English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You have a wife

You have a wife translate Turkish

1,189 parallel translation
I know you have a wife, you have a family.
Bir karın var, bir ailen var, biliyorum.
You have a wife, a son, and your life ahead of you... and you're wasting your time here like a fool!
Bir karın, bir oğlun ve önünde yaşanacak bir hayatın var ama sen bir aptal gibi zamanını burada harcıyorsun!
Do you have a wife?
Karın var mı?
I mean, you have a wife, and you love her, and that's so nice.
Senin bir karın var ve onu seviyorsun. Bu harika bir şey.
So, do you have a wife?
Ee? Karın var mı?
You have a wife?
Evli misiniz?
I hope you haven't forgotten you have a wife
Bir karın olduğunu unutmazsın umarım.
You have a wife that loves children so much.
Çocukları çok seven bir karın var.
You have a wife and two kids.
Senin karın ve iki çocuğun var.
Do you have a wife?
Eşiniz var mı?
Well, you'll eat better, that's for sure, once you have a wife to cook for you.
En azından sana yemek yapacak bir karın olunca daha iyi beslenirsin.
- Do you have a wife in Paraguay?
- Paraguay'da bir karınız var mı?
You don't know if you have a wife?
Bir karınız olup olmadığını bilmiyor musunuz?
Hey! So if you have a wife and I don't, does that mean I'm expendable?
Yani senin karın var, benim yok, bu beni harcanır mı kılar?
And a few hours ago, my wife... she was, uh, murdered right in front of my eyes. So, uh, you're just gonna have to forgive me... because I've never been poisoned before.
Birkaç saat önce karım gözlerimin önünde öldürüldü.
My wife's gonna have a fit when I tell her that you were in my cab.
Taksime bindiğinizi söylediğimde karım çok sevinecek.
I'll have you know, just to see this movie... I left my wife home sick in bed... and I haven't seen a thing.
Dinle, sırf bu filmi görmek için karımı evde hasta yatağında bıraktım.
Holiday, is it? You have my niece for a wife all right.
Tatil, öyle mi?
You're right, why, you have a family, wife and son
Bir ailen var, bunu biliyorum.
So, it's my wife and I, you know, we have a family too, and we have ought to thing about this.
O zaman, karım ve ben, bilirsin, bir aile olmaya devam edeceğiz, ve biz bu konuda gerekeni düşüneceğiz.
You're my wife and I love you, and I'll marry you a hundred times to prove it if I have to.
Sen benim karımsın ve seni seviyorum, ve eğer bunu kanıtlamam gerekiyorsa seninle yüz kere evlenirim.
You and your crusading cunt of a wife... - have caused us a lot- - - Jimmie, please don't.
Sen ve senin değersiz karın, başımıza bir sürü bela açtınız.
Your wife tells me you have a plan... to put Parnell and Scalise away.
Karın bana, Parnell ve Scalise'yi yakalatmak için bir planın... - Olduğunu söylüyor.
You possess a wife, she's the only treasure I have not won.
- Ne? Bir karın var, kazanmış olmadığım tek hazine o.
Excuse me, Mr Thurmont, you tiny, little, worm-like, infinitesimal prick, could I have a word with my wife, please?
Affedersiniz, Bay Thurmont, sizi ufacık, küçük, solucan tipli, küçük ahmak, karımla kısa bir konuşma yapabilir miyim, lütfen?
Then you have "Mr Klein died, leaving a wife, two children and a spacious three-bedroom apartment with a wood-burning fireplace."
O zaman şöyle yazılırdı : "Mr. Klein, ardında bir eş iki çocuk ve üç odalı, şömineli geniş bir daire bırakarak vefat etti."
You're a fine, upstanding man. You have a beautiful wife who loves you.
Sen iyi bir insansın Seni seven güzel bir karın var.
You're not sure? I don't have a wife.
Karın olup olmadığını bilmiyor musun?
I have never wanted a woman as much as I wanted you, never, not even my wife.
Seni, istediğim tüm kadınlardan daha çok istiyorum. Karımdan bile çok.
You have a beautiful wife, wonderful children, a wasteland.
Güzel bir karın var, harika çocukların, toprakların.
You're a lucky man to have such a good-hearted wife.
Bu kadar iyi kalpli biriyle evli olduğunuz için şanslısınız.
I don't want to get too personal but do you have a good relationship with your wife?
Kişisel konulara girmek istemiyorum, ama karınla iyi bir ilişkin var mıydı?
Because my wife would rather have an abortion without telling me... without even telling me she's pregnant... rather than risk upsetting you by having a baby at the wrong time.
Çünkü karım bana söylemeden çocuğunu aldırmaya karar veren hatta yanlış bir zamanda bebek sahibi olarak seni üzmektense bana hamile olduğunu bile söylemeyen birisi.
You have a contract with your wife, you have certain things you do jointly, you have a bond there.
Karınla kontratınız var ortak yapmak zorunda olduğunuz şeyler var sözleşmeniz var.
I don't want you to conclude... that my wife and I have had anything like a quarrel.
Eşimle benim aramda herhangi bir anlaşmazlık olduğu sonucuna varmanı istemiyorum.
If you knew that, you'd still have a wife and daughter to go home to.
Bunun farkında olsaydın, evde bekleyen bir karın ve çocuğun olurdu.
You don't even have a wife.
Siz evli bile değilsiniz.
You know, my wife and I have been talking about taking a vacation up here for years.
Biliyor musun? Eşim ve ben yıllardır burada bir tatil yapma konusundan bahsediyoruz.
You have a gorgeous young wife, or almost wife, which is even better, voted by specialists, experts, the most beautiful woman in the entire Northwest Passage.
Genç, güzel bir karın var, ya da daha iyi eş neredeyse. Jüriler tarafından şeçilmiş... Tüm kuzeybatı geçidinin en güzel kadını.
We were gonna have a barbecue, like you guys and she was gonna play outside and my wife would hold my hand and talk about grownup things.
Sizin gibi, biz de barbekü yapacaktık. Kızım dışarıda oynayacaktı, karım da elimi tutup, yetişkinleri ilgilendiren şeylerden söz edecekti.
You have an attractive wife with perky breasts... a nine-year-old son, and a sixteen-year-old daughter.
Sıkı göğüsleri, 9 yaşında bir oğlu..... ve 16 yaşında bir kızı olan çekici bir eşiniz var.
If you get a new wife, you'll have sex with her, huh?
Yeni bir eşin olursa onunla seks yapacak mısınız?
Chief, I have a subspace message for you from your wife.
Şef, size eşinizden altuzay mesajı var.
I was upset at first. But when you're the wife of a test pilot, you thank God just to have them home alive.
Ama bir test pilotunun karısıysanız, sadece kocanız evde olduğu için bile Tanrı'ya şükredersiniz.
Have you got any personnel at home you want me to call, like a wife?
Evde seni bekleyen, aramamı istediğin kimse var mı, karın falan?
I realize, Laughton, that you may not have met a wife who has destroyed her husband.
Kocasını mahvetmiş bir kadın görmemişsindir herhâIde Laughton.
I mean, you do have a wife and daughter, don't you?
Gerçekten karın ve kızın var, değil mi?
You don't have a wife.
Bir karın yok senin.
You have a very charming wife, Mr....
Büyüleyici bir karınız var, Bay...
You and my wife have a lot in common.
Sen ve karımın ortak çok noktanız var.
You know I have been meaning to take a wife for some time now.
Bayan Tarla Faresi bir süredir, evlenmeyi düşündüğümü biliyorsunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]