When you die translate Turkish
1,466 parallel translation
So, what happens when you die?
Ölünce ne oluyor?
When you die the world cries, and you are happy.
Öldüğünde dünya ağlar ve sen mutlu olursun.
So what do you think happens when you die?
Sence öldüğün zaman ne olacak?
OK, anyone who says you can sleep when you die, tell them to come talk to me after a few months as an intern.
Ölmeden dinlenmek yok diyen vatandaş, önce birkaç ay internlik yapsın, sonra beni görsün.
Even when you die?
Ölsen bile mi?
When you die, they don't go away.
Öldüğün zaman, uzaklara götürmüyorlar.
You know when you die, ain't much else to do but watch your own.
İnsan ölünce sevdiklerini izlemekten başka yapacak işi olmuyor.
You know that cliche about life flashing before your eyes when you die?
Ölmeden önce gözünün önünden hayatının film şeridi gibi geçtiği klişeyi bilmiyor musun?
That's not very cool looking, sis. It's always like this when you die.
Hiç de güzel görünmüyor Abla.
You'll never stop thinking of the people who died, and when you die, you'll be all alone.
Burada ölenleri hiç aklından çıkaramayacaksın. Sen ölürken ise yanıbaşında kimse olmayacak.
When you die, I'll be sure to have your balls bronzed.
Öldüğünde, hayalarının heykelini yaptırırım.
You know, people talk about reincarnation and heaven and what happens when you die and hell and all that bullshit.
İnsanlar, reenkarnasyon ve cennet hakkında öldüğün zaman ne olacağı ve cehennem ve öyle boktan şeyler hakkında konuşup duruyorlar.
# Since you know that when you die # # He goes to entrust your spirit to... # - # Spirit to the sky #
Biliyorsun ki sen öldüğünde seni gökteki Ruh'a önerecek.
When you die your energy can only last for a short period And then it disappears forever
Öldüğünde enerjin kısa bir süreliğine kalır ve sonra tamamen yok olur.
When you die, everyone wants to be your friend.
Öldüğünde, herkes arkadaşın olmak ister.
You've all been through Leyte so you appreciate... who's to die... when we die... no-one knows.
Hepiniz Leyte Körfezindeki çatışmada bulundunuz... ve bilirsiniz ki kimin, ne zaman, nasıl öleceğini kimse bilemez.
It's tough when friends die on you, but hang in there!
arkadaşlarınızın ölmesi zor birşey ama siz devam edin!
Now isn't the time to die... it's the time to live. When are you off?
şimdi ölmek için doğru bir zaman değil yaşamanın zamanı ne zaman gidiyorsun?
That happens when you're very good and you die : God turns you into a star.
İyi insanlar öldüklerinde, Cennete giderler ve Tanrı onları yıldızlara çevirir.
Better to die when you get old.
Yaşlanmaktansa, ölmek daha iyi.
So when she came to look for you, crashing and banging around the grooming area, you just figured you'd just let her die?
Öyleyse sizi aramaya.. .. geldiğinde, ortalığı kırıp dökerek,.. .. ölmesine izin vermeniz..
The Angel of Death told you Leo was supposed to die, which means we're already way past random chance when the truck hit him.
Demekki, kamyon ona çarpması, rastlantı değildi. Boşa kürek çekiyorsun.
Are you telling me that the first time you two agree on anything is when you decide to let my husband die?
Bana, ikinizin ilk defa anlaştığı tek konunun kocamın ölmesine... izin vermek olduğunu mu söylüyorsunuz?
I wouldn't say I want to help you, but when they come in here to get revenge for the cop you killed, you're gonna go down fighting, and in the crossfire, a lot of us are gonna die.
Sana yardım etmek istiyorum demedim ama öldürdüğün polisin intikamını almak için buraya geldiklerinde savaşmaya başlayacaksın ve çapraz ateşte pek çoğumuz ölecek.
When I was a kid, my big sister, Anne, used to say if you die in a dream, you'd die in real life.
Bek çocukken büyük ablam Anna şöyle derdi. Eğer rüyanda ölürsen, gerçek hayatta da ölürsün.
You think I'm going to be there when you die?
Öleceğin zaman benim de orada olacağımı mı düşünüyorsun?
And obviously you didn't fucking die when the doc slapped you.
Doktor suratına vurduğu zaman da geberip gitmedin.
You know, when I was waiting for the ambulance the other day, I seriously thought I was gonna die.
Ambulansı beklerken gerçekten öleceğimi sandım.
when i say i would die for you, that's not an expression.
Senin için ölebilirim dediğimde, bunu öylesine söylememiştim.
