English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wise guy

Wise guy translate Turkish

455 parallel translation
Wise guy!
Akıllı herif!
You're a wise guy, ain't you?
Kendini kurnaz birisi sanıyorsun!
He's a wise guy.
Kurnaz herif!
A wise guy, somebody who's very smart.
Bilgiç mi bilgiç, zeki mi zeki biri.
A wise guy.
Ukala dümbeleği.
Not for me, wise guy.
Benim için değil.
Just as I suspected, wise guy.
Tahmin ettiğim gibi, ukala.
Don't be a wise guy.
Bırak laga lugayı.
Wise guy, huh? Sure!
Akıllı çocuk, değil mi?
Beat it, wise guy.
Defolun lan.
- That's why he can be a wise guy.
- O yüzden ukalalık ediyor.
I'm gonna tell the electrician to give it to you slow and easy, wise guy.
Elektrikçiye söyleyeyim de sana ağır ağır versin.
Turn around, wise guy.
Önünü dön bakalım zeki çocuk.
What are you, a wise guy?
Sen kendini çok mu zeki sanıyorsun?
For a wise guy, it's 15 miles.
Zeki biri için 25 kilometre.
All right, your furlough is over, wise guy.
Pekala akıllı çocuk, iznin yandı.
A wise guy in on this, huh?
Bir bu ukâlâ eksikti, ha?
Wise guy.
Ukala.
- Ah, a wise guy.
- Kurnaz herif.
Oh, no, wise guy. Little Jeff ain't talking about that.
- Yo, akıllı çocuk küçük Jeff'in bu konuda söyleyecek sözü yok.
- Oh, wise guy. Thanks for holding her, Officer.
- Onu alıkoyduğunuz için sağ olun memur bey.
- On your way, wise guy.
- Uza bakalım çok bilmiş.
A wise guy.
Ukala herif!
Wise guy, huh?
Akıllı adam, hı?
That's not the reason she gave, wise guy.
O bize öyle demedi akıllı çocuk.
- Wise guy! Let me see that.
İzin ver bakayım.
All right, come on, wise guy, Capt. Kane wants to talk to you.
Pekala, gel bakalım ukala herif. Yüzbaşı Kane seninle konuşmak istiyor.
Wise guy.
Zeki çocuk.
Now, what's with you, wise guy?
Şimdi, ya sen kimsin, zeki çocuk?
Huh, wise guy?
Ha, zeki çocuk?
I thought you was a wise guy from way back.
Eskiden beri zeki olduğunu düşünmüştüm.
A dumbbell or a wise guy?
Bir geri zekalı mı, bir zeki çocuk mu?
A wise guy, I guess.
Zeki çocuk, galiba.
But you're a wise guy.
Ama sen zeki birisin.
Why don't you wise up, you wise guy?
Neden kafanı çalıştırmıyorsun, akıllı çocuk?
Wise guy.
Ukala herif.
Of all people, me - the wise guy, the spectator on the scene of life.
Onca insanın içinde, ben. Ukalâ adam. Hayat sahnesinin seyircisi.
"Monsieur le" wise guy.
Monsieur le hınzır adam.
A wise guy, huh?
Kendini akıllı sanıyorsun, öyle mi?
So I said, " "Don't be a wise guy."
Dedim, "Ayak yapma bana!"
Okay, wise guy.
Pekala zeki çocuk.
And that's how it is in this business too, wise guy.
Ve bu işlerde genelde böyle olur zeki herif.
Wise guy, huh?
Ukalasın, ha?
You're asking too much, wise guy.
Densizlik etme, pişkin herif.
I wanted to wait, but you had to be a wise guy.
Daha beklemek isterdim ; ama sen akıllılık ettin.
And I don't want no more cracks from you and Mr. Wise-Guy Kearns about it either.
Artık senden de "Bay Çok-Bilmiş" ten de bir şey duymak istemiyorum.
This guy Denning's a pretty wise mug, but he ain't wise enough.
Bu Denning kendini akıllı sanıyor ama değil.
One day, a guy gets wise to himself, he gets back that gun.
Bir gün, öteki adam aklını başına toplar ve o silahı geri alır.
He's a wise guy.
- O mu?
- All right, wise guy.
- Pekala, çokbilmiş herif. - Yerinde olsam yapmazdım.
None of your wise-guy stuff.
Sizin gibi ukala dümbeleklerine göre bir iş değil bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]