English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / When you grow up

When you grow up translate Turkish

771 parallel translation
What are you going to be when you grow up?
Büyüyünce ne olmak istersiniz?
When you grow up, you will know.
Büyüdüğün zaman anlayacaksın.
Are you gonna be nice to your mother when you grow up?
Büyüdüğünde annene iyi davranacak mısın?
I'll teach you when you grow up.
Büyüdüğün zaman öğretirim.
When you grow up, you'll go to school, too.
Ne zaman büyürseniz, siz de okula gidersiniz.
I was just thinking that maybe you'll become a poet or a philsopher when you grow up.
- Peki sen ne düşünüyorsun? Gelecekte bir şair ya da filozof olabileceğini düşünüyordum.
Know what you're gonna be when you grow up?
Daha sonra ne olacağını biliyor musun?
And when you grow up, kiddie... never, never, never... steal a horse.
Ve büyüdüğün zaman sakın ama sakın at hırsızı olma.
- Arnaldo? What do you want to be when you grow up?
- Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
What are you going to be when you grow up?
Büyüyünce ne olacaksın?
Maybe you'll learn that when you grow up, huh?
Belki büyüdüğün zaman anlarsın.
When you grow up, that money will belong to you.
Büyüdüğünde o para senin.
So when you grow up, they wouldn't stick out like the wings of a little kewpie.
Böylece büyüdüğün zaman yelken gibi açılmazlardı.
And what do you want to do when you grow up?
Büyüdüğünde ne yapmak istiyorsun?
What are you gonna do with it when you grow up?
Büyüyünce battaniyeyi ne yapacaksın?
When you grow up, don't make fun of handicapped people.
Büyüdüğün zaman sakat insanlarla dalga geçme.
What do you want to be when you grow up?
Büyüdüğün zaman ne olmak istiyorsun?
Someday when you grow up,... and don't ask so many questions,... maybe I'll tell you.
Bir gün büyüdüğünde ve bu kadar çok soru sormazsan belki sana anlatırım.
What do you want to be when you grow up?
Büyüyünce ne olacaksın?
When you grow up, become a woman just like your mother.
Büyüdüğün zaman, annen gibi bir kadın ol.
And when you grow up, remember that your father was named Kirill, just like you.
Büyüdüğünde şunu hatırla : Adını babandan aldın : Kiril.
- When you grow up...
- Büyüdüğünde...
When you grow up, I'll teach you the animals and their lottery numbers.
Büyüdüğünde, sana hayvanların adlarıyla numaralarını öğreteceğim.
It's the story of Joseph in Egypt. When you grow up...
Hazreti Yusuf'un Mısır'daki hikayesi bu.
Your bicycle is really beautiful... when you grow up and learn how to ride, I'll let you ride it, ok?
Bisikletin gerçekten güzel... Biraz daha büyüyüp sürmeyi öğrendiğinde veririm dolaşırsın, tamam mı?
When you grow up, I'll teach you with no charge.
Büyüdüğün zaman sana karşılık beklemeden öğreteceğim.
I remember when I was about 12 years old, my daddy asked me he says, "What do you wanna be when you grow up?"
12 yaşımdayken babamın bana sorduğu şu soruyu hatırlıyorum şöyle demişti, "Büyüdüğünde ne olmak istiyorsun?"
When you grow up, become a man of good conscience with nothing to hide under the heavens.
Büyüdüğün zaman, göklerin altında saklayacak hiçbir şeyi olmayan vicdanlı bir adam ol.
What are you going to do when you grow up, son?
Büyüdüğünde ne olacaksın evlat?
When you grow up with my father, you get immune... or insensitive to certain kinds of things.
Babamın yanında büyürken bazı çeşit olaylara karşı... bağışıklık kazanır, taş kalpli olursun.
When you grow up, don't be the kind of woman who deceives men.
Büyüyünce erkekIeri aIdatan kadnIardan oIma.
Mademoiselle, when I grow up, do you think I'll be a peer of France?
Matmazel sizce büyüdüğüm zaman dük olabilir miyim?
When your father was killed up at Northfield... I brought you down here hoping'you'd grow up to be a regular hardworking'man.
Baban Northfield'da öldürüldüğünde çalışkan sıradan bir adam olarak büyümen umuduyla seni buraya getirdim.
When I grow up, I'll get married to someone like you.
Büyüdüğümde sizin gibi biriyle evleneceğim.
Can't tell. Maybe when we leave this country... young kids like you will be able to grow up and live safe.
Kim bilir, belki ayrılmadan önce bu kasabayı, senin gibi çocukların güvenle yaşayacakları bir yer haline getirebiliriz.
I swear I think I'll leave that Rand alone, let him grow up, Just to see what happens to you when he's big enough to start asking questions.
Büyüyüp de sorular sormaya başladığında neler olacağını görmek için Rand'i şimdilik rahat bırakacağıma söz veriyorum.
I have got a lot of nice things planned for you when you grow up.
İstemem baba.
Mitsuko will grow up, and when you have a child of your own - it'll be fine.
Mitsuko büyüyecek, ve kendi çocuğun olduğu zaman - - İyi olacak.
- When are you going to grow up?
- Sen ne zaman büyüyeceksin?
That's what I want to be when I grow up. A storekeeper like you.
Büyüdüğümde bende senin gibi bir dükkan işletmek istiyorum.
When it rains, or when it dries up... When things get to die on it or grow on it, you feel like it's happening to you.
Yağmur yağınca ya da toprak kuruyunca... bitkiler üzerinde öldüğünde ya da yeşerdiğinde sanki sana bir şeyler oluyor.
When we grow up, you'll marry me, won't you, Mitch?
Büyüdüğümüzde benimle evlenecksin, değil mi Mitch?
They grow up on you when your back's turned and you can't link what you remember with what you see.
Sırtını döndüğünde sana karşı çıkıyorlar ve gördüklerinle hatırladıkların arasında bağlantı kuramıyorsun.
When I grow up and be a famous scientist, I'm gonna buy things for you.
Büyüyüp ünlü bir bilim adamı olunca ben de sana bir sürü şey alacağım.
When I grow up, you know what?
Büyüdüğümde, ne olacağını biliyor musun?
When your little birds grow up, you have to get them husbands.
Yavru kuşların büyüdüğünde, onlara koca bulmalısın.
When your children grow up and you want to talk serious I hope they make jokes.
Çocukların büyüyüp onlarla ciddi konuşmak istediğinde... -... umarım espri yaparlar.
When I grow up, I'm gonna kill you.
Büyüdüğüm zaman seni geberteceğim.
I've always liked your name, but I've kept it, for when you'd grow up.
Ama saklıyordum büyümeni bekliyordum.
My father entrusted you to your teacher Your third and fifth brother were entrusted to the chiefs of two clans to raise them up discreetly so when you all grow up you could avenge your father
Sonunda Babam seni hocana emanet etti ikinci ve üçüncü kardeşlerde... farklı klanlara evlatlık verildi böylece hepiniz ayrı ayrı büyütüldünüz ama yeterince büyüdüğünüzde birleşip öcünüzü alacaktınız!
To you, Arturo, they'll make you eat it, when you'll grow up maybe with the excuse that it's good for preventing cancer
Arturo, büyüdüğünde kanserden koruduğu bahanesiyle onu yemen için zorlanacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]