Who's that for translate Turkish
2,997 parallel translation
I just wanted to say that even though I was angry about the other day, deep down I was touched that you guys were looking out for me, that I always have three brothers who have my back.
Geçen gün size kızmış olmama karşın beni korumaya çalıştığınız için de duygulanmıştım. Daima arkamı kollayacak üç erkek kardeşim var.
He's... That guy who works for the oil company?
Petrol şirketi için çalışan eleman mı?
Now you tell me that when a person gets such good news after years who's become a father for the first time and if he happens to be a rich man...
Bana söylermisiniz, yıllar sonra bir adam güzel bir haber alıyor,... yani ilk defa baba olduğunu duyuyor Bu onu zengin bir adam yapmaz mı...
So, the warrant for the bank got me no closer to identifying who's behind this trust that's been paying Kayla.
Peki, banka için çıkarılan emir Kayla'ya ödeme yapan vakfın arkasında kimin olduğunu bulmama yardım etmedi.
With what we got, there's not a judge in New York who'd grant a search warrant for that guy.
Elimizdekilerle New York'ta onun için arama izni verecek hakim yok.
I know who's responsible for the restaurant robbery that Thane Woodson was framed for.
Restoran soygununda Thane Woodson'a tezgah kuran kişiyi biliyorum.
I canvassed the area for witnesses a second time, and I found someone who will testify that they saw somebody else leaving the restaurant an hour before Thane got there, which is right in line with the coroner's estimated time of death.
Bölgedeki tanıkları ikinci kez gözden geçirdim. Thane oraya gelmeden bir saat önce restorandan ayrılan başka birisini gördüğünü söyleyen birisini buldum, ki bu adli tabibin tahmini ölüm saati ile uyuşuyor.
That brick house who protects you, according to the guards, she's up for parole.
Seni koruyan o iri kıyım kadın gardiyanların söylediğine göre şartlı tahliyenin peşindeymiş.
What's been done for the city, what will be done- - that is the message that must be communicated, not a pitch for the candidate who's become material in the last month.
Şehir için yapılması gereken, yapılan bildirilmesi gereken bir mesaj vardır. Bu geçen ayın malzemesi olan bir aday için atılacak bir adım değil.
The quartered corpse belongs to Jamili Adda de Nasul, who had been forcefully abducted in a kidnap conducted by her own husband, and for whom the ransom had been paid a day before, that had amounted to a large sum of money.
Parçalanmış ceset Jamili Adda de Nasul'a ait. Kocasının da kaçırma işinde olduğu zorla alıkoyulan bu kadının, çok yüksek miktardaki fidyesi bir gün önce ödenmişti, that had amounted to a large sum of money.
He works for a guy who's got a trail of bodies that stretches all the way back to the Rio Grande.
Patronunun suçları Rio Grande'ye kadar uzanıyor.
I'm no expert, but that looked like a man who got exactly what he came for.
Ben uzman değilim ama biraz önceki adam tam da istediğini almış gibi duruyordu.
The only other name is that of a girl who's been dead for two years.
Hesapla ilişkili diğer isim ise 2 yıldır ölü olan bir kızın ismi.
I'm the person who's not telling your wife that you're in a hotel room waiting for a hooker.
Ben, bir otel odasında fahişe beklediğini karına söylemeyecek olan kişiyim.
And her roommate told the Santa Monica police that the day before Anna vanished, she was approached while shopping by a professional photographer who offered her free headshots if she posed for his portfolio.
Oda arkadaşının Santa Monica polisine dediğine göre Anna'nın kaybolduğu gün eğer kataloğu için poz verirse bedava portre fotoğraflarını çekmeyi teklif eden bir profesyonel fotoğrafçı yanaşmış.
You may think that illegal cruising on Sunset Boulevard is a frivolous charge, but it's who you were looking for that gives the game away.
Sunset Bulvarı'nda yasa dışı turlamayı anlamsız bir suçlama olarak düşünebilirsin ama seni ele veren aradığın kişiydi.
But there's one that has been brought to us that we cannot forget, for it is he who will save us.
Ama bize verilen, görmezden gelemeyeceğimiz bir ruh var. Bizi kurtaracak olan da o.
Anyway, I saw this old rocking chair that used to belong to my grandmother on my mother's side, which reminded me of my grandmother, who used to take us for picnics when I was a kid.
Neyse, sonra salıncaklı sandalyeyi gördüm. Eskiden büyükanneminmiş. Oradan aklıma büyükannem geldi işte.
We were looking for a place to eat when we found that dingy little restaurant with a cook who was a mad genius.
