Would you like to translate Turkish

Ohh. So, Sheriff... what would you like to try first?

Pekala Şerif önce ne denemek istersin?

Would you like to see your desks?

Masanızı görmek ister misiniz?

Which one would you like to see first?

Önce hangisini görmek istersiniz?

How would you like to be the governor?

Vali olmak ister misin?

Would you like to join my Gentlemen's Club?

Centilmenler Kulübü'me katılmayı ister misin?

Would you like to know what the doctors'names were?

Doktorların adlarını öğrenmek ister misiniz?

- Would you like to tell me.

- Hayır, bir dakika bekleyin.

Would you like to tell me what is the meaning of this?

- Tek bir şey bilmeniz gerek. Bunun ne anlama geldiğini söyler misiniz?

Dr. Williams, would you like to administer the lidocaine?

Dr. Williams, lidocaine vermek ister misin?

Would you like to rethink the question?

Soruyu tekrar düşünmek ister misin?

Would you like to discuss that over Peruvian tapas?

Bu konuyu Peru tapası yerken tartışmak ister misin?

And for your courage, my bold friend, how would you like to make your new home at 224 Harmony Lane?

Ve cesaretin için cesur arkadaşım yeni evini 224 Harmony Caddesinde yapmaya ne dersin?

How would you like to do your good friend a little favor?

İyi arkadaşına bir iyilik yapmaya ne dersin?

Would you like to see it?

Görmek ister misin?

Well, how would you like to drive around Los Angeles and look for a juror?

Los Angeles'ta gezip bir jüri üyesi aramaya ne dersin?

Would you like to order now or after that galaxy is destroyed?

Şimdi sipariş vermek ister misiniz yoksa galaksi yok olduktan sonra mı?

Would you like to support my baseball league for underprivileged youth?

Basketbol ligimi desteklemek ister misiniz yoksul bir genç için?

So, would you like to go on a date with me?

Benimle bir randevuya çıkar mısın?

Would you like to get together sometime?

Bir ara buluşmak ister misin?

Okay, Wendy, where would you like to tinkle?

Pekala Wendy, nerede "çişini yapmak" istiyorsun?

- Would you like to hear one?

Bir tane dinlemek ister misin? Tabii, tabii.

Would you like to partake in a special gamble where the winners become billionaires?

Kazananların milyarder olduğu özel kumara katılmak ister misiniz?

Would you like to compete against me?

Benimle kapışmak ister misiniz?

Uh, would you like to take over?

Göz atmak ister misin?

Would you like to go to dinner with me again?

Benimle bir akşam yemeğine daha çıkmak ister misin?

Yeah, well I for one would like to know. Why don't you call a meeting?

En azından birini bilmek isterim.

Uh, there's- - there's some people here that would like to see you.

Burada seni görmek isteyen bazı insanlar var.

I would like to, but I honestly have no idea what you're talking about.

Çok isterdim ama neden bahsettiğini zerre anlamadım.

You know, I would like to be an agent someday.

Ben de bir gün menajer olmak istiyorum.

Jack would like to see you in his office. Oh.

Jack ofisinde seninle görüşmek istiyor.

- Would you like me to shave the beard?

- Sakalımı kesmemi ister misin?

I would imagine there are some things you've done or said on the Internet you wouldn't want Heidi to know about. Uh-oh. Did you like the movie, hon?

Herhalde internette, Heidi'nin bilmesini istemeyeceğin şeyler yapmış ya da söylemişsindir.

Who would like to see the Hyperloop, a new mode of travel that can take you from here to Dubai in nine minutes?

Kim Hyperloop'u görmek ister, 9 dakika içinde buradan Dubai'ye sizi götürecek yeni taşıt aracı?

Would you like to dance?

Dans etmek ister misin?

Like, I would never bring you to a party with Zeke. Who is Zeke?

Mesela, seni asla Zeke'in olduğu bir partiye götürmezdim.

Would you like for me to contact her boyfriend?

Erkek arkadaşına ulaşmamı ister misiniz?

Your Honor, as the victims'mother, I certainly would like to see justice done, but as an officer investigating the case, I feel that I also must tell you that I am confident that Tyrone Hensdale did not steal the truck that he was driving.

Sayın Hakim, mağdurların Annesi olarak kesinlikle adaletin sağlandığını görmek isterim ama davayı soruşturan bir polis memuru olarak Tyrone Hensdale'in kullandığı pikap aracı çalmadığını da gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.

Would you like the NYPD to publically investigate that theory, Mr. Rivera?

Polisin halka açık olarak bu teoriyi araştırmasını ister misiniz, Bay Rivera?

I would like to report that, Your Majesty, and that you are a woman of your word.

Bunu bildirmek ve sözünüzün eri olduğunuzu söylemek isterim Majesteleri.

I would like to see it succeed as much as you, Majesty.

Sizin kadar ben de bunun başarılı olduğunu görmek isterim Majesteleri.

So... Gregory's Mom would really like to meet you and Grandma.

Gregory'nin annesi seninle ve büyükannemle tanışmak istiyor.

Ms. Bunch. I would like to begin by saying, I truly admire your dedication to your clients, and the amount of passion that you have for this case.

Bayan Bunch, müvekkillerinize olan bağlılığınıza ve bu davaya olan tutkunuza gıptayla baktığımı söyleyerek başlamak istiyorum.

I have asked you to join me because I have made a decision regarding the Coronation Committee, which is that I would like my husband to be the Chairman of that Committee.

Sizi buraya çağırmamın sebebi Taç Giyme Komitesi'yle ilgili bir karara varmış olmam. Kocamın Komite Başkanı görevini almasını istiyorum.

If you wanted to go dark, would someone like me be able to find you?

Sen görünmek istemezen benim gibi birinin seni bulmasını ister miydin?

Would you like to use my phone, Mr Bus Driver?

Benim telefonumu kullanmak ister misiniz Bay Şoför?

So, would you like us to obliterate your lifelong roommates, or do you promise to come along quietly?

Hayat boyu oda arkadaşlarını yok etmemizi ister misin yoksa sessizce eşlik edeceğine söz veriyor musun?

So darling, how would you like me to finish her off?

Sevgilim, işini nasıl bitirmemi istersin?

- Would you like me to...

- Kalmamı ister... - Dışarı.

Why would you want to go do something like that?

Neden böyle bir şey yapmak istiyorsun ki?

I would like to speak to you as a father.

Size bir baba olarak sesleniyorum.

- Would you like to meet him?

Tabii ki!