English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Younger

Younger translate Turkish

7,972 parallel translation
Why do writers'photographs always show them looking ten years younger?
Yazarların fotoğrafları hep on yıl daha genç görünümlü onlara Neden göstermek için ne yapmalıyım?
I used to be in the rug business when I was younger.
Genç iken halı işindeydim.
She is younger than I remembered her.
Onu hatırladığımdan daha gençti.
Well, I have a date with an engaging new gal, somewhat younger than me.
Çekici, yeni bir kızla randevum var. Benden daha genç biri
I'm Maura, Kate's younger sister.
Ben Maura, Kate'in kız kardeşi
Yeah, but he's younger than me.
Evet, ama kendisi benden küçük.
Was he older or younger than you?
Senden daha yaşlı ya da genç miydi?
That is you a week younger.
O senden bir hafta daha genç sadece.
I wouldn't have given you a second look if I was any younger.
Eğer daha genç olsaydım, sana bu kadar şans vermezdim.
You guys didn't know me when I was younger.
Gençliğimi bilmiyorsunuz.
When I was younger, somebody made me the same proposal.
- Gençliğimde aynı teklifi bana başka birisi yapmıştı.
But she seems younger.
Daha genç görünüyordu.
Yeah. I knew you'd think, "She's alone, " she's not getting any younger.
Evet. "Kadın yalnız, artık genç de değil, tabii ki broş yutacak" diye düşünecektin.
When I was younger, I worked in a restaurant for a while.
Gençken bir süre bir restoranda çalışmıştım.
You graduated younger than anyone in your class and you've been here ever since.
Sınıfındaki herkesten daha genç mezun oldun ve uzun zamandır da buradasın.
Don't take too long, doll. You're not getting any younger.
çok uzun sürmesin, oyuncağım bu geçirdiğin zaman geri gelmeyecek.
I actually thought you looked younger. Yeah, right.
aslında genç göründüğünü düşünüyordum evet tabi.
Mrs. Altmann, may I say you're looking even younger than you did in Vienna.
Bayan Altmann, Viyana'dakinden daha genç görünüyorsunuz.
I mean, that kid's five years younger than I am and he's already a soldier.
Askerlik yapmaya başladığında benden beş yaş küçüktü.
I had the Peggy dream so many times when I was younger... with the masks and the robe.
Küçükken sürekli Peggy'li rüyayı görüyordum... maskeli ve cübbeli.
"The Personal History, Adventures, Experience, " Observation of David Copperfield, the Younger of Blunderstone Rookery... "
Genç David Copperfield'ın özel hayatı, maceraları, tecrübeleri ve başından geçenleri anlatan bir kitap.
We're not getting any younger.
Gittikçe gençleşmiyoruz.
A couple years younger than you.
Senden birkaç yaş daha gençtim.
- Not getting any younger, Dave.
- Yaşlanıyoruz be Dave.
Mother, you are not getting younger, are you?
Anne, bana bebek gibi davranıyorsun?
The younger Prince asked us to pull out the tents and bring them to him.
Genç Prensimiz çadırları söküp götürmemizi emretti.
- We're not getting any younger, Levinson.
- Acelemiz yok Levinson.
Do you think they did anything to you when you were younger?
Çocukken sana birşey yapmış olabileceklerini düşünüyor musun?
They looked younger than me.
Benden daha genç gözüküyorlardı.
Ten, ten to twelve years younger.
10 ya da 20 yıl kadar genç belki.
Eventually I'd train someone younger than myself to run the day to day so I could go up to Maine with my family in the summer.
Aslında benden küçük birini her gün koşuda eğitebilirim... böylece yazı ailemle Maine'de geçirebilirim
"Ip Man lived in Hong Kong with his wife and younger son."
"Ip Man Hong Kong'da karısı ve küçük oğlu ile yaşıyordu."
Master Ip, you look younger by the day.
Usta Ip, hergün daha genç görünüyorsunuz.
You know, you're not getting any younger.
Mâlum, gençleşmiyorsun.
We younger kids were not allowed to see it.
Bizim, yani küçük çocukların izlemesine izin vermediler.
- 2 years younger than you.
- Senden iki yaş küçük.
"Please, help me, younger woman, who's nearly half my age."
"Lütfen, bana yardım et neredeyse yarı yaşımdaki genç kadın."
Marketing just submitted a report showing pretty clearly that a younger demographic would benefit from awareness of our technology.
Pazarlama, az önce teknolojimizin farkındalığından daha genç nüfusun faydalanabileceğini açıkça gösteren bir rapor sundu.
Have... Have you already found your younger candidate?
Genç adayınızı buldunuz mu?
Make me the younger candidate.
- Beni genç aday yap.
Put me into a younger body.
Beni daha genç bir bedene yerleştir.
They want to appeal to younger audiences.
Daha genç kitle istiyorlar.
I raised my four younger siblings during my father's heroin addiction and my mother's clinical depression, then attended vassar under a work-study scholarship before serving in the peace corps for three years in Nepal, and then returned to the U.S.,
Dört kardeşimle birlikte büyüdüm babamın eroin düşkünlüğü ve annemin klinik depresyonları gölgesinde. Sonra Nepal'de 3 yıl barış gücünde hizmet vermeden önce bir çalışma grubuna katıldım. ... ardından Amerika'ya geri döndüm.
Danny, if you had half the game with younger women that you do with older women, you'd be laying it down.
Danny, sen yarım oyun olsaydı. - genç kadınlarla. Eğer yaşlı kadın ile yapmak olduğunu,
I give my regards to my elders, my love to the younger ones.
Ben genç olanlar için, benim büyükleri aşkım benim selamlarımı vermek .
Uh, they're gonna want you... to just do a bunch of Web stuff because you're younger.
Senin internette..... bir çok şey yapmanı isteyecekler çünkü yaşın küçük.
Which isn't fair, because I don't think anyone else was more alive than him... when he was younger.
Ki bu hiç adil değil. Çünkü kimsenin, gençliğini onun kadar.. .. dolu dolu yaşadığına inanmıyorum.
I'm feeling younger
Gençleşmiş hissediyorum.
Listen, I know that I... told you somethings else before but you were much younger.
- Bak, sana önceden farklı söylediğimi biliyorum ama o zaman çok küçüktün.
I mean, you're so much younger than him.
Demek istediğim, sen ondan çok daha gençsin.
So, he picks up a younger woman and poof!
Bu yüzden kendinden genç bir kadın tavlar ve çakar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]