You know... when I was on that ship with Malcolm... I was convinced I was gonna die.
Biliyor musun... Malcolm'la o gemideyken... öleceğimden emindim.
Now, unfortunately, I'm afraid you're going to die when you'll watch these Dean Martin celebrity rosts.
Şimdi, ne yazık ki, korkarım şu Dean Martin... kutlama törenini izlerken öleceksiniz.
Well, I know that this is gonna sound strange, but I have... I can... I'm asking you to consider the possibility that when people die they don't always leave.
Biliyorum bu çok garip... ama benim... ben... insanlar öldüğünde öbür tarafa geçmediklerini düşünün... her zaman geçmiyorlar.
I wanna see how brave she is when you tell her she's gonna die.
Öleceğini söylediğinde, ne kadar yürekli olduğunu görmek istiyorum.
So you tell people when they're gonna die?
Merhaba. Demek insanlara ne zaman öleceklerini söylüyorsun?
You knew your son didn't have long to live, and you knew that when he died, your last connection to your wife's family money would die with him.
Oğlunuzun da fazla ömrü kalmamıştı. O öldüğünde, karınızın parasıyla son bağınızı da kaybedecektiniz.
When you figured out where you want to die, dump the blood and make a real mess.
Ölmek istediğin yere karar verdiğinde kanı boşalt, ortalığı batır.
When I die, you can mourn me from the bathroom.
Öldüğümde, banyodan yasımı tutabilirsin.
Laugh now, but when I die, I will be coming back to haunt you.
Gülün bakalım. Öldüğümde hayaletim başınıza musallat olacak.
Do you know, Jane Eyre, what happens to little children when they die?
Küçük çocuklara öldüklerinde ne olur, biliyor musun Jane Eyre?
For someone with instinct, you let a lot of people die when you're on the case.
Sezgilerin kuvvetli olabilir, ama sen görevdeyken nedense çok insan öldü.
Now, why you gonna send him all the way around here when you know I gotta die?
Neden ancak öleceğimi bildikten sonra... bana onu gönderdin?
When the soldiers come... if you're taken, Morna, then my heart will die.
Askerler geldiğinde seni alıp götürürlerse benim kalbim de ölür.
What you felt when you saw her die?
O an ne hissettin, Karla onun ölümünü izlerken?
When they shot him, do you think he knew he was going to die?
Vurulduğu zaman, öleceğini biliyor muydu sence?
" When the Jews return to Zion And a comet rips the sky, When the Holy Roman Empire rises, Then you and I must die.
" Yahudiler Zion'a döndüğü zaman bir kuyruklu yıldız gökyüzünü kapladığında,... Kutsal Roma İmparatorluğu yeniden doğduğunda, işte o zaman sen ve ben ölmeliyiz.
" When the Jews return to Zion And a comet fills the sky, And the Holy Roman Empire rises, Then you and I must die.
" Yahudiler Zion'a döndüğü zaman bir kuyruklu yıldız gökyüzünü kapladığında,... Kutsal Roma İmparatorluğu yeniden doğduğunda, işte o zaman sen ve ben ölmeliyiz.
Most people, they don't know when they're going to die, but you you know that it's sometime tomorrow.
Çoğu insan ne zaman öleceğini bilmez ama sen yarın bir vakit öleceğini biliyorsun.
They say when you see yourself, your doppelganger... that it's time to die.
Kendi kendini gördüğün zaman kendi hayaletini ölme vaktinin geldiği söylenir.
Every time a man dies, the universe ends... but it should be nice to die when you're 20, fighting for something.
Bir insanın öldüğü her an, evren son bulur ama 20 yaşında bir şeyler için savaşırken ölmek güzel olmalı.
I do not feel the fear sensation of which I am going to die in the battle or something that you would feel when you really go to the war.
Eğer bir savaşa fiziksel olarak katılırsanız bunları hissedersiniz.
When I die, I want you to cremate me and scatter my ashes.
Öldüğüm zaman... beni yakıp küllerimi de saçmanı istiyorum.
when you died 16
when you 160
when you're gone 25
when you're ready 256
when you're right 37
when you were born 38
when you said 77
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you 160
when you're gone 25
when you're ready 256
when you're right 37
when you were born 38
when you said 77
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you come back 48
when you're alone 31
when you're 91
when you get there 53
when you're married 16
when you wake up in the morning 17
when you love someone 38
when you get home 49
when you're young 31
when you were little 52
when you're alone 31
when you're 91
when you get there 53
when you're married 16
when you wake up in the morning 17
when you love someone 38
when you get home 49
when you're young 31
when you were little 52