You have to stop translate Turkish
2,986 parallel translation
You have to stop him.
Onu durdurmalısın.
You have to stop her.
Onu durdurmalısın.
Second of all, we will execute your plan. But you have to stop calling us stupid names, Shorty.
İkinci olarak, planını uygulayacağız, fakat bize aptalca isimler takmayı bırak, ufaklık.
You made a choice. And I will always be grateful, but you have to stop now.
Her zaman müteşekkir olacağım ama artık buna bir son vermen gerekiyor.
I mean, I know there comes a time when you have to stop.
Yani demek istediğim artık durmanız gereken bir zamanın geleceğini biliyorum.
Okay, just because you're, you know, you're buttering her up doesn't mean you have to stop looking for a place.
Tamam, senin yüzünden, ona yağ çekiyor olman bir yer bakmayı bırakacağın anlamına gelmiyor.
You have to stop thinking that way, okay?
Böyle düşünmemelisin artık, tamam mı?
Because to do that spell, you have to stop a human heart.
Çünkü o büyüyü yapmak için bir insanin kalbini durdurmalisin.
You have to stop.
Dur artık.
Okay. I'll listen But you have to stop crying
Tamam, seni dinleyeceğim ama ağlamayı kesmek zorundasın.
- I'm in the game. - Carter, you have to stop pissing on our love parade.
- Carter, aşkımızı engellemeye bir son vermelisin.
- And I respect that deep-fried temple that you've built, but you have to stop running naked.
Kurduğun o tapınağa saygım sonsuz ama çıplak koşmaktan vazgeçmen lazım.
You have to stop him!
Onu durdurmak zorundasın!
Doctor says, "Sir, you have to stop masturbating."
Doktor söyler, "Beyefendi, masturbasyon yapmayı kesmelisiniz."
Odd, you have to stop this from happening.
Odd bunun olmasını engellemeliyiz.
But you have to stop punishing us.
Ama bizi cezalandırmaya bir son ver artık. Babamızın suçu değildi.
You have to stop it!
Durdurmanız gerek!
I said you have to stop it!
Durdurmanız gerek!
You just have to stop thinking.
Sadece düşünmekten vazgeç biraz.
Look, if you really want to have a baby, just stop taking the pill.
Bebek sahibi olmak istiyorsan hap kullanmayı bırak.
I have to try to stop you and my mom from destroying my proposal.
Annemi ve seni evlilik teklifimi mahvetmemeniz için durdurmam gerekiyor.
Look, I have feelings for you, and I don't know why, and I wish that I could stop them and go back to the way that my life was before.
Bak, sana karşı hislerim var ve nedenini bilmiyorum. Keşke bunların önüne geçebilsem ve eski hayatıma dönebilsem.
I can't stop you, but I have to tell Able if he asks.
Seni durduramam, fakat eğer Able bana sorarsa ona söylemem gerekiyor.
I know what you have to do to stop Cora!
Cora'yı durdurmak için yapmanız gerekeni biliyorum!
Okay, now stop smiling, because I have to pretend to tell you that I'm moving out.
Şimdi gülmeyi kes. Çünkü sana evden taşındığımı söylüyor numarası yapmam gerekiyor.
But there comes a point where you have to suck it up and stop whining and start living.
Ama bunu artık eşek gibi kabul etmek ve mızmızlanmayı bırakıp yaşamaya başlamak zorundasın.
You're gonna have to stop doing that.
Şunu yapmayı bırakman gerekecek.
Will you stop saying things that'll make me have to do something?
Bana sürekli bir şeyler yapmam gerektiğini söylemeyi keser misin?
Mostly she hates the women that have showers... because they're all that woman... You know, the ones that think the world needs to stop because they're pregnant, like they're the first ones to ever do that.
Genel olarak hamile kaldıkları için tüm dünyanın durmasını isteyen ve sanki ilk kez kendileri hamile kalmış gibi davranan tüm kadınlardan nefret eder.
Oh, no. You don't have to leave, Dee. No, they might as well both hear since they're gonna stop me from enjoying myself at home and at work.
- Tabii artık işte çalışmayacağımı ve evde oturacağımı duymak ikisini de sevindirecektir.
If you're going to stay, then I have no way to stop you.
Kalmayı planlıyorsan seni durdurmaya niyetim yok.
I have to make a stop, but I'll explain the rest when I see you.
Şimdi ara vermeliyim. Gerisini seni görünce açıklayacağım.
What would you say to a... quick stop in the small workshop I have in Paris.
Şuna ne dersin... Paris'teki küçük atölyeme uğramaya.
Oh, you have gotta stop doing this to me.
Bana bunu yapmaya artık bir son vermelisin.
OK you have got to stop it with the winks.
Yeter, keş şu göz kırpmayı.
You have to find a way to stop it.
Durdurmanın bir yolunu bulmak zorundasın.
You have to put a stop to it.
Buna bir son vermelisin.
He's gonna catch up with us, and when he does, the only thing that's gonna stop him destroying this ship is me, so you have to let me talk to him.
Bize yetişecek ve bu gemiyi yok etmesine engel olacak tek şey benim. Onunla konuşmama izin verin.
Can you have Detroit tell them to stop moving around up there?
Detroit'in onlara, orada dolanıp durmayı bırakmalarını söyler misin?
You have to be quiet, or they get scared and stop twinkling.
Sessiz olmalısın yoksa korkup ışıldamayı bırakıyorlar.
Yeah, if we're gonna do this, you're gonna have to stop being weird.
Eğer bunu yapacaksak garip davranmayı bırakmalısın.
Marcus, I know I made you a promise, but I can't keep being someone I'm not. When I see evil, I have to stop it.
Biliyorum sana bir söz verdim ama olmadığım biri gibi davranamam.
Doctor says, "Sir, you're gonna " have to stop masturbating. "
Doktor da ona diyor ki "bayım, mastürbasyon yapmayı bırakmak zorundasınız."
You're gonna have to stop doing nice things for me.
Bana böyle güzel şeyler yapmayı bırakmalısın.
Just stop. You don't have to see it this way. You could just as easily see...
Bunu bu şekilde görmek zorunda değilsin.
You'll have to manually reboot it if you want it to stop.
Eğer durdurmak istiyorsan elinle yeniden başlatmalısın.
You know, you're gonna have to stop blaming me for everything that goes wrong in your life!
Hayatında kötü giden her şey için beni suçlamayı bırakacaksın.
If you do not leave now, I'll have to stop them.
Eğer derhal çıkmazsan başın derde girer!
You never have the good sense to stop when you're beaten.
Yenilseniz de durmak nedir bilmiyorsunuz.
What do you have to offer after the bombs stop falling?
Bombaların düşmesi bitince bize ne verebilirsin?
Well, you're the one who said we didn't have time to stop for gas!
Benzin almak için zamanımız yok diyen sendin!
you have to stop it 29
you have to stop him 32
you have to stop her 23
you have to stop this 43
you have a wife 48
you have it 246
you have a nice day 58
you have a good day 80
you have a good eye 21
you have my word 634
you have to stop him 32
you have to stop her 23
you have to stop this 43
you have a wife 48
you have it 246
you have a nice day 58
you have a good day 80
you have a good eye 21
you have my word 634
you have no idea what you've done 30
you have a good night 79
you have no idea 966
you have 2005
you have to be strong 33
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you have to be careful 59
you haven't got a clue 16
you have to go 526
you have a good night 79
you have no idea 966
you have 2005
you have to be strong 33
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you have to be careful 59
you haven't got a clue 16
you have to go 526