English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Welcoming

Welcoming translate Turkish

881 parallel translation
Yes, the preparations for the welcoming of the Imperial Princess are being readied in the government office...
Evet, Prenses'in gelişi için gereken hazırlıklar hükümet binasına yürütülüyor...
it's a welcoming banquet.
Hoş geldin partini nasıl buldun?
Also, we have as our honored guests... a number of people from the outside, which we take great pleasure in welcoming.
Ayrıca ; bize şeref veren dışarıdan gelen misafirlerimize de kucak dolusu hoş geldiniz diyoruz.
- Thank you for welcoming me.
- Umarım senin için sakıncası yoktur.
It means that Mother Kali, with all her arms outstretched... hugs us to her bosom, welcoming us back as Thugs...
Bu, Kali Ana, uzanan kollarıyla... bizi göğsüne basıp Thuglar olarak selamlıyor demek... 50 yıllık bir uykudan uyanan...
Well, as a matter of fact Barnes, I missed my welcoming committee.
Karşılama komitesini de kaçırdım.
All those returning home and all those welcoming them thought,
Tüm bu eve dönüşler ve tüm bu karşılama onlarda,...
Throughout the spring, at Orsay station, transformed into a welcoming centre, trucks and buses arrived from stations and airports.
O seneki ilkbahar boyunca Orsay istasyonu havaalanı ve diğer istasyonlardan, kamyon ve otobüslerle gelenler için bir karşılama merkezine dönüştürüldü.
At La Guardia, we find a welcoming committee with a lieutenant colonel from Public Relations, not the Medical Corps.
La Guardia'da bir karşılama komitesi ve Sıhhiyeden değil, Halkla İlişkilerden bir yarbay vardı.
It was as if the house itself were welcoming me, asking me to rescue it from being so empty.
Sanki ev beni kendine çağırıyor bu kadar boş kalmaktan kurtarmamı istiyordu.
I'm no photographer myself, Mr Mazzini, but I share my husband's pleasure in welcoming a fellow enthusiast.
Kendim fotoğrafçı değilim, bay Mazzini ancak kocamla aynı heyecanı paylaşan birini karşılamak benim için zevktir.
Akiyama hasn't been very welcoming, I must admit.
Akiyama seni pek hoş karşılamadı, kabul ediyorum.
Still others found less not even the welcoming hand nor the friendly smile.
Bazıları daha da azını buldu misafirperver biri veya dostça bir gülücük bile yoktu.
Thank you for welcoming me.
Beni kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
- Trumpets welcoming Harry.
- Borazanlar Harry'i uğurluyorlar.
The opera, eternal friendship, summertime, dancing the mazurka, the country in spring and welcoming soldiers home.
Opera, ebedi arkadaşlık, yaz, mazurka dansı, baharda taşra ve askerlerin eve dönüşü.
Now, I'm sorry a bunch of drunken rowdies... had to be your welcoming party, Mr. Bonell.
Birkaç sarhoş zorbanın sizi bu şekilde karşılamasından dolayı gerçekten çok üzgünüm Bay Bonell.
The Mayor's Welcoming Committee, huh?
Belediye baskaninin karsilama heyeti gelmis.
- Julie was my welcoming committee.
Julie karşılama komitesindeydi.
Are big guns the usual way of welcoming visitors?
Ne zamandan beri misafirleri silahlarla karşılıyoruz?
- Fine way of welcoming tourists.
- Turistleri karşılamanın iyi bir yolu.
I'll give you a welcoming home party.
Senin için eve goşgeldin partisi vereceğim.
You'll interested to know that since 1778, we've been welcoming "malihinis" from all over the world.
1778'den bu yana dünyanın dört bir yanından "malihini" leri ağırladığımızı öğrenmek sizi şaşırtacaktır.
- Welcoming what?
- Neyi ağırlamak?
Who you welcoming?
Sen kimi karşılıyorsun?
That's sort of a Welcoming Committee, if you will, and I'm the chairman.
Bir çeşit Karşılama Komitesi, ben de başkanıyım.
