We leave tomorrow translate Turkish
422 parallel translation
We leave tomorrow!
Yarın ayrılırız.
We leave tomorrow morning... and you and your family will have your home to yourselves again.
Yarın ayrılıyoruz. Siz ve aileniz yine evinizde baş başa kalacaksınız.
Like I said, we leave tomorrow.
Dediğim gibi, yarın gidiyoruz.
We leave tomorrow morning.
Yarın sabah gidiyoruz.
- We leave tomorrow
... - Yarın ayrılıyoruz.
We leave tomorrow, Bret.
Yarın ayrılıyoruz, Bret.
- 20. We leave tomorrow.
Yarın ayrılacağız.
- What time can we leave tomorrow?
- Yarın ne zaman ayrılabiliriz?
- We leave tomorrow.
- Yarın ayrılırız.
We leave tomorrow morning. Early.
Yarın erkenden ayrılıyoruz.
- Yeah We leave tomorrow night
Evet, yarın gece gidiyoruz.
Tomorrow we leave.
Yarın biz gidiyoruz.
We'd like a room right away We must leave early tomorrow
Derhal bir oda istiyoruz. Sabah erkenden ayrıImalıyız.
We leave the castle tomorrow, mourning our good friend.
Yarın şatoyu terk ediyoruz, arkadaşımızın yasını tutacağız.
Because we've got to leave this house tomorrow.
Çünkü yarın bu evden ayrılıyoruz.
We leave for the Continent tomorrow on the boat train.
Yarın trenle Continent'a gidiyoruz.
I see no reason why we shouldn't leave for home tomorrow.
Neden şimdi eve gidip bunu yarına bırakamayacağımızı anlamıyorum.
I suppose we'd better clean up and not leave this mess for Delilah tomorrow.
Sanırım ortalığı temizleyip bu karışıklığı yarın Delilah'ın üzerine yıkmasak iyi olur.
We're all fixed to leave tomorrow morning, passports in order and everything.
Yarın sabah ayrılmak için her şey hazır. Pasaportlar ve diğer şeyler.
But I must tell the Captain, otherwise we cannot leave tomorrow!
Kaptana durumu iletmeliyim, aksi halde, yarın ayrılamayız.
The Captain orders spare parts or we cannot leave tomorrow.
Kaptan, parçaları sipariş etmezse yarın ayrılamayız.
We can leave tomorrow, Ruth.
Yarın yola çıkabiliriz Ruth.
Early tomorrow morning we will leave for Rome.
Yarın sabah erken saatlerde Roma'ya hareket edeceğiz.
We'll leave tomorrow.
Yarın ayrılacağız.
Tomorrow, then, we will attend Your Grace... and so most joyfully we take our leave.
O zaman yarın huzurunuza geliriz. Şimdi, sevinçle, izninizi istirham ediyoruz.
We'll leave for Florida tomorrow.
Yarın Florida'ya gitmek için buradan ayrılacağız.
Tell him you want to come over to the embassy right away, tonight,'cause we're going to leave London tomorrow.
Ona bu gece elçiliğe gelmek istediğini söyle çünkü yarın Londra'ya gidiyoruz.
Tomorrow we leave for the high pastures beneath God's holy mountain.
Yarın Tanrı'nın kutsal dağının eteklerindeki yaylalara çıkacağız.
Tomorrow before we leave, you can count on it.
Yarın burdan gitmeden, görebilirsin.
And we are unanimous... virtually unanimous... that the gentleman in question be asked to leave before lunchtime tomorrow.
Ve söz konusu beyin yarın öğle yemeğinden önce otelden ayrılması gerektiğine oy birliğiyle karar verdik.
We think it's his jumping-off point to leave the country tomorrow night.
Yarın gece oradan ayrılıp ülkeyi terk edeceğini sanıyoruz.
We'll leave first thing tomorrow.
Yarın ilk iş gideriz.
We'll find a place to sleep and leave tomorrow.
Uyuyacak yer buluruz ve yarın gideriz.
We decided on tomorrow, but we leave today.
Yarın olmasını düşünüyoruz, Ama bugün ayrılıyoruz.
We'll camp nearby and leave early tomorrow.
Yakın bir yerde kamp yapıp, yarın erkenden yola çıkacağız.
We'll have this fellow, Private Williams, brought in tomorrow and leave it to the general to make the final decision.
Bu adamı yarın alıp getiririz Er Williams,... ve son kararı Generale bırakırız. Bu nasıl?
Why don't we leave the whole thing until tomorrow?
Neden bunları sabaha bırakmıyoruz?
Why can't we leave this house tomorrow?
Neden yarın bu evi terketmiyoruz?
Listen men, we leave today or tomorrow morning.
Bugün buradan ayrılıyoruz ve Yarın sabah göldeyiz.
We'll leave the island tomorrow.
Yarın adadan ayrılıyoruz.
We leave for home, day after tomorrow.
Ertesi gün ayrılıyoruz.
We'll leave our car here till tomorrow.
Araba burada kalsın, yarın geri döneriz.
" We must leave for tomorrow many reforms.
" Yarın yeni reformlar gerçekleştireceğiz.
After you leave tomorrow, I don't think we can...
Ama siz yarın gideceksiniz, ve biz tek başımıza...
We've got to leave town tomorrow.
Yarın kasabadan ayrılmamız gerek.
I know you get your Blue Max tomorrow but we wouldn't leave till after the presentation.
Yarın Mavi Max'ını alacağını biliyorum ama tören sonrasına kadar gitmeyiz.
I'm so sorry, but we have to leave tomorrow.
Özür dilerim fakat yarın ayrılmak zorundayız.
No, we'll leave tomorrow.
Hayır, yarın geri dönmeliyiz.
We'll talk before you leave here tomorrow morning.
Yarın sabah ayrılmadan önce tekrar konuşuruz.
- Shall we leave it till tomorrow maybe, darling?
- Yarına erteleyelim mi canım?
When we leave here tomorrow morning, I wanna have a plan of action.
Yarın ayrıldığımızda, bir hareket plânımız olsun istiyorum.