenler var ve her bir oya ihtiyacımız var.
Can we make it lighter, you know, charming?
Daha hafifletebilir miyiz, daha çekici şekilde?
Can we make it through?
Geçebilir miyiz?
We can recalibrate the shields on the shuttle just like we did Destiny, and remote pilot an evasive course that'll make it harder for the drones to connect with a suicide run.
Aynı Destiny'de olduğu gibi mekiğin kalkanlarını yeniden ayarlarız. Dronların intihar saldırısında bulunmalarını güçleştirmek için de mekiğe kaçınma manevraları yaptırırız.
I think if you can get the helicopter to take us up and drop us off right about here, near the advance camp, we can probably make our way up to Forbidden Notch before it hits.
Bende düşündüm eğer Helikopter, bizi buraya kadar götürürse Ve fırtınanı etrafında dolaşıp kampın yakınına indirir, Biz muhtemelen, bunu yapabiliriz Yasak çentiğe kadarki yola vararız
It tells me that the bullshit we make up in our minds can be dangerous.
Bu bana kafamızdan uydurduğumuz saçmalıkların tehlikeli olabileceğini anlatıyor.
Can we make it through?
Başarabilir miyiz?
Can't we shut it down and then make a run for it?
Hemen kapatıp, bir koşu kaçamaz mıyız?
Got a lot of holes in it, but I think we can fix them and maybe make some money here.
Birkaç boşluğu var ama doldurulursa para kazanabiliriz.
We can't make decisions based on experience and then blame luck when it goes wrong.
Deneyimlerimize dayanarak karar vermeyiz, .. sonra her şey kötü gidince şanssızlık deriz.
But not only are we going to have the brand X title sponsor, but we're gonna make it so we can sell out every category we can in the film.
Sadece Marka X başlık spronsorumuz olmayacak, ayrıca filmdeki her kategoriyi satabilecek şekilde yapacağız.
Well, it's not a problem. I'm sure we can make something work.
Eminim ki çok iyi anlaşacağız.
Can we make it dissipate?
Peki onu biz yok edebilir miyiz?
You know, I find sometimes, when we share our sad stories, it can make us feel closer.
Aslında bazen üzüntülerimizi paylaşmanın insanları yakınlaştırdığını düşünürüm.
We'll do everything we can to make it happen fast. In the meantime, I'll make some calls.
Hızlı olması için her şeyi yaparız.
Oh, and if you make it through this we can talk about the terms of our arrangement.
Eğer bunun üstesinden gelebilirsen o zaman anlaşmamızın şartlarını konuşabiliriz.
It'll be a make-do-and-mend team, but we can do it.
- Biraz oradan burada toplanmış bir takım olacak ama yapabiliriz.
That Manchester United would never make a success, couldn't win the League playing kids, couldn't match the best teams in Europe, and we proved them wrong. So, with respect, sir, it can be done.
Manchester United başarılı olamaz bu gençlerle şampiyon olamaz, Avrupa'nın en iyileriyle karşılaşamaz dendi ama yanıldıklarını kanıtladık.
It's only if we, as a society can take the same attitude of treating violence as a problem in public health and preventive medicine rather than as a moral "evil"... it's only when we make that change in our own attitudes and assumptions and values that we will actually succeed in reducing the level of violence rather than stimulating it - which is what we do now.
Biz toplum olarak, ne zaman şiddeti çözümleme konusunu ahlaki bir "günah" gibi değil de kamu sağlığını veya önleyici tıp alanını tehdit eden bir sorun gibi görmeye başlarsak ne zaman kendi bakış açılarımızı ve değerlerimizi değiştirirsek işte o zaman, şu anda yaptığımızın aksine şiddet seviyesini arttırmak yerine azaltma konusunda başarılı oluruz.
Can you make it over the fence... if we have to get out fast?
Kaçmamız gerekirse,... çitlerin üzerinden atlayabilir misin?
No matter how hard we try, we can't make a routine work unless you find a way to make it interesting for you.
Ne kadar çabalarsak çabalayalım, size ilginç gelecek bir taraf bulamazsanız, bu gösteri işe yaramayacak.
But if they figure out a way to make it work, you can bet that we'll definitely be there to cheer them on.
Ama bir şekilde durumun içinden çıkmanın bir yolunu bulursanız... -... mutlaka tezahürat yapmak için geliriz.
How can we make it up to you?
Nasıl affettireceğiz kendimizi?
Maybe we can make a company outing, write it off as market research.
Belki şirket araştırmaları için yapılan turnelerde çalarsın. Teşekkürler.
Guys, we can still make it.
Beyler, hâlâ yapabiliriz.
We've got to wait for the lion to make the kill and it's got to be at a time when we can still come out early morning and still have enough light to film them on the kill.
Aslanın avlanması için beklemek zorundayız ve bu bizim ortaya çıkabileceğimiz ve onları kayda alabileceğimiz zaman olmalı.
we can make it work 25
we can do it 201
we can't leave 63
we can't 1514
we can help each other 41
we can help 71
we can't give up 27
we can't afford it 60
we can try 87
we can help you 138
we can do it 201
we can't leave 63
we can't 1514
we can help each other 41
we can help 71
we can't give up 27
we can't afford it 60
we can try 87
we can help you 138
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't do anything 50
we can't stop 49
we can't get out 36
we can go together 24
we can talk later 48
we can't have that 76
we can do it together 37
we can talk 148
we can't wait 112
we can't do anything 50
we can't stop 49
we can't get out 36
we can go together 24
we can talk later 48
we can't have that 76
we can do it together 37
we can talk 148