This, friends, is the Welcoming Committee.
Bu arkadaşlar Karşılama Komitesi'nden.
- The Welcoming Committee.
- Karşılama Komitesi.
The Welcoming Committee.
Karşılama Komitesi.
Where's welcoming committee?
Karşılama komitesi nerede?
Well, it's my fourth, and I'm not a drinkin'man, but seein'as how it's welcoming'day...
Bu dördüncü olacak, içkici bir adam değilimdir ama günü öyle iyi karşılıyor ki...
Our tears are purifying. They free us from the anguish of every day, and while we're watching the passing of this beloved friend, our brothers in California are welcoming His birth in the morning.
Gözyaşlarımız bizi günün ızdırabından arındırıyor ve biz, O'nun gidişini izlerken Kaliforniya'daki kardeşlerim O'nun doğuşunu izliyorlar.
I take it you're the welcoming committee.
Herhalde siz de hoş geldin komitesindensiniz.
He's going to be guest of honour at the Welcoming Festival on Saturday.
Cumartesi, Hoş geldin Festivali'nde şeref konuğu olacak.
Polynesian Welcoming Festival?
Polinezya'ya Hoş geldin Festivali?
Some welcoming committee.
Ne biçim karşılama komitesi bu!
You have survived our welcoming ceremony?
- Karşılama töreninden sağ kurtuldunuz mu?
The Lord, returning to the welcoming lowlands, fixes His gaze on the simplicity of those who address Him.
Rab, insanı hoş karşılayan ovalara geri dönüyor, onda sevinç bulanların sadeliği üzerindeki zarif bakışını düzeltiyor.
Well I know you will all want to join with me in welcoming our distinguished friend and colleague from the National Council of Astronautics, Dr. Heywood Floyd.
Biliyorum ki hepimiz, Ulusal Uzay Bilimleri Konseyi'nden saygıdeğer dostumuz ve meslektaşımız Dr. Heywood Floyd'u aramızda gördüğümüze çok sevindik.
I'm sure he's prepared quite a welcoming committee for us.
Bizim için esaslı bir hoş geldin merasimi hazırladığından eminim.
We are a clean and welcoming inn
Hanımız temiz ve iyidir
Hear our welcoming song
Şehrimiz sizi bağrına basacak.
Uhura, tell the high adviser that we request to dispense with the welcoming ceremonies due to the emergency, that we're beaming directly down to the mine entrance in order to ensure the fastest possible delivery of the zenite. - The need is urgent. - Aye, sir.
Uhura, yüksek danışmana... acil durumdan dolayı karşılama törenlerini iptal etmesini... bir an evvel zeniti teslim etmek için, maden ocağı girişine ışınlanacağımızı söyle.
Good afternoon, men, this is Major Danby, your Flight Operations Officer, welcoming you to today's mission.
İyi akşamlar, ben Binbaşı Danby, Uçuş Operasyon Subayınız, bugünkü görevinize hoşgeldiniz.
Until today... my only experience at welcoming has been... to welcome Germans and Italians to the infernal region.
Bugüne dek karşılama konusundaki tek tecrübem, kıtanın her yerinde İtalyan ve Alman birlikleri tarafından yapılan karşılamadır.
Some welcoming committee.
Bir çeşit hoşgeldiniz komitesi.
We'll soon be welcoming a guest.
Yakında bir konuğumuz olacak.
Look how welcoming.
- Bak nasıl karşılayacak.
My affection for you is just the same as the day you called me to Munich, rescuing me from poverty, and welcoming me with open arms - I have not forgotten that.
Size olan sevgim beni Münih'e çağırdığınız günküyle aynı. Beni yoksulluktan kurtardığınızı, kanatlarınız altına aldığınızı unutmadım.
How'bout welcoming our guest?
Ona merhaba deyin.
He was a shy man, and it was this shy nature of his that was at the root of his cold manner of welcoming certain people.
Şunu söylemeliyim ki ilk toplantımız çok iyi geçti. Soğuk muydu? Derler ki insan Fransa'dan gelince...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]