Working out translate Turkish
4,856 parallel translation
B613 is working out of our office now.
B613 artık bizim ofiste çalışıyor.
Our plans are working out quite nicely.
Planımız gayet güzel işliyor.
Did I catch you working out? No.
- Hayrola, spor mu yapıyordun?
How can I stay home when my baby's working out at sea.
Bebeğim denizde çalışıp ter dökerken nasıl evde oturabilirim.
That's not working out so great.
O işin sonu iyi olmadı.
- Things just weren't working out, ok?
- İşler çığrından çıktı tamam mı?
What do you mean, things weren't working out?
İşler çığrından çıktı derken?
She said things weren't working out.
İşlerin çığrından çıktığını söyledi.
Plus, all this working out, it's really good stress relief from the big move.
Ayrıca bütün bu egzersiz stres atmama yardımcı oluyor.
How's that spey rod working out?
Uçurma balıkçılığı nasıl gidiyor?
Well, that's what you get for working out once a month.
Ayda bir ay spor yaparsan böyle olur.
Had her little brother with her, the one working out at the counter.
Yanında şu anda tezgâha bakan küçük kardeşi vardı.
I am on top of it. How's your plan working out?
Senin plan nasıl gidiyor?
We are so good at working out our issues.
Problemlerimizi halletmekte çok iyiyiz.
How's that working out for you?
Nasıl gidiyor peki?
Virginia, God bless her, tried... tried to give me some baloney story about how they're publishing the study, working out of the hotel.
Virginia, Tanrı yardımcısı olsun, bana otelde çalışmayla uğraştıkları hakkında bir palavra uydurmaya çalıştı.
It's working out perfectly.
- Çok iyi gidiyor.
I guess this is not working out, Dr. "Russellstein."
Sanırım uyum sağlayamayacağız Dr. Russellstein.
How's that working out, Robbie?
Bu şimdiye kadar nasıl sonuçlandı Robbie?
That bloke your man had a punch-up with, he's working out at Chandler's orchard.
Sizin adamla kavga eden adam, Chandler'in meyveliğinde çalışıyor.
And how is that working out?
Peki nasıl gidiyor?
Hey, I know this place isn't working out the way anyone hoped,
Hey, burasının hepimizin umduğu kadar iyi çıkmadığını biliyorum.
Brad Mullin... Seaman Recruit working out of Dam Neck in Virginia Beach.
Brad Mullin, Virginia Sahili'ndeki Dam Neck'te denizcilere acemi eğitimi veriyor.
Brad Mullin, Seaman Recruit working out of Dam Neck in Virginia Beach.
Adı Brad Mullin Virginia Sahili'ndeki Dam Neck'te denizcilere acemi eğitimi veriyor.
Danny sent over all the known financial fronts for terrorist organizations working out of Ghazni.
Danny, Gazni'de teröristler için çalışan tüm bilinen finansal paravanları yolladı.
Yeah, how's that working out for you, Pat?
Bunun sana getirisi ne oldu, Pat?
We're working it out.
Beraber çalışıyoruz.
I met her when she was working at the Tropicana about a year before I shipped out to the sandbox, my last tour.
O Tropicana'da çalışırken tanıştık. Son seferimde kum havuzuna yollanmadan 1 sene önceydi.
You know, I know dish a lot of crap about cops but... all the nights my dad was out working late, there was always somebody from his department coming and checking on us, making sure that we were okay.
Biliyorsun polisler ile ilgili her haltı bilirim. Babamın geç saatlere kadar çalıştığı gecelerde mutlaka birini gönderip iyi olup olmadığımızı kontrol ederdi.
Did you find out why the heat's not working?
Isıtıcının neden çalışmadığını bulabildin mi?
Sometimes he passes out from working so hard.
Bazen, o kadar çok çalışmaktan baygın düşüyor.
I've tried, but word's gotten out working for you tends to... shorten one's life expectancy.
Denedim lakin söylentilere bakılırsa sizin için çalışmak hayattaki beklentileri kısaltıyormuş...
