English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Working on it

Working on it translate Turkish

4,851 parallel translation
I'm working on it.
Uğraşıyorum işte.
I'm working on it.
Üstünde çalışıyorum.
Working on it!
Uğraşıyorum!
Max is working on it right now.
Max şu anda üzerinde çalışıyor.
Well, I've been working on it since I got home.
Eve geldiğimden beri bununla uğraşıyorum.
We're sure working on it, kid.
Uğraşıyoruz evlat.
And bail? We're working on it.
- Üzerinde çalışıyoruz.
I didn't think it would be right for you to keep working on it.
Çalışmanı sürdürmen doğru olmaz diye düşündüm.
I'm working on it.
- Bunun üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on it.
- Bulmaya çalışıyorum.
Working on it.
- Deniyorum.
Uh, working on it.
- Bulmaya çalışıyorum.
Yeah, we're working on it.
Uğraşıyoruz.
I've been working on it all summer.
Bütün yaz çıksın diye uğraşıyorum.
I'm working on it.
Bu konu üzerinde çalisiyorum.
Daizo's still working on it.
- Daizo çalismaya devam ediyor.
So am I. We're working on it, but seriously, are you about to kamikaze into a Decima fortress with a bunch of nerds?
Bulmaya çalışıyoruz, ama ciddiyim, bir avuç inekle Decima'nın kalesine girmeye mi çalışacaksın?
Okay, I keep working on it.
Tamam, üzerinde çalışmaya devam edeceğim.
We're working on it now.
- Üzerinde çalışıyoruz.
Mm, working on it.
Üzerinde çalışıyorum.
We're working on it diligently.
Ama bu konuda çok özenle çalışıyoruz.
Yes, I'm trying. I'm working on it.
- Evet, uğraşıyorum...
Maintenance is working on it, but it'll take a while.
Tamir etmeye başladılar ama biraz zaman alacaktır.
Mm, I'm still kind of working on it.
Hala üzerinde çalışıyorum.
I'm working on it.
Üzerinde çalışıyorum.
Working on it.
Hemen hallediyorum.
We're working on it.
Bunun üzerinde düşünüyoruz.
Irene and Jedikiah are working on it.
Irene ve Jedikiah üzerinde çalışıyorlar.
We're working on it, Ted.
- Uğraşıyoruz Ted.
Working on it.
- Üzerinde çalışıyorum.
I'm working on it!
Üzerinde calisiyorum
Rumor Mill's working overtime on it.
Söyletintilere göre Mill'de ona uğraşıyormuş.
- I was taking it easy on you since you're working With only one eye and no tail.
- Tek bir gözle ve kuyruksuz çalıştığından beri üzerine pek gitmemeye çalışıyorum.
I was working on decrypting it, well, at least until I got two new things on my honey-do list.
Şifrelerini çözmeye çalışıyordum bana verilen iki yeni görev gelinceye kadar.
It's time to either finish up what you're working on or pass it on.
Neyin üstünde çalışıyorsanız bitirmenizin ya da birine devretmenin zamanı geldi.
She's still working on it!
Hâlâ üzerinde çalışıyor!
It was kind of scary that I was that excited about working on Microsoft excel.
Microsoft Excel'de çalışırken heyecanlanmam biraz ürküttü beni.
Working on it.
Uğraşıyorum.
When I go in for my annual review, it's measured on the number of arrests that you make working in conjunction with Internal Affairs, and so far, that number's one...
Yıllık toplantıya girdiğimde iç işleri ile bağlantılı olarak çalıştığın süre boyunca tutukladığın adam sayısı ölçüldü. Bir numaralı tanığa hala epey uzaksın.
What's going on, is you and Harvey made an impulsive deal for you to come here, and clearly, it's not working out, or you'd be having this conversation with him and not me.
Burada olan şey buraya gelmen için Harvey ile düşünmeden anlaşmanız ve açıkça görülüyor ki, bu iş yürümüyor. Yoksa bu konuşmayı benimle değil onunla yapardın.
I know, I am working on that, but until we figure it out I say we play nice with the Founder.
Biliyorum, onu halletmeye çalışıyorum, ama bir çıkar yol bulana kadar Kurucu'ya karşı iyi olalım derim.
It's like working on a normal brain, only it's smaller.
Aynı normal beyin üzerinde çalışmak gibi ama daha küçük.
Well, I've had I.T. working on shutting down both Chandler's and Vargas'access, and they were finally able to do it.
IT Departmanı, Chandler ve Vargas'ın .. giriş izinlerinin iptali üzerinde.. .. çalışıyordu ve..
Apparently he was up there working on the flagpole, and... was hit by lightning and it blew him right off the roof.
Anlaşılan oraya bayrak direğini yapmaya çıkmış sonra yıldırım çarpmış ve çatıdan düşmüş.
But so nice to... it's so nice to know that we have such a... Hard-working man on this show.
Sizin gibi- - Sizin gibi çalışkan birinin burada olması çok güzel.
It's this hot new bar sofia and I are working on Saturday.
Bu dediğim yeni bir bar ve Sofia ve ben Cumartesi orada çalışacağız.
It's the man working on your tub.
Küvetin için çalışan adamın sesi o.
I had the kids working on some, but I had to put it on the back burner.
Çocuklara bunu yaptıracaktım ama arka plana atmıştım.
Oh, I was working on a file in the bathtub last night, and I forgot to bring it back to the office.
Dün gece küvette bir dosya üzerine çalışıyordum, ofise geri getirmeyi unutmuşum.
One of the things that you do as you start working on exhibition is to think about what the whole narrative will be, but you're also cataloguing each work individually, so at a certain point it becomes a mosaic, perhaps, rather than a seamless narrative.
Bir sergi için çalışmaya başlamadan önce anlatılacak öykünün bütününü düşünürsünüz. Aynı zamanda, her bir eseri tek tek listelersiniz. Bir noktada dikişsiz bir öykü bütünlüğünden ziyade mozaik benzeri bir yapıya ulaşırsınız.
It had to have been that machine he was working on, the one he talked about last night, 19 hertz.
Üzerinde çalıştığı o makine olmalı hani geçen gece bahsettiği 19 hertz meselesi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]