Why wouldn't we translate Turkish
262 parallel translation
We wouldn't take ³ ³ 50. Why, we've brought up 3 children here, and i've buried 2.
Her şeyi karşılaması için sana 5 bin dolar vereceğim.
Why, you wouldn't believe it if I told you that on the first Thursday, we were here on our honeymoon, we just started for Brooklyn Bridge.
Anlatsam da inanmazsınız! Burada, balayımızın ilk perşembesinde ilk defa Brooklyn Köprüsü'ne gidecektik.
Why, that devil Injun Joe wouldn't think any more of drowning'us than a couple of cats if we was to tell on him.
O şeytan Kızılderili Joe, eğer biz onu ispiyonlarsak hiç düşünmeden bizi bir çift kedi gibi boğacaktır.
You knew we were going to be burned out. That's why you herded all the cattle out, so they wouldn't be burned with our crops.
Yakılacağımızı biliyordun, bu yüzden sığırları çıkarttınız, böylece ürünlerimizle beraber yanmadılar.
They can't understand why we didn't know what it meant... when our dog wouldn't go up those stairs.
Köpeğimiz o merdivenlerden yukarı çıkmak istemediğinde bunun manasını kavrayamamamızı anlamıyorlar.
Why did we have to cross today? Wouldn't tomorrow have been just as good?
Niçin bugün geçmek zorundaydık?
Why, we'd be glad to take his load in, wouldn't we?
Yükünü memnuniyetle taşırız, öyle değil mi?
Why, we wouldn't bother you for a thing like that.
Niçin öyle olsun. o türden bir şey için seni rahatsız etmezdik.
If they had been born in England and brought up there, and spoke English instead of French, why, we probably wouldn't notice anything different about them.
İngiltere'de doğup, büyüselerdi, Fransızca yerine İngilizce konuşsalardı. muhtemelen onlarda bir farklılık görmeyecektik.
Why, if that happened, we wouldn't have a chance!
Neden, çünkü öyle olursa, hiçbir şansımız olmazdı!
That's why I am calling you, so that people wouldn't think it was us... that we... you know... that we pinched it.
Seni bu yüzden çağırdım. Böylece insanlar bizim yaptığımızı anlarsınya, aşırdığımızı düşünmeyecek.
Why do we have to have paper cups when I wanted my... I wanted my green goblets with all the gold on'em, and she wouldn't bring'em down.
Altın sırmalı yeşil kadehlerimi istediğim halde onları aşağı indirmedin de neden bu kağıt bardaklarda içmek zorunda kalıyoruz?
If you added up everything we did to him, from his first day on earth to this... you wouldn't find out why he did this terrible thing.
Eğer doğduğu günden itibaren, onun için yaptıklarımızı hesaba katarsanız... Alan'ın böyle kötü bir şey yapması için tek bir makul sebep bulamazsınız.
I knew it. I don't understand... if you killed him, so he wouldn't give us away, so we'd be safe, then, now that he's dead, why must you confess?
Biliyordum, ama anlamıyorum, eğer onu güvende olmamız için bizi kurtarmak için öldürdüğüne göre neden itiraf etmek zorundasın?
Why, even when we robbed the bank and the posse was chasing us... he wouldn't ride on Saturday.
Bankayı soyduğumuzda, manga peşimizdeyken cumartesi günü ata binmedi.
We are brothers, why wouldn't I believe you?
Biz kardeşiz, neden inanmayım ki?
That's why we took a lease on this place, so we wouldn't have to go back to the city.
Burayı da o yüzden kiraladık. Şehre dönmemiz gerekmeyecek.
– If we knew, why wouldn't we tell you?
Bilseydik niye söylemeyelim ki?
Why, there could be nuns ahead, we wouldn't even see them.
Neden yapıyorsun? İleride rahibeler olabilirdi, onları göremezdik bile.
Why wouldn't we just go to Hemingford?
Neden Hemingford'a gitmiyoruz?
Ifwe had known why they were chasing you, we wouldn't have helped at all.
Neden senin peşinde olduklarını bilseydik zaten yardım etmezdik.
Why wouldn't he? We owe $ 50,000...
