English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What's yours

What's yours translate Turkish

1,680 parallel translation
What's yours?
Senin ki?
Keru's fate is important too but yours is what matters most.
Keru'nun kaderi önemli fakat sizin geleceğinizi daha çok önemsiyorum.
What's so important about this race of yours, anyway?
Senin şu yarışı bu kadar önemli yapan ne?
To see what's happening with that stupid house of yours.
Şu sizin aptal evde neler olduğuna bakmaya gidiyorum.
So when you're back home wobbling on what's left of that leg of yours and your wife and kids are starving on your disability pension, you'll say to yourself
Topal kalan bacağınla eve döndüğünde... karın ve çocukların açlıktan ölürken... bakımhanede oturup kendi kendine şöyle dersin...
What you're asking is for him to put his family's name next to yours.
İstediğin ailesinin adını senin adının yanına koyması.
What's yours like?
Seninkinin tipi nasıI?
What's yours?
Seninki ne?
What's yours?
- Seninki ne?
Are you ready to go out there and take what's yours?
Sahaya çıkıp sizin olanı almaya hazır mısınız?
What's this book of yours called?
Kitabın adı neydi?
I don't know what to tell you, honey, but that strict program of yours?
Sana ne söyleyeceğimi bilmiyorum tatlım, fakat bu senin sıkı programının bir parçası mı?
What's yours is yours.
Sizin olan sizindir.
What's with that attitude of yours?
Bu ne tavır böyle?
Because what I want to say is there's a circle... yours and Bea's... and I'm not in it.
Çünkü söylemek istediğim şey... içinde Bea ve senin yer aldığınız bir daire var ve ben orada yokum.
What's yours?
Ya seninki?
Fine. - You can't sell what's not yours.
Senin olmayan bir şeyi, satamazsın.
So that Helen of yours... What a live wire.
Şu senin Helen ele avuca sığmayan biri.
What's the headline in that brain of yours?
Beyninin içindekiler neymiş?
Got to take what's yours.
Senin olanı almalısın.
To tell you the truth... I look over these printouts of yours... and I don't understand half of what I'm looking at.
Doğruyu söylemek gerekirse... verdiğin dökümleri inceliyorum... ama okuduğumun yarısını bile anlamıyorum.
What's yours?
Senin adın ne oluyor?
And this fucker of yours, what's he like?
- Ve senin şu komutan, nasıl biri?
What do you call cheese that's not yours?
Gravyer peynirine ne denir?
You should have the balls to take back what is yours.
Size ait olanı geri almak için cesur olmalısınız.
Take what's yours, Grandpapa.
Senin olanı al, büyükbaba.
And what's yours?
Senin adın ne?
Now, let's go find out what's on that third floor of yours.
Haydi gidip şu üçüncü katta ne varmış bakalım.
What's yours?
Theo'nun fiyatı vardı.
What's theirs is yours What's yours is theirs I offer up this gift to share Switch the bodies through the air
Onların nedir senin sizin nedir onların paylaşmak için bu hediye sunuyoruz Anahtarı havada organları
I knew it was yours because I saw the drawings in the margins and that's what you drew all over your desk
bunu yazanın sen olduğunu biliyordum çünkü sayfaların kenarlarına çizdiklerini görüyordum. ve sıranın her tarafına çizdiklerini.
You fight for what's yours.
İstediğin şey için savaş.
It's yours, that's what you keep telling me.
Bu yüzden sürekli bunu söyleyip duruyorsun.
- What's yours?
- Seninki ne?
You have no idea... what it's like to know that someone's life has been traded for yours.
Birinin hayatının seninkiyle değiştirildiğini bilmenin ne demek olduğunu anlamazsın.
Seen a lot of rackets in my time, but if you're doing what I think you're doing with those postcards, yours definitely takes the cake.
Burada birçok saçmalık gördüm, ama o kartlarla düşündüğüm şeyi yapıyorsan, sen kesinlikle en aptallarısın.
What's yours?
- Senin fikrin ne?
"What's mine is yours."
"Benim olan senindir"
And what's yours?
Ya seninki?
What's yours?
Seninki nedir?
Tell you what, tell me what you're looking for, and it's yours, gratis.
Bana ne aradığını söylersen, onu sana veririm.
This reluctance of yours, it has nothing to do with what's going on with Pope, does it?
Bu isteksizliğinin altında, Pope'un yaşadıklarıyla ilgisi yok, değil mi?
What's wrong with yours?
Seninkinin nesi var?
It's yours to do with what you will.
Tabii ben onları üzmek istemezsem.
What's mine is yours, little bro.
Benim olan senindir kardeşim. Bunu biliyorsun.
How could you carry around and lose what's not yours?
Senin olmayan birşeyi kaybetmeyi nasıl başarıyorsun?
He's going to do to that family what he threatened to do to yours if you don't help me out.
Eğer bize yardım etmezsen senin ailene yaparım dediğini şimdi o aileye yapacak.
I don't know what's wrong with my bedroom... or yours for that matter.
Yatak odamın ya da seninkinin nesi olduğunu bilmiyorum.
we'll take their door and give them yours. what do you say?
Onların kapısıyla değiştiririz. Tamam mı? Ne dersin?
Hey speaking of hot chicks, what's going on with you and that stripper wife of yours?
Taş hatunlardan konuşmuşken, striptizci eşinle nasıl gidiyor?
And what role would I play in this production of yours?
Peki bu yapımda hangi rolü oynayacakmışım ben?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]