- It's working. - Tammy, I should let you know I just got out of a highly intense soul bond with my previous spirit mate.
- Tammy, sana şimdiden söylemeliyim önceki ruh eşimle olan ruhsal bağımızdan daha yeni çıktım.
We have had Sergeant Voight working for us since he got pulled out of lockup, a stipulation to his release.
Çavuş Voight köşeye sıkıştığından beri bizimle çalışıyordu. Serbest bırakılması şartıyla.
You're working late. I thought the Tribune was almost out of business.
Tribün neredeyse iflas ediyordu.
Going to an exotic location, striking out on your own, working 9 : 00 to 5 : 00.
.. egzotik bir yere gidiyorsun. 9-5 arası tek başına çalışacaksın.
Sun's out, got my smokes, and a murder case worth working.
Güneşli hava, sigaram yanımda araştırılmaya değer bir cinayet vakası da cabası.
But you can find out, right, if he's working a double?
Ama çift vardiya yapıyor mu diye öğrenebilirsin değil mi?
I was waiting outside while the doctor was working on her, and then I saw him run out and get in his car.
Doktor onunla çalışırken ben dışarıda bekliyordum, sonra doktorun koşarak arabasına bindiğini gördüm.
I've been working this nonstop to try to figure it out for them.
Onların hak edeceği bir anlaşma düşünüyorum durmadan.
We are running out of time. - Working on it.
Zamanımız tükeniyor.
She's only working here so she can get closer to the Atrians so she can figure out the secret of cyper.
Burada sadece Atrianlara daha yakın olup, cyperin sırrını öğrenmek için çalışıyor.
I'm working on her all the time, and slowly but surely- well, it worked out then, didn't it?
Sürekli onunla meşgulüm, yavaş ama emin adımlarla... Çözdün o zaman, değil mi?
No, Peter, if I'm gonna be out of the house working, you're gonna have to take over for me in the house.
Hayır Peter. Eğer ben ev işini yapmayı bırakacaksam bu ev işlerini artık senin yapman gerekecek demek oluyor.
Now that you're working there, find out all you can about what he's up to.
Artık orada çalıştığına göre, neler yaptığını iyice bir öğrensen.
We're still working that out.
Üzerinde çalışıyoruz.
Now, if you put out that the profiler who's been working with the Pittsburgh Bureau believes that this guy is... nothing more than a... a cheap disciple- - no, better yet, a copycat- - of convicted serial killer Robert Burkhart, I think he'll show his hand.
Eğer FBI için çalışan analizcinin onun hakkında basit bir çömez ve suçu kanıtlanmış bir seri katil olan Robert Burkhart'ın taklitçisi olduğu haberini basına vermesini sağlarsak bence ortaya çıkacaktır.
So, since SOCO has started working in the area, I've been interested in finding out whether there could be any impact on the security situation.
SOCO bu bölgede çalışmaya başladığından beri bölgenin güvenliğine etkisi olup olmadığını anlamak istedim.
Now will you help me figure out why this algorithm isn't working?
Şimdi, bana bu algoritmanın neden çalışmadığını bulmama yardım eder misimiz?
If it comes out that you're working here, even as a favor, you think your bosses at TI would be okay with it?
İyilik için bile olsa burada çalıştığın ortaya çıkarsa TI'daki patronlarının bundan hoşlanacağını düşünüyor musun?
We were working, and all of a sudden, these tendrils lurched out of the Beamer console and seized the Volm communicator.
Çalışıyorduk ve birden bu filizler Projektörün konsolunda sallandı ve Volm iletişimcisine el koydu. Ve onu kızarttı.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of town 49
outstanding 214
out of nowhere 149
outside of work 17
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of town 49
outstanding 214
out of nowhere 149
outside of work 17
out of 299
out loud 97
out of my sight 38
out of respect 50
out like a light 17
out of mind 55
out of my house 22
out of time 18
out of love 16
out of the way 896
out here 191
out of my sight 38
out of respect 50
out like a light 17
out of mind 55
out of my house 22
out of time 18
out of love 16
out of the way 896
out here 191