Young fella translate Turkish
243 parallel translation
Well, a young fella named Breck Coleman left it with me, and he told me to give it to you in case he didn't show up.
Bizi bırakıp giden Breck Coleman adındaki genç... -... eğer geri dönmezse sana vermemi söylemişti.
Well, young fella, I guess 100 a week ought to buy you.
Pekâlâ, delikanlı, haftada 100 dolar yeter herhalde.
Listen to this, young fella.
Bunu iyi dinle ufaklık.
Well, the good-looking young fella ain't here yet either.
Yakışıklı da daha gelmedi.
You know, Lucy, I often wonder what I'd do if I was a young fella nowadays.
Lucy, şimdi genç bir adam olsam ne yapardım merak ediyorum bazen.
- You're a full-blooded young fella.
- Amma canlı kanlı bir biradersin.
When I was a young fella, I attended a temperance lecture... and it was very instructive.
Genç bir erkekken, bir içki karşıtları konferansına gitmiştim. Çok bilgilendiriciydi.
What are you doing, young fella, chasing a tiger?
Evlat, kaplan mı kovalıyorsun?
That's bad for a young fella.
Genç biri için bu çok zordur.
Say, young fella, where'd you come from?
Genç adam sen nereden geliyorsun?
Say, listen, young fella, my name's Eddie Foy.
Beni dinle delikanlı, ben Eddie Foy'um.
Fine, upstanding young fella.
İyi, güçlü kuwetli genç adam.
Young fella, if my pal Fancy Pants got me down the way you do your boss, well, I guess I'd want to be rid of him.
Genç adam, ya arkadaşım Fancy Pants, senin Patronuna yaptığın gibi beni bıktırsaydı? Sanırım, ondan kurtulmak isterdim.
- Good night, young fella.
- İyi geceler delikanlı.
- You've got a lot to learn, young fella.
- Öğrenecek çok şeyin var, genç adam.
You got a nerve, young fella.
Ayıp oluyor, delikanlı.
Wait a minute, young fella.
Bir dakika delikanlı.
Young fella, what you propose is impossible.
önermek imkansız.
I maybe ain't got no right asking considering who it's for but.. Do you remember that young fella you combed out over at Rocky Ford the other day?
Belki onun kim olduğunu düşündüğümde doğru değil, ama geçen gün Rocky Ford'da azarladığın genç adamı hatırladın mı?
You heard him, young fella.
Onu duydun delikanlı.
Sold it to a young fella that... Why, heck!
Onu genç bir delikanlıya satmıştım.
Come on, young fella, you got three to go.
Hadi genç dostum. Üç hakkın daha var.
Listen, young fella.
Dinle genç adam.
I wouldn't go stirring'up no trouble with that girl if I was you, young fella.
Eğer yerinde olsam genç dostum, bu kızla hiç sorun çıkartmak istemezdim.
Good thing she can shoot as straight as she can, young fella.
İsteseydi doğrudan seni vurabilirdi, genç dostum.
A nice young fella too.
Hoş bir adamdı da.
Well, hello, young fella.
Merhaba genç arkadaş.
- Hold on, young fella.
- Bekle genç arkadaş.
Don't fool with me, young fella!
Benimle eğlenme genç adam.
Now its your turn, young fella.
Şimdi senin sıran genç adam.
YOU'RE GONNA CATCH IT, YOUNG FELLA. YOUR MA'S BEEN SHOUTING FOR YOU ALL OVER TOWN.
Annen seni her yerde arıyordu delikanlı!
- Just a minute, young fella.
Dur bakalım, ahbap.
- Tell you what, Lee. You keep an eye on the saloon and that young fella in the hotel.
Sana bir şey diyeceğim, Lee görevin barı ve oteli gözetlemek.
Young fella.
Delikanlı.
I'm taking the liberty of addressing you, sir and madam, and you, young fella.
Kusura bakmayın, rahatsız ediyorum,... beyefendi, hanımefendi, ve sen, delikanlı.
Don't worry, young fella, we all gotta grow up the hard way.
Endişelenme delikanlı, hepimiz büyürken zorluklar yaşarız.
He's a fine, upstanding'young fella.
O, iyi ve namuslu bir gençtir.
- Afraid you got me confused, young fella.
- Korkarım, beni karıştırdınız.
What direction might a young fella go on a night of full moon?
Dolunayda genç bir adam nereye gidebilir?
Won't be the first time a young fella found himself all dressed up in front of Min's door.
İlk kez bir delikanlı giyinip kuşanıp Min'in kapısına dayanmış olmaz.
The young fella, he's a fresh recruit but he's learning fast.
Delikanlı, daha acemidir ama çok hızlı öğreniyor.
Well, this young fella that runs the place said that she just spent the night, left the next day and that was it.
Orayı işleten genç adam, geceyi orada geçirdiğini ve ertesi gün ayrıldığını söyledi.
That young fella with you.
Şu seninle olan genç adam.
Such a young fella to be a doctor.
Doktor olmak için çok genç.
She said, "young fella."
Nine, "genç adam" dedi.
If I were you, young fella, I'd be mighty careful.
Yerinizde olsaydım genç dostlarım, çok dikkatli olurdum.
Young fella, if you're looking for trouble, I'll accommodate you.
Delikanlı, bela arıyorsan, bende dolu.
Pretty good shooting, young fella.
İyi nişan alιyorsun delikanlι.
Good-looking fella, and young.
Yakışıklı çocuk ve genç de.
You've got some explaining to do, young fella.
Açıklaman gereken bazı şeyler var.
Now, just a minute, young fella...
Şimdi, dur bakalım, genç adam...
fellas 2244
fella 381
young 1055
younger 104
young man 1667
young blood 22
young girl 46
young love 41
young one 29
young guy 16
fella 381
young 1055
younger 104
young man 1667
young blood 22
young girl 46
young love 41
young one 29
young guy 16
young girls 24
young master 235
young lady 1202
young and old 19
young fellow 27
young woman 79
young mr 18
young men 35
young sir 32
young women 31
young master 235
young lady 1202
young and old 19
young fellow 27
young woman 79
young mr 18
young men 35
young sir 32
young women 31