Wouldn't've translate Turkish
7,768 parallel translation
Lieutenant said he asked to change his shift and wouldn't take no for an answer.
Teğmen onun vardiyasını değiştirmek istediğini ve hayırı cevap olarak kabul etmediğini söyledi.
You're probably worried about them, but I wouldn't if I were you, because ten to one, they've eloped to New York where they belong.
Büyük ihtimal onlar için endişelenmişsindir ama senin yerinde olsam endişelenmezdim onda bir bahse varım New York'a, ait oldukları yere dönmüşlerdir.
And I think people believed that he wouldn't because they felt that he was a true believer in this kind of radically
Ve ben insanların inanıyordu düşünüyorum Onlar hissettim çünkü o olmaz O gerçek bir mümin olduğunu radikal bu tür
I still wouldn't know where to go and buy crack on the streets or buy heroin, but I do know how to go online and find it.
Hala bilemeyiz nerede gidin ve sokaklarda çatlak satın ya da eroin almak, ama ben biliyorum nasıl online gidip onu bulmak için.
He wouldn't have been a flight risk and he's never been and is not a danger to anyone.
O bir uçuş olmazdı risk ve o olmamıştı ve kimseye bir tehlike değildir.
No, I don't have a boyfriend and if I did he wouldn't be a jock or a metal head.
Hayır... Erkek arkadaşım yok ve olursa da İskoç veya metalci olmaz.
Obesey and Stayput wouldn't want us to give up.
Obesey ve Stayput vazgeçmemizi istemezlerdi.
I feel like if she were talented like you, and she knew how to sew and knew beauty tips, that she wouldn't need a prince to make her feel better about herself.
Bence, senin gibi yetenekli olsaydı dikiş dikmeyi ve güzellik sırlarını bilseydi iyi hissetmek için bir prense ihtiyacı olmazdı.
And that way she wouldn't have to choose whether or not to thank me.
Ve bu sayede de bana teşekkür etmeli mi yoksa etmemeli mi bilemiyordu.
She purposefully put'em way in the back so, by the time that I got to'em I'd forget they were dirty in the first place and I wouldn't have to choose whether or not to tell her i appreciated her.
Tıpkı benim ona yaptığım gibi o da gömlekleri gizlice koymuştu... Bu sayede onları dolapta bulduğumda ne zaman yıkayıp koyduğunu bilemiyordum. Ve ona ne kadar minnettar olduğumu söyleyip söylememe arasında kararsız kalıyordum.
Then he thought there wouldn't be much point because she's already unconscious... and wouldn't feel any pain from the kick or the knife
Pek kafasına yatmadı. Sonuçta baygındı ve tekmeler ya da bıçaktan acı duymayacaktı.
- and the door wouldn't open.
- ve kapı açılmayacaktı.
Jamie, if you wouldn't mind getting me something to drink while the Duke and I get better acquainted?
Jamie Dük ve ben arkadaşlığımızı ilerletirken bana içecek bir şeyler getirir misin?
And it was totally crazy that I wouldn't meet your parents.
Ve ailenle tanışmamam da çok saçmaydı.
- Well, if that's all you've got, I wouldn't be too optimistic about your future here at Reconnoiter.
- Eğer elinde sadece bu kadar varsa, Reconnoiter'da bir geleceğin olabileceği konusunda pek iyimser olamayacağım.
- If that's all you've got, I wouldn't be too optimistic about your future here at Reconnoiter.
- Eğer elinde sadece bu kadar varsa, Reconnoiter'da bir geleceğin olabileceği konusunda pek iyimser olamayacağım.
I wouldn't ask if it was just for the money or the perks that come with fame, and, yes, there are some good ones, but...
Sizden bunu sırf para ya da şan ve şöhretle gelecek şeyler için istemiyorum.
Alan is sitting on the world's biggest firecracker and they're about to light the match, so I really wouldn't... turn up my nose at a little human kindness right now.
Alan şu anda dünyanın en büyük ateşleyicisinin üzerinde oturuyor ve birazdan kibriti çakmak üzereler bu yüzden ben olsam içten gelen bir kibarlığa burun kıvırmazdım.
You wouldn't fucking believe what they've done to the place.
Mekânı ne hâle getirmişler bir görsen aklın şaşar.
I'd end up looking like some sort of potato. And I wouldn't even know what day of the week it was.
Patates olmuş ve hangi günde olduğunu bilmeyen bir halde olurdum.
Firstly, you've been drinking and we promised we wouldn't drink on the job.
İlk olarak, içki içmişsin iş esnasında içki içmemeye yemin etmiştik.
And you, look into your brother's eyes! Is it possible that he wouldn't fulfill any of your desires?
Ve sen, neden ağabeyinin gözlerine bakıp ve ona hiç bir dileğinin yerine gelmediğini söylemiyorsun?
And I wouldn't miss it for the world.
ve dünya için ıskalamam.
You look me in the eye and tell me that you're certain that if I brought the Urca gold back here past those guns, he wouldn't use his position to rob me of every last ounce of it.
Gözümün içine bak ve bana Urca altınıyla döndüğümde o toplarla bizi soyup soğana çevirmeyeceğini söyle haydi.
What Maya and Kip wouldn't give for their wooden branch at home.
Maya ve Kip evlerindeki dalda uyumak için neler vermezdi.
And then... we wouldn't have faced that down round... and... we... wouldn't have had to settle for acquisition.
Ve sonra düşüş raunduyla yüzleşmek zorunda kalmazdın. Ve biz kazancı sabitlemek zorunda kalmazdık.
Connor and Jenna wouldn't help her, but you and I did.
Connor ve Jenna, kıza yardım etmediler.
