Workin translate Turkish
1,389 parallel translation
Workin'on a Saturday? Bit keen.
Cumartesi günü de mi çalışıyorsun?
I've been workin'out, ya know!
Ağırlık çalıştığımı biliyorsun.
We're workin'on it.
üzerinde çalışıyoruz.
I was workin'.
Çalışıyordum.
Say I'm workin'at the N.S.A. and somebody puts a code on my desk.
Diyelim ki çalışıyorum. Biri masama bir şifre koydu.
- Workin'with you.
- Seninle çalışmak.
But in 20 years if you're still livin'here, comin'over to my house to watch the Patriots games, still workin'construction, I'll fuckin'kill ya.
Ama 20 yıl sonra hala burada yaşıyor olursan eve gelip televizyon seyredersen hala inşaatta çalışıyor olursan seni gebertirim.
I come out, you workin'for the Dutchman.
Çıktığımda Dutch için çalışıyordun.
Ha! Those kind of women workin'here?
Şurada çalışan kadınlardan mı bahsediyorsun?
I like to know who I'm workin'with.
Kiminle çalıştığımı bilmek isterim.
Now, you see, I already have one of Ray's people workin'for me, and you're the lucky citizen who is gonna be my material witness.
Bak, Raymond'ın adamların biri zaten benim için çalışıyor ve en önemli tanık olacak şanslı vatandaş da sensin.
Beats workin', doesn't it?
İşten iyidir, öyle mi?
- Far as I know, I'm workin'here.
- Bildiğim kadarıyla burada çalışacağım.
- Workin', huh?
- Çalışmak mı?
That's an art project I'm workin'on.
Bir sanat projesi. Daha bitmedi.
I'm not used to workin'like this.
Bana bağırma! Bunu gibi çalışmıyorum.
I see we're still workin'on that Anointed One problem. Probably take days.
Hala kutsanmış olan üzerinde çalışıyorsun ve birkaç gün sürecek öyle değil mi?
Can't you see I'm workin'?
Çalıştığımı görmüyor musun?
- She's workin'out her issues.
- Sorunlarını çözüyor.
So, uh, what are you workin'on?
Ne üzerinde çalışıyorsun?
Workin'the late shift, agent mulder?
- Akşam vardiyasına mı kaldınız, Ajan Mulder?
I'm workin'hard too, you know.
Ben de çok çalışıyorum, biliyorsun
I'm really workin'on it.
Tatlım. Bunun için uğraşıyorum.
When you were workin'with your father, when you were a team.
Babanın yanında çalışırken, takımın bir parçasıyken..
And you're still workin'with water.
Üstelik gene suyla çalışıyorsun.
He was always workin on that truck, you know?
Her vakit, o kamyonetle çalıyordu.
My cousin Derek is in the pen right now... workin'next to a nigger, driving him nigger crazy.
Kuzenim Derek su an hapiste... bir zenciyle beraber calisiyor ve ona kafayi yedirtiyor.
And I'm workin'with a new therapist, you know, terrific, absolutely terrific.
Yeni bir terapiste gidiyorum, kesinlikle müthiş.
You'll be workin'security at Toys'R'Us. - Oh, oh, baby, no, no.
Toys'R'Us'da koruma olacaksınız.
This is not workin'out, Harry.
İşe yaramıyor, Harry.
I bought us a couple of minutes, so get that radio workin', okay?
Birkaç dakika kazandık. Hemen telsiz bağlantısı kurun.
- Hey, hey, I'm workin'here.
- Hey, burada iş yapıyorum.
I think it's what Frost has been workin'on.
Sanıyorum ki Frost'un üstünde çalıştığı o.
You know we've been... workin'all night.
Biliyorsun biz... tüm gece çalıştık.
I've been workin'out.
Çalışıyordum.
Workin'my way to the bottom, Jack, just like you.
Dibe doğru yol alıyorum, Jack, tıpkı senin gibi.
Oh, that's workin'.
Şunlara bak. Şunlara bak.
- Antibiotics ain't workin'.
Antibiyotiklerin faydası dokunmuyor artık.
I'm just a poor ol'workin'cowhand.
Ben sadece zavallı ve cahil bir kovboyum.
I got Pogue and that government fella in there, workin'on a cure.
Pogue ve hükümet görevlisi virüse deva arıyorlar.
I want you to feed and water these horses right away. They've been workin'real hard.
Atlar için yiyecek ve içecek istiyorum hemen.
So what happens to your average workin'Joe when Wicks Morton goes down?
- Babandan. O zaman Wick Morton battığında senin çalışan adamına ne olacak?
You know, I've been workin'four jobs just to pay my tuition, and, uh, I don't know, I just blew my final exam.
Bilirsiniz, sadece harcımı ödemek için dört işte birden çalışıyordum. Ne bileyim. Son sınavımı da batırdım.
I can picture us like yesterday, workin'summers on the beach, carrying the oars back across the hot sand.
Yazları sahilde nasıl çalışırdık. Kızgın kumlarda kürek taşırdık.
Hell of a time to be workin'.
Ne çalışma zamanı ama.
What are you workin'on? Cup.
Ne üstünde çalışıyorsunuz?
I gotta load the truck. Jesus, man, you're such a fuckin'workin'man now.
Tanrım, çok meşgul bir adam olmuşsun.
Lucinda's fishin', and Papa and Middle are workin'.
Lucinda balık tutuyor. Babamla Ortanca da çalışıyor.
You know, you've got a few too many rules working for you... and way too many rules workin'against me!
Kendine ne kadar yasak varsa hepsini koyuyorsun ve... Bu yasakların hepsi bana karşı çalışıyor.
How long you been workin'here?
- Kaç yıldır burada çalışıyorsun?
Been workin'on the act... planning and that.
Gösteri üzerinde çalışıyordum... plan yapıyordum.
working 544
working late 62
working hard 48
working together 81
working on it 161
working girl 21
working out 31
working people 18
working with you 23
working late 62
working hard 48
working together 81
working on it 161
working girl 21
working out 31
working people 18
working with you 23