Yemek yiyecek bir yer ararken o küçük, karanlık lokantayı bulmuştuk. Çılgın ve dâhi bir aşçısı vardı.
It's my understanding that, in spite of being kept in custody for four days and separated from her three young children... who are currently in the care of the State of Victoria...
Anladığıma göre müvekkilim 4 gündür gözaltında tutuluyor ve şu anda Victoria Eyaleti bakım evinde olan üç körpe çocuğundan ayrı düşürülmüş durumda.
That's our big move-rattle a chick who's been locked up for months.
Büyük hamlemiz bu mu? Aylardır cezaevinde olan biriyle konuşmak?
- I don't know who that's for.
- Kime geldiğini bilmiyorum.
Okay, if that's a pizza, I'm sorry for anything I have ever done, especially, Tommy, when I locked you out of the house and pretended like I didn't know who you were.
Tamam, eğer bu bir pizza ise, şu ana kadar yaptığım şeyler için özür dilerim, özellikle, Tommy, seni kapı dışında bırakıp kim olduğunu bilmiyormuş gibi yaptığımda.
That's a pretty bold statement from a guy who's auditioning for a job.
Bunlar bir iş için denemede olan birine göre cesur laflar.
Just a minute ago, when I was prepping for a pre-tape with that idiot who's still sitting in the studio...
Bir dakika önce stüdyoda oturan aptal için ön kayıt hazırlarken.
What, am I sorry that a man who's wanted for 15 murders didn't shoot me or Frost?
Ne, 15 cinayetten aranan bir adam beni veya Frost'u vurmadığı için üzgün mü olmalıyım? Değilim.
The idea of being a cop is maybe the only thing I've ever loved, including people, and why would I give that up for some piece of garbage, who, you're right, doesn't give a crap about me?
Polis olma fikri, hayatım boyunca sevdiğim tek şey olabilir, insanlar da dahil. Bu arada haklısınız, neden beni zerre umursamayan pislik herifin teki için kariyerimi tehlikeye atayım ki?
That goes for you, Margaret, out in Williamette, who called in today with a simple song request.
Bu senin için geliyor, Williamette'in dışından Margaret, Bugün bizi arayıp şarkı isteyenler için.
Sarah continued her cry for some minutes after the call, and then she noticed that a considerable number of people were looking at her, and she recalls thinking how different Montrealers were from their Toronto counterparts, who, observing a young girl in tears,
Telefon konuşmasından bir süre kadar sonra ağlamaya devam etti,... ardından, çok sayıda insanın kendine baktığını fark etti. Montreallilerin, Torontolulardan ne kadar farklı olduklarını düşündüğünü hatırladı. Ağlayan bir kızı sanki hiçbir şey olmamış gibi izleyen o insanları.
I suppose I'm confused as to why it's such a pressing issue for you that this story be public when it is already known by everyone we love and everyone who loves us.
Galiba hikâye basıldığında sevdiğimiz herkes bizi seven herkes tarafından bilindiğinde bunun senin için neden sıkboğaz eden bir sorun olduğu konusunda kafam karıştı.
If you have pity, it should be for Harry, who loved and lost Diane and then missed out on the childhood of that Sarah he had produced.
Benim halime acıyacaksan, Diane'i sevmiş ve kaybetmiş Sarah'ın çocukluk zamanlarında yanında olma fırsatını kaçırmış,... Harry için yap bunu.
Who's that for?
Kimin bu?
That's who I feel sorry for... my kid.
İşte bunun için üzülüyorum... çocuğum için.
That's who he is. That's who you're looking for.
Arayacağın adam o.
Meantime, a group of people came to demonstrate for the female jogger and against a regular cadre of protestors who have suggested that the jogger's boyfriend raped her.
Bu arada, kadın koşucu için gösteri yapmak üzere bir grup geldi. Karşılarında koşucuya sevgilisinin tecavüz ettiğini söyleyen her zaman ki protesto topluluğu vardı.
"Hey, I met somebody who's doing time for a crime that he didn't have anything to do with that I did myself." They send up an investigator, and he takes this statement.
Bir müfettiş gönderdiler ve ifadesini aldı.
These were 5 kids who we tormented, we falsely accused, we pilloried in the press, we attacked, we invented phrases for the imagined crimes that we're accusing them of.
Bu beş çocuk işkence gördü, yanlış yere suçlandı basında rezil edildi, onlara saldırıldı gerçekleştirmekle suçlandıkları davranışlara isimler uyduruldu.
That's spy talk for a guy who makes phony passports, and phony passports are called "shoes."