- Neden sana satmak istemediğini düşünüyorsun, 50 bin getirmiştik.
Why wouldn't we?
Neden yapmayalım ki?
That's why we wouldn't work together
İşte bu yüzden birlikte çalışmamalıyız.
That's why we gave Mr. Bear a proper burial - so he wouldn't come back mad.
Bay Ayı için uygun bir cenaze töreni yaptık. Geri gelmeyeceği için çok kızgın.
I didn't know why, but when we came through the wormhole, I knew I wouldn't be returning.
Sebebini bilmiyorum, ama solucan deliğinden geçtiğimizde, geri dönmeyeceğimi biliyordum.
If you had, you wouldn't ask why we won't move to the road!
Eğer bulunmuş olsaydın, bizim niye yola göçmediğimizi sormazdın!
So when we found out, we wouldn't be suspicious. - Why did he kill the nurse?
Bunları yaparken de şüphelenmedik
We were trying to have a baby. Why wouldn't I?
Biz çocuk sahibi olmaya çalışıyorduk, neden inanmayayım ki?
Sure, Jerry. We're all set. Why wouldn't we be?
Elbette anlaştık, neden anlaşmayalım?
Why were you so convinced we wouldn't believe you?
Peki neden bizim sana inanmayacağımıza bu kadar çok ikna olmuş vaziyettesin?
- Look, why do you care, huh? Because maybe if we know each other's names, things wouldn't get like this.
Mesele de bu zaten.
Why wouldn't we?
Niye yüze vurmayalım?
- why we wouldn't go together. - I can.
- Ben görüyorum.
Why wouldn't we?
- Neden almayalım?
- Why wouldn't we?
- Neden mi almayalım?
Why we wouldn't want to advertise the fact that, uh, our government's in the kidnapping business, but why not let us know?
Hükümetimiz de bu adam kaçırma işinin içinde. Ama neden bize haber verilmiyor?
Why wouldn't we be?
Neden çıkmayalım ki?
Why wouldn't we?
Neden almayalım ki?
Why wouldn't we? - Well, that surprises me, Dawson.
- Bu beni şaşırttı Dawson.
- Why wouldn't we be?
- Neden olmayalım?
Why, a visit from Mr. Curtis wouldn't be the same if we didn't have to dig his ship out of our mud.
Bay Curtis'in her ziyaretinde gemisini çamurdan çıkarmasak olmaz zaten.
Why wouldn't we?
Neden alamayalım?
- Why wouldn't we?
- Neden istemeyelim?
When I asked my mother why we couldn't all live together, she explained that his wife wouldn't give him a divorce.
Anneme neden birlikte yaşamadığımızı sorduğumda, onun karısının boşanmaya yanaşmadığını söylemişti.
That's why we wouldn't have worked out.
Seninle yürümemesinin nedeni de buydu.
Why wouldn't we?
Neden uyarmayalım ki?
Why wouldn't we?
Neden kullanmayalım ki?
Sure. Why wouldn't we be?
Tabii.Niye oynamayalım ki?
- I don't know why we wouldn't tell Frank.
- Niye Frank'e söyleyemediğimizi anlamıyorum.
I wouldn't want them to think we have an opinion Why are you here, Torp?
Kafamızın çalıştığını düşünmelerini istemem. Sen niye buradasın, Torp?
why wouldn't we be 24
why wouldn't she 34
why wouldn't you 67
why wouldn't it be 80
why wouldn't he 61
why wouldn't they 43
why wouldn't it 20
why wouldn't he be 29
why wouldn't i 174
why wouldn't i be 180
why wouldn't she 34
why wouldn't you 67
why wouldn't it be 80
why wouldn't he 61
why wouldn't they 43
why wouldn't it 20
why wouldn't he be 29
why wouldn't i 174
why wouldn't i be 180
why wouldn't you tell me 19
wouldn't we 73
well 438053
welcome 4679
welcome to hell 49
we need you 478
we are going 52
week 129
weekly 26
west 535
wouldn't we 73
well 438053
welcome 4679
welcome to hell 49
we need you 478
we are going 52
week 129
weekly 26
west 535