All right. I've had a couple beers... I'm gonna say something I usually probably wouldn't have.
Birkaç bira içtim ve normalde söylemeyeceğim şeyleri söyleyeceğim.
I mean, you couldn't and you wouldn't.
Yani, yapamazdın ve yapmadın.
I, I've been trying to think of a way to tell you this where you wouldn't freak out, but...
Bunu canını sıkmayacak bir şekilde söylemenin bir yolunu arıyordum.
- And you wouldn't know my real name.
- Ve gerçek ismimi bilmiyor olurdun.
- But we said no, and told him you wouldn't take less than 12.
Tabii kabul etmedik ve 12 milyondan aşağısı olmaz dedik.
It's just, you know, we're a new business, and we're hardly on our feet, and I said I wouldn't...
Sadece, yeni bir işletmeyiz, ayaklarımızın üstünde zor duruyoruz ve ben...
If I had a kid and Harry slapped it, I would kill him myself, but I wouldn't drag in the law...
Eğer bir çocuğum olsaydı ve Harry ona tokat atsaydı onu kendi ellerimle öldürürdüm ama hukuki yollara başvurmazdım.
She wouldn't give an answer, she said, "I'll call you up when I get back around 12 : 00."
Kadın cevap vermez ve "Saat 12 civarı döndüğümde seni ararım" der.
And earlier, Clay's eyesight was off and the wound on his head wouldn't heal.
Öncesinde de Clay'in gözleri bozulmuş ve alnındaki yara iyileşmemişti.
... she wouldn't have cared to take you all the way to Kolkata so close your eyes and sit quiet for sometime...
Seni Kolkata'ya kadar götürmeyebilirdi. Gözlerini kapat ve bir süre sessizce otur.
Wouldn't want you to trip on any old paint cans or anything like that, but hopefully everything down here, you know, has been properly painted and put where it's supposed to be.
Eski boya kutularına falan takılıp düşmek istemezsiniz. Umarım buradaki her şey düzgün boyalı ve olması gerektiği yerdedir.
So I made a decision that I wouldn't be with Frank. So I wanted to talk to him and tell him that we were not going to be together again.
Bu yüzden Frank'le olamayacağıma karar verdim ve onunla konuşup bir daha birlikte olmayacağımızı söylemek istedim.
She wouldn't have done that to her kid, and she wouldn't have done it to us.
Kendi çocuğuna bunu yapmazdı, ve tabi bize de.
I wouldn't send you to the worst we've got.
En kötüsüne göndermezdim bile seni.
I wouldn't go to all the pain in the arse trouble of cooking, so stop being such a narky cow and have some bloody wine.
Bu kadar yemeği yapmak için kıçımı yırtmazdım. Yani mızmızlanmayı bırak ve biraz şarap al.
I called you here because you've been a friend, and I figured you wouldn't be judgey no matter what I choose.
Seni buraya çağırdım çünkü benim arkadaşımdın, ve neyi seçersem seçeyim beni yargılamazdın.
He had been going up to Monterey and the Russian River Valley a lot, but he wouldn't be out of touch like this.
Monterey'e ve Russian River Valley'e çok giderdi ama hiç böyle irtibatı kesmezdi.
And, Mr. Meeks, had it not been for you overcoming the loss of your first big case as an ADA, you wouldn't have turned into one of the most respected lawyers in all of New York.
Ve Bay Meeks, Bölge Savcı Yardımcısı olarak ilk büyük davanızı kaybetmenin üstesinden gelemeseydiniz New York'un en saygın avukatlarından biri olamazdınız.
Look, I love the initiative you're taking here at Topo and we wouldn't be offering you this job if we didn't think that you were really part of the family.
Bak, Topo'daki girişimlerine hayranım ve ailenden olduğunu düşünmeseydik sana bu işi teklif etmezdik.
I feel stupid for being in here... and stupid for thinking that it wouldn't ruin my life and that it would be okay.
Burada olduğum için aptal gibi hissediyorum kendimi. Hayatımı mahvetmezmiş ve önemli bir şey değilmiş sandığım için de.
Oh, you wouldn't believe some of the cases we've had.
Eski davalarımızın bazılarına inanamazsın.
If you took a shit, then your shit took a shit, and became Mayor of Detroit, that wouldn't even come close to the level of shittiness of that food.
Eğer kalıcı olarak bıraktıysan git ve Detroit Belediye Başkanı ol o bile o yemeklerin boktanlık seviyesine ulaşamaz.
He'd be freakin'smiling because the taste of himself is so good that he wouldn't fear death no more.
Tadı çok iyi olduğu için manyak gibi gülümserdi ve artık ölümden korkmazdı.
And I'm a ferocious, pissed-off, real mother, but you wouldn't know nothing about that, would you?
Ben gaddar, sinirli ve gerçek anneyimdir ama sen bilmezsin bunları.
would 251
wouldn't 33
would you like some coffee 97
would you like some 121
would you like some tea 119
would you like a cup of tea 61
would you 3241
would i lie to you 18
would you like something to drink 80
would you mind 397
wouldn't 33
would you like some coffee 97
would you like some 121
would you like some tea 119
would you like a cup of tea 61
would you 3241
would i lie to you 18
would you like something to drink 80
would you mind 397
would you do me a favor 67
would you like some water 61
would you like a drink 233
wouldn't you like to know 93
would you like to come 39
would you mind if i 20
wouldn't miss it for the world 25
would you say 88
would you like to join me 26
wouldn't have it any other way 18
would you like some water 61
would you like a drink 233
wouldn't you like to know 93
would you like to come 39
would you mind if i 20
wouldn't miss it for the world 25
would you say 88
would you like to join me 26
wouldn't have it any other way 18