Bu sahte pasaport yapan bir adamın casus tarzı konuşması ve sahte pasaportlarda "ayakkabı" diye adlandırılıyor.
Because I've watched Doctor Who for almost 50 years.. I'm not used to this raw.. Human emotion that's coming out in the modern versions of the drama.
Neredeyse 50 yıldır Doctor Who izlediğim için dizinin modern versiyonunda ortaya çıkan bu ham insan duygularına alışkın değilim.
One of the characters that absolutely stands out for me in Doctor Who, was in Russell's very brilliant Army of Ghosts and Doomsday.. There was Yvonne Hartman, who at that point runs Torchwood.
Doctor Who'da benim için öne çıkan karakterlerden biri de,... Russell'ın Army of Ghosts ve Doomsday bölümlerindeki Yvonne Hartman'dı, o sırada Torchwood'un başındaydı.
That moment when she sees.. David's Doctor and recognizes him and knows him for who he is.. With all those years of history between them.
David'in Doktor'unu görüp aralarındaki o geçmişle onu tanıyıp, kim olduğunu bilmesi televizyon tarihinin unutulmaz anlarından biriydi.
I think that Doctor Who's one of the very few programs. That writes brilliantly, gives excellent parts for the female.. Characters.
Bence Doctor Who kadın karakterler için mükemmel şeyler yazan, harika roller veren çok az programdan biri.
I'm here as a mom, a mom who is horrified that our legal system has fallen woefully short in getting justice for Jenny Nystrom.
Bir anne olarak geldim hukuk sistemimizin Jenny Nystrom için adaleti sağlamaktaki aczi karşısında dehşete düşmüş bir anne olarak.
I looked at myself in the mirror, and I finally recognized that person I once knew so well, that person who went out all the time, sometimes just for fun.
Aynada kendime baktım ve bir zamanlar çok iyi tanıdığım insanı nihayet gördüm. Her zaman içmeye giden insanı bazen sırf eğlencesine.
Lucky for Will he's got the aim of a sharpshooter who's been trained to shoot and hit the target that...
Ne şans Will eğitimli bir keskin nişancı gibi hedefi...
Just make sure that it's somebody who appreciates you for how incredible you are.
Sadece bu birisinin senin ne kadar inanılmaz olduğunu takdir ettiğinden emin ol.
Oh, yeah, that's right, 25 years ago my prize of a daughter, she-who-shall - not-be-named, was headed for the abortion clinic and I took away her right to choose.
Tabii ya, 25 yıl önce, çok değerli kızım ismi söylenmeden geçmek olmaz kürtaj için kliniğe gidiyordu ve onun seçme hakkını elinden aldım.
You know, you had someone who loved you unconditionally, treated you right, and wanted to be with you every day, and then you threw that all away to let Chuck Bass decide when he's ready for you?
Biliyorsun, seni kayıtsız şartsız seven birisi vardı. Senin için çabalayan ve her gün seninle olmak isteyen. Birden hepsini yok saydın.
So, if you throw out all the obvious mismatches- - wrong age, wrong ethnicity, wrong sex- - plus, all the people who've returned back to America accounted for, that's only 43 possible aliases Megan could have traveled under.
Alakasız olanları dışarıda bıraktığımızda uyumsuz yaş, milliyet ve cinsiyet gibi bu gruba bir de Amerika'ya dönenleri eklediğimizde Megan'ın seyahat ederken kullanmış olabileceği 43 takma ad kalıyor.
That's a lot of salary to pay for a man who's gone into hiding, plus food and drink and a roof over his head, and who knows how much in hush money to keep his location a secret.
Saklanmaya çalışan bir adam için ödediği büyük bir meblağ. Kalacak bir yer ve yeme-içme masrafını ekle. Kaldığı yeri gizli tutmak için verdiği sus payını düşün.
That is a mantle to be worn only by the great, not by a man who wormed his way into City Hall for a period of time.
Bu ünvan sadece harika bir adam tarafından alınabilir, senin gibi belediye binasına kırk yılda bir uğrayan pısırık bir adam tarafından değil.
who's that 2692
who's that guy 128
who's that man 35
who's that girl 108
who's that lady 20
who's that woman 20
who's that from 19
that for me 20
fortune 78
formula 39
who's that guy 128
who's that man 35
who's that girl 108
who's that lady 20
who's that woman 20
who's that from 19
that for me 20
fortune 78
formula 39
for her 243
force 120
fort 29
forrest gump 32
for everyone 132
forget it 5039
forever 1407
forte 32
forced 28
ford 386
force 120
fort 29
forrest gump 32
for everyone 132
forget it 5039
forever 1407
forte 32
forced 28
ford 386