You said it translate Turkish
17,823 parallel translation
You said it yourself, Travis.
Kendin söyledin Travis.
You said it.
Kendin söyledin.
- You said it!
- Aynen öyle!
And with all due respect, I gave it to you, the one person without a computing background, and you said it felt engineered.
Kusura bakma ama bilgisayarla ilgili altyapısı olmayan bir tek sana verdim. Sen de tasarlanmış gibi hissettirdiğini söyledin.
You said it yourself, our compression play is thriving.
- Kendin söyledin, bizim sıkıştırma oyunumuz gelişiyor.
You said it was 100 by 20.
- 100'e 20 demiştin.
You said it was possible.
Mümkün olduğunu söylediniz.
But you said it needed to be done to enrage your son and turn him firmly against Narcisse.
Ama oğlunu sinirlendirip Narcisse'e kesin sırtını dönmesi için bunun gerektiğini söyledin.
Yeah, but the way you said it, it was like that blaze of glory was gonna happen sooner rather than later.
Evet ama söyleme şeklinden Blaze of Glory olayının zamanından daha erken olacağı anlaşılıyor.
You said it was evidence.
Kanıt demiştiniz.
We both said... You said it first!
İkimiz de söyledik, ilk sen dedin hatta!
I think you said it all.
Sanırım hepsini söyledin.
You said it was a dog that attacked you.
Sana saldıranın bir köpek olduğunu söylemiştin.
You said it.
Haklısın.
You said it!
Doğru dedin!
I thought you said it went well.
Güzel geçti dediğini sanmışım.
You said it was an emergency.
- Peki ya Theo'ya? Acil olduğunu söylemiştin.
You said, get in your head, like it's, like it's a bad thing, but it's not.
Kafana girmesine dedin sanki kötü bir şeymiş gibi ama değil.
Like you said you would do, Kyle, except that she actually meant it.
Senin yapacağını söylediğin gibi, Kyle... Tek fark, o gerçekten yaptı.
So, somebody like Heidi could use it to see your entire Internet history, everything you ever said and did on the Internet, even before you were together.
Yani Heidi gibi birisi senin internet geçmişini görmek için kullanabilir. İnternette söylediğin, yazdığın her şeyi. Birlikte olmadan önce bile.
Like I said, it's always nice to see a... you.
Dediğim gibi, seni gördüğüme sevindim.
As you said, it was going to come out one way or another.
Dediğin gibi öyle ya da böyle ortaya çıkacaktı.
Do you remember an e-mail I sent you a few months ago after I saw the new "Ghostbusters" movie in which I might have said something to the effect of it totally sucking balls because women aren't funny?
Birkaç ay önce yeni "Ghostbusters" filmini izledikten sonra sana "çok boktan çünkü kadınlar komik değil" tarzında bir e-posta attığımı hatırlıyor musun?
You're the one who said you could crack it.
Kırabileceğini söyleyen sensin.
When O'Brien said he was branching out socially, you kind of thought it would be with you, right?
O'Brien sosyal çevremi genişletiyorum dediğinde bu işi seninle birlikte yapacağını düşünmüştün değil mi?
It meant nothing, you've said it yourself.
Hiçbir anlamı olmadığını kendin söylemiştin.
She said it was full of the friendliest people you'll ever meet.
Görüp görebileceğin en sıcakkanlı insanlarla doluymuş.
Erm, you said your... your grandfather had it, too.
Büyükbabanda da olduğunu söylemiştin.
I know you said I should control it, and I've tried, Gran, I have.
Onu kontrol edebileceğimi sana söylediğimi biliyorsun, denedim büyükanne, denedim.
You said your grandfather had it too.
Bu dedende de var demiştin.
But you always said it's all right to stand up to bullies.
Ama sen hep kabadayılara karşı koymanın doğru bir şey olduğunu söylersin.
And you like it how you like it, so you said, " You got MMs, right?
Ama sen öyle seviyordun. "MM var sizde değil mi?" diye sormuştun.
Like you said, I'm gonna carry it here, in my heart, and my heart is full of the...
Dediğin gibi, ı'm olacak burada taşımak, Kalbimde ve kalbim doludur.
But you've already said it.
- Ama söyledin bile.
What was it you once said to me?
Bana söylediğin şey neydi?
Nick, look, there's something that I wish I would've said to you last night, but I didn't, so I'm gonna say it right now.
Nick, bak, dün akşam sana söylemek isteyip, söyleyemediğim bir şey vardı şimdi onu söyleyeceğim.
- But you said it.
- Dedin ama.
My motherfucking father always said, when you start something, make sure you finish it.
Orospu çocuğu babamın hep dediği gibi, bir işe başladığında bitirdiğinden emin ol.
That being said, I do know how hard it is to find someone you really connect with.
Denir ki ; gerçekten bağlanacağın birini bulmak ne kadar nadirdir bilir misin?
I went through it frame by frame at the exact time you said.
Tam dediğiniz zamanı kare kare inceledim.
You said you felt it. Yes.
- Ama hissettiğini söyledin.
You said... It was part of the trap, all right?
Tuzağın bir parçasıydı, tamam mı?
The only reason it mentions Titan is because you two said it.
Titan yazmasının tek sebebi sizin söylemenizmiş.
It's for your, uh... I just remembered that thing you said about, uh, - not every cater...
Sana aldım işte her tırtıl kelebeğe dönüşmez sözün aklıma geldi de, o yüzden.
He always said, "If there's one thing" that you learned from Dick, "it's that you never record yourself... " Doing... anything. "
Her zaman, "Dick'ten öğrendiğim tek şey, hiçbir zaman kendini kayıt altına almamaktır, hiçbir zaman." derdi.
It said you used to be a big shot.
Evet. Eskiden baya önemli biri olduğunu söyledi.
You said yourself, there's no way to disarm it.
Kendin söyledin, etkisiz hale getirmenin yolu yok.
It's like you said, Mimi. We all lie a little.
İlk randevularda biraz yalan söylenir.
It was really nice when you said that you loved me.
- Beni sevdiğini söylemen çok güzeldi.
You said that it's far.
Uzak olduğunu söylemiştin.
She's the one who said it. Why are you taking it out on me?
Söyleyen oydu, ne diye bana kötü kötü bakıyorsun?
you said it yourself 408
you said it was 18
you said it was important 29
you said it was urgent 22
you said 2178
you said you loved me 36
you said you were 23
you said you would 31
you said yes 49
you said something 49
you said it was 18
you said it was important 29
you said it was urgent 22
you said 2178
you said you loved me 36
you said you were 23
you said you would 31
you said yes 49